18 Haz 2009 11:01
Son Güncelleme: 10 Mayıs 2021 16:06
MEDYADA KANLI TESTERE SAVAŞLARI!..AYŞE MEHVEŞ EVİN HABERTÜRK'Ü ELEŞTİRDİ,CEVAP HINCAL ULUÇ'TAN GELDİ!..
Sevgili Mehveş, hemen her gazetede çıkan bu resim seni rahatsız etmiyor da, testereye niye takılıyorsun, söyler misin?
Habertürk gazetesi Münevver Karabulut cinayetinde kullanılan kanlı testereyi manşete çekti. Akşam gazetesi yazarı Mehveş Evin "İşte o testere, İşte o gazete" başlıklı yazısı ile Habertürk'ü ağır bir dille eleştirdi....
Mehveş Evin'in bu yazısına itiraz ise Sabah gazetesinin usta kalemi Hıncal Uluç'tan geldi... İşte o yazı...
Testere-4, Türk medyasında..
Testere filmi, Türkiye dahil bütün dünyada iyi iş yapınca arkasından, ikincisi, üçüncüsü geldi.. Dördüncü Testere şimdi Türk medyasında oynanıyor. Bu defa film değil, gerçek..
Önce bir delikanlı, filmlere konu olacak bir Testere cinayeti işledi. Sonra medyamızda bazı kalemler, bu testereyi bahane ederek birbirlerini doğramaya başladılar.
İtiraf edelim, olayı en iyi izleyen, ısrarla gündemde tutan, hatta sonunda başbakanın bile konuya ilgisini çekip, "100 gündür neden mesafe aldıramadık" dedirten, HaberTurk gazetesi oldu. Çıktığı günden beri reklamlarında "Farklı gazete" sloganın kullanan HaberTurk gerçekten fark yarattı.
Okur, siyaset, Ergenekon, bir kaşık suda koparılan fırtına haberlerinden bıkmış, "O dedi, bu dedi" manşetlerinden kusmuş, "Bunlar bir gün sussa bu gazeteler acaba nasıl çıkar" diye meraka düşmüşken, HaberTurk kamuoyunun fevkalade ilgisini çekecek bir olaya yüklendi ve ayrıldı.
HaberTurk'un son hamlesi, cinayet aleti testerenin kanlı fotoğrafını yayınlamak olunca tartışma başladı.
Ayni resme ulaşan Akşam, basmamayı tercih etmişti. HaberTurk, Genel Yayın Müdürü Fatih Altaylı imzalı bir yazı ile "Niçin bastığını" da açıkladı.
İki ayrı kutup olunca tartışma da doğaldı. İtirazım yok..
Ama sevgili kardeşim Mehveş'e (Evin) hem de fena halde itirazım var. Akşam'daki "İşte o testere, İşte o gazete" başlıklı yazısı, daha başlığından itibaren bir karşı görüş, bir eleştiri değil, bir saldırı, hem de olayı iyi izleyen HaberTurk'un yaptığı primin kıskançlığını da içeren bir saldırı..
Önce bir delikanlı, filmlere konu olacak bir Testere cinayeti işledi. Sonra medyamızda bazı kalemler, bu testereyi bahane ederek birbirlerini doğramaya başladılar.
İtiraf edelim, olayı en iyi izleyen, ısrarla gündemde tutan, hatta sonunda başbakanın bile konuya ilgisini çekip, "100 gündür neden mesafe aldıramadık" dedirten, HaberTurk gazetesi oldu. Çıktığı günden beri reklamlarında "Farklı gazete" sloganın kullanan HaberTurk gerçekten fark yarattı.
Okur, siyaset, Ergenekon, bir kaşık suda koparılan fırtına haberlerinden bıkmış, "O dedi, bu dedi" manşetlerinden kusmuş, "Bunlar bir gün sussa bu gazeteler acaba nasıl çıkar" diye meraka düşmüşken, HaberTurk kamuoyunun fevkalade ilgisini çekecek bir olaya yüklendi ve ayrıldı.
HaberTurk'un son hamlesi, cinayet aleti testerenin kanlı fotoğrafını yayınlamak olunca tartışma başladı.
Ayni resme ulaşan Akşam, basmamayı tercih etmişti. HaberTurk, Genel Yayın Müdürü Fatih Altaylı imzalı bir yazı ile "Niçin bastığını" da açıkladı.
İki ayrı kutup olunca tartışma da doğaldı. İtirazım yok..
Ama sevgili kardeşim Mehveş'e (Evin) hem de fena halde itirazım var. Akşam'daki "İşte o testere, İşte o gazete" başlıklı yazısı, daha başlığından itibaren bir karşı görüş, bir eleştiri değil, bir saldırı, hem de olayı iyi izleyen HaberTurk'un yaptığı primin kıskançlığını da içeren bir saldırı..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ