Medyaradar analistinden CHP'ye tavsiye! Avuç patlatmayı bırak "seçimi nasıl kazanırım"a bak!
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar CHP’nin “Milletçe alkışlıyoruz” reklamını yarattığı algı açısından değerlendirdi ve kampanyanın handikaplarını sıraladı… İşte o yazı…
CHP’nin yeni kampanya tanıtımını afiş olarak ilk gördüğümde ufak
bir “bocalama evresi” geçirdim. Doğrusu tam algılayamadım hemen.
“Kimi alkışlıyormuş bunlar, kendi kendilerini mi?” dedim önce.
Sonra hemen fark ettim ki bu alkış bir şeyi başarmanın alkışı
değil, bir protesto alkışı imiş. Kime karşı peki? Elbette AKP’ye
karşı. (Metinde “Malum zihniyet” diye geçse de) Tabii ki AKP’ye
“Bravo” alkışı yapacak halleri yoktu ya bendeki de akıl işte!
Ardından ilk intibalarım oluşmaya başladı. Öncelikle şu “duvar
şablonu” esprisini çok klasik, sıradan hatta “fazla genç işi”
(“Çocukça” ya da “yeni ergen” dememek için böyle diyorum) bulduğumu
belirtmeliyim. Ayrıca 1950’lerin Demokrat Partisi’nin “Dur” diyen
elinin daha stilize ve alkışlı versiyonu gibi de geldi bana. Gene
de bunlar daha “teknik” çağrışımlar sayılabilirdi. İşin bu gibi
yönleri beni fazla ilgilendirmiyordu. Ben esasa yönelmiştim.
Gene de kimi hususlar dikkatimi çekmedi değil. Yürüyen kediyi sıkı
bir “kedici” olarak pek sevdim. (Ben olsam “CHP’nin kedisi
Şero”’nun başrolde olduğu bambaşka bir reklam çekerdim o başka!)
Lakin olayı trafo ile birleştirince ne çıkıyor acaba? Oldu da
seçimden istenen sonuç alınamazsa gene “trafolara kedi girdi”
bahanesine mi sığınılacak acaba? Devamındaki o insansız
(Milletsiz), ıssız geçit altları ile kime ne mesaj verilmek
isteniyor acaba?
Sonra bir yandan da göz ucuyla tartışmaları izlemeye gayret
gösterdim. Ahmet Hakan “Başörtüsü” üzerinden doğru bir “zihinsel
defo” yakalamış bence. Nihat Genç her zamanki haşarı üslubuyla daha
çok Kılıçdaroğlu çizgisine öfkesini kusmuş ama enteresan gözlemler
de yapmış anlaşılan. Bilhassa Ali Atıf Bir’in “Alkışladıkça oylar
AK Parti’ye gidiyor” başlıklı yazısını “manidar” buldum.
BU ALKIŞLAR AKP’YE YAZAR!
Her neyse; öncelikle hatırlanmalı ki CHP ve ortalama CHP’li için
“normal” olan bir davranış (Alkışlama,ve benzeri muhtelif protest
biçimler) CHP’li olmayan hele de “AKP’li kitle”de bambaşka
çağrışımlar yapmaktadır. Bu yüzden CHP seçim stratejisini “kendi ve
kendi gibilerin algı dünyasına” göre değil, toplumsal ortalama ve
özellikle de “düne kadar AKP’ye oy veren ama AKP’den vazgeçme
sinyalleri de gösteren” bir kitleye göre kurmak zorundadır.
Söz konusu kitle için benzeri davranış ve çağrılar (Doğruluğunu
veya yanlışlığını tartışmak abestir, veri kabul edilmelidir)
“Kaos”u, huzursuzluk yaratmayı, maraza çıkarmayı (Çok kullanılan
benzetmeyle örneğin “tencere tavacıları”), ortalık karıştırmayı, vb
çağrıştırmaktadır. Bu kitle şu veya bu nedenle AKP’den kopmayı
istese bile alternatifinin de aynı hassasiyetleri korumasını
arzulamaktadır. Bu konuda çok ürkek ve çekincesi olan o kitle
benzeri yöndeki en ufak bir sapmada içe kapanmakta ve tekrar eski
tercihine “hiç yoktan iyidir” diyerek sarılmaktadır. O yüzden bu
tarz bir kampanya ile daha baştan “ulaşılması gereken kitlenin
nabzı”ndan kopulmuş, ters düşülmüştür.
Bu durumda “CHP’ye kazandırmamak” için bundan iyi slogan ve konsept
bulunamazdı herhalde. AKP ise zaten bütün stratejisini bu korkuyu
kaşıyarak, bu algıyı tahkim etme üzerine kurmuşken CHP kendi
kuyusunu kazar pozisyona düşmüştür.
Peki daha seçimlere var. Bu “konsept” değişebilir, daha doğru bir
“tarz” yakalanabilir mi? Devamında düzelebilir mi? Olabilir ve olsa
iyi olur. Ancak unutulmamalı ki baştan zihinlere yerleşen algı
kalıcıdır. Onu ne kadar revize etmeye kalkarsanız kalkın nafiledir.
Dahası algının esası “sorunlu” ise ne yapacaksınız?
TEMEL ALGIDA HANDİKAPLI BİR REKLAM
O yüzden bana göre reklamın asıl handikapları sadece burada
değildir. Bana göre söz konusu “Milletçe alkışlıyoruz” logolu
reklam serisinin asıl handikabı şuralardadır;
1) CHP bir siyasi partidir: Burada bir siyasi parti ve “iktidar
alternatifi” olarak iddialı bir CHP yoktur. Kime, neye, niçin
olduğu pek belli olmayan soyut bir protesto çağrısı vardır. CHP,
sıradan radikal bir protestocu grup, aktivist hareketi seviyesine
indirilmiştir.
2) CHP bir “Sivil Toplum Kuruluşu” değildir. Oysa burada bir sivil
toplum kuruluşunun, derneğin, vb herhangi bir konudaki “Protesto
kampanyası” gibi bir algı çıkmaktadır. Bir sivil eylem hareketinin
her tür “aykırılık” yapma opsiyon ve hakkı vardır ama seçimlere
giden iktidar iddiasındaki bir partinin değil.
3) Burada iktidar arayışı, arzusu ve iradesi olan bir CHP yoktur.
Sadece rakibine endeksli bir “tepki hareketi” (O da flu) görüntüsü
vardır. Toplum tepkilere hak verebilir ama oy vermez!
4) Bu reklam bir “seçim kampanyası” imajı vermemektedir. Oysa söz
konusu olan bir partinin (Üstelik ana muhalefet partisinin) seçim
kampanyasıdır. Bir seçim kampanyasının ana ve vurucu temaları
yoktur.
5) İktidara yürüme özgüveninden çok “bu kelek de atılır mı?” öfkesi
tadında, siyasi olgunluk çağrıştırmayan bir tarz
hissedilmektedir.
6) Burada Türkiye’nin geleceğini etkileyecek bir seçime giren ve
bunun farkında olan bir partiden çok anlık, konjonktüre bağlı
herhangi bir protesto kampanyası havası verilmektedir.
7) Çağrının öznel niyeti ve kapsamı ne olursa olsun esasında
“negatif” bir içeriktedir. Zaten AKP’nin / Erdoğan’ın geren
tarzından bıkan ve bu yüzden arayışa girmesi muhtemel bir kesime
“Pozitif” hiçbir mesaj verilmemektedir. O kesime bu şekilde
ulaşılamaz.
8) AKP’yi sevmemek, istememek, nefret etmek bir partinin çizgisi ya
da programı olamaz. “Anti-AKP”cilik bir “iktidar çizgisi” değildir.
(Solun genel problemi!) CHP’nin herkesi kucaklayan farkı ve “ne
yapacağı”nın kuvvetli esintisi yoktur.
9) Burada kitlenin derin ruhsalında “heyecan dalgası” yaratacak
hiçbir kıvılcım mevcut değildir. Son derece sığdır. Sadece bir
kısım “Kemikleşmiş CHP’li”nin duygularına seslenebilecek, onları
tatmin edecek bir yaklaşım vardır. Bir parti tekrar “yazlıkçı
oylara”, Beyaz Türklere ve eski oy oranına oynanacaksa bir seçime
girmeye ne gerek var? O zaman CHP’ye azami yüzde 25 kota ayıralım
gitsin!
10) Buradaki mesaj “Kavgacı” çağrışımlar yapmaktadır. (Nitekim AKP;
hemen “kaos istiyorlar” diye bu noktaya yüklenmiştir.) Toplum
istikrar ve sakiniyet istemektedir. Bu tarz onu vaat etmemektedir.
“Toplumu istikrar ve huzur içinde bir yere taşıma güveni”
verilmemektedir. AKP o yüzden yıpranırken CHP tekrar buna
oynamaktadır. Oysa o AKP’nin “alanı”dır. Bu fasit dairenin dışına
çıkmak gerekmektedir.
11) Bu reklam asıl amacıyla çelişmektedir. CHP’ye “fazladan oy
getirecek” ve eskiden muhtemelen AKP’ye oy veren bir kitleye cazip
gelebilecek çarpıcı doneler yoktur. Tam tersine ana tavır “itici”
gelecektir.
12) CHP “Gezi atmosferi”nde değil, seçim sathında olduğunun bir an
önce farkına varmalıdır!
Bir de “avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlıyoruz” demişler. Avuç
patlatmaya ne gerek var? Böyle bir mesajla yola koyulmamak için
biraz kafa patlatmak yeterlidir oysa!..
[email protected]