17 Tem 2008 11:29 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:09

"MEDYADAKİ İKİ YÜZLÜLERİ TANIYALIM" DİYEN ORAY EĞİN KİMLERİ ÖRNEK VERDİ?..EĞİN'İN İKİYÜZLÜLERE KÖTÜ HABERİ NE OLDU?

Türkiye´de herkesin bir fiyatı olduğu gibi Cihangir solcularının,Kaktüs kahvesi müdavimlerinin de bir fiyatı yok mu sanıyorsunuz? Üstelik sandığınız kadar yüksek rakamlar da talep etmezler.Emre Aköz´den bile ucuza getirebilirsiniz.

MEDYADAKİ İKİ YÜZLÜLERİ TANIYALIM


Garibime gitti, dün Güneri Cıvaoğlu´nun köşesinde okudum Milliyet´te. Meğerse Ragıp Duran bir röportaj vermiş ve Cıvaoğlu´nu kastederek kimi ithamlarda bulunmuş. Zamanında Güneş´i yöneten Cıvaoğlu´nun dış temsilcilerden çeşitli yiyecekler istediğini söylemiş. Demiş ki "Genel Yayın Yönetmeni´nin haber istemesini beklerdik"

Güneri Cıvaoğlu gerçi yalanlamış, hayatı boyunca Brüksel´den bira, Viyana´dan çörek istemediğini söylemiş ama istemiş olsa bile bunda ne sakınca var ki? Duran´ın bahsettiği yıllar Türkiye´nin dünyaya kapalı dönemi; bugünkü gibi erişim yok. Gurtbeçilerin valizlerinden Schauma şampuan ve Milka çikolataların taşındığı karanlık bir dönem Türkiye tarihinde.

Hakikaten ne var bunda? Bir akademisyenin hafızasında kalabilecek kadar belirgin ne olabilir ki?

Üstelik Cıvaoğlu´nun bunları sipariş etmesini, temsilcilerden haber istemediği yönünde yorumlamak çok kötü niyetli bir yaklaşım. Maalesef içinde haset ve kıskançık barındıran bir kötü niyet. Ve kaynağı belli, aynı türde insanlarda görünen patolojik bir vak´adır bu.

Eski solcu hastalığı diyebiliriz buna. Bırakın Güneri Cıvaoğlu´nun haber istememesini, asıl problem medyada artık Ragıp Duran ve benzerlerinden hiçbir şey istenmemesi. Onları bu çıldırtıyor.

Oysa dense ki "Gel Hürriyet´te yaz" her gün küfür ettikleri Ertuğrul Özkök´ün önünde diz çökerler. Güneri Cıvaoğlu, gel şu paraya yanımda dur dese Jaguar´ının kapısını açarlar. Reha Muhtar biraz bütçe ayırsa yalısında nöbet beklerler, Hıncal Uluç köşesinde övse onları bir anda "abi" olur...

Türkiye´de herkesin bir fiyatı olduğu gibi Cihangir solcularının, Kaktüs kahvesi müdavimlerinin de bir fiyatı yok mu sanıyorsunuz? Üstelik sandığınız kadar yüksek rakamlar da talep etmezler. Emre Aköz´den bile ucuza getirebilirsiniz.

Yazık ki buna rağmen kimse kapılarını çalmaz. Çünkü sadece konuşurlar ve hiçbir işe yaramazlar. Bu da onları delirtir. Nihayet birileri onların kıymetsiz olduğunu anlamıştır çünkü.

Yıllarca, kendi kendilerine biçtikleri mağduriyet kültü yüzünden kapalı çevrelerinde "Aferin oğlum" diye övgü alanların düşmanlığıdır bu. Bütün gün Kaktüs kahvesinde oturup, hiçbir şey üretmeden, sadece akıl vererek bir şeyler yapanlara saldıranların kıskançlığıdır. Onların iki yüzlülüğünü iyi tanırız. Bu düşmanlığın altında neyin yattığını da iyi biliriz.

Açık konuşmak gerek, Ragıp Duran hapse girmeseydi son 10 yılda kendinden bahsettirebilir miydi?

Üstelik bu adam akademide "gazetecilik" dersi veriyor, buna rağmen yalan demeç çıkıyor ağzından.

Benim tahammül edemediğim bu iki yüzlülük...

Sadece o mu? Gelin şu iki yüzlülere birkaç örnek verelim...

Alper Görmüş mesela... Medyanın dışındaymış gibi görünüp, gerek gazetelerde gerekse de İnternet´te büyük medyaya sallayıp durdu yıllarca. Bir gün "Madem çok biliyorsun gel kendin yap" diye Aktüel´in başına getirildi, daha ilk haftalarda yalan kapak yaptı. Hâlâ etik dersleri vermeye çalışıyor.

Yıldırım Türker... Televole kültürüne ve ucuz magazine düşmanlık yapmasıyla tanınıyor, cesur ve devrimci bir solcu gibi pazarlıyor kendisini. Gelin görün ki sahte isimle Televole kültürünü besleyen ürünlere imza atıyor. Mahsun Kırmızıgül´e dizi yazıyor, "Açık saçık konuş benimle" diye Sezen Aksu´ya şarkı sözü yazıyor.

Leman dergisi... Yıllarca sahte okur mektup