Medyada "illuminati" Geyikleri!
Bir süredir medyada bir “söylenti” dolaşıyordu. Buna göre 7 Aralık 2011 tarihinde dünyada çok önemli bir olay olacaktı. Herkesi bir “beklenti” içine sokan bu rivayet dün sonlandı ve hiçbir şey olmadı. Büyük medyada fazla yer bulamayan (Serdar Turgut dışında) bu “iddia” diyemeyeceğim “şartlama” internet ortamında kendisine hayli yer edindi. Bu da tıpkı “Maya takvimi”, “2012 Marduk Beklentisi” türünden bir olaydı.
Ancak söz konusu “rivayet” bugün dünyayı yönettiği söylenen, “Yeni Dünya Düzeni”nin arkasındaki güç olduğu belirtilen ve dünyayı “tek merkezden yönetme” iddiasındaki “İlluminati” olunca en lakayt adamların bile kafasında bir “acaba” oluştu. Dünyada ve bizde bu yönde büyük bir “komplo teorisi” dalgasını tetikledi. Üzerinde türlü tahminler üretildi.
Kimileri inandılar kimileri inanmadılar. Kimi ciddiye aldı kimi almadı. Ancak bu durum hiçte azımsanmayacak bir kitlede 11 Eylül benzeri bir eylemin olabileceğini (ya da “büyük bir sırrın açıklanması”na veya örgütün kuruluş tarihine yordular) akla getirdi ve buralara yoğunlaştılar. Hatta 7 Aralık’ta “3. Dünya Savaşı”nın çıkacağına veya “Armageddon Savaşı’nın başlangıç tarihi” olduğunu ileri sürenler bile oldu. Kısaca bu konudaki “tahmin” ve “bahisler” mebzul miktardaydı!
KARANLIK BİR OLAY BEKLENTİSİ
Tartışmanın fitilini illuminati.org sitesi ateşlemişti. Söz konusu site bir süre önce bir geri sayım başlatarak 7 Aralık 2011 tarihine kilitlenmişti. Bir zaman sayacı vasıtasıyla (Sayacı ctrl + a yaparak görebiliyordunuz.) sürekli geri sayım yapan site sonunda 24 saat kala durdu. Sayaç sıfırlandıktan sonra da site tamamen siyaha büründü. (Site de yok oldu aslında) sayacın altında da şöyle bir yazı göze çarpıyordu; “İnsan ırkı uyanın. Hepimiz kardeşiz. Biz karanlığı ve bütün savaşları bitirme gücüne sahibiz. Eğer uyanmazsak, çok geç kalmış olacağız ve karanlık yükselecek...” Onun yerini ise 7december.org sitesi aldı. Velhasıl “büyük bir olay” beklentisinin yerini “hayal kırıklığı” almış oldu.
İLLUMİNATİ BİR GERÇEKLİKTİR!
Başta da belirttiğim gibi ben İlluminati örgütünün varlığına inananlardanım. (O kadar ki sırf bu konuda “Derin Dünya Devleti / Gizli Doktrinin Küresel Efendileri” başlıklı bir kitabım bile var.) İşaretler bunu gösteriyor. Bu anlamda İlluminati bir “Şehir efsanesi” yahut “Paranoyak bir Fantezi” değil. Dünya tarihine yön verme çabasındaki bütün gizli örgütlerin tarihini inceleyen herkes buna ikna olacaktır. Bugün dünyadaki olayların seyrini doğru okuyan herkeste bu örgütün stratejisine dair ipuçları bulacaktır. Bu anlamda “atmasyon” bir iddiadan veya ayakları havada bir “komplo teorisi”nden söz etmiyoruz. Örgütün etkinliği, çapı tartışılabilir, araya abartmalar karışmış olabilir ama bence varlığı tartışılamaz.
Fakat ben böylesi bir “küresel yapı”nın varlığına inansam bile “Sayaç hikâyesi” çevresinde dönen ve açıkça “geyik muhabbeti” izleri taşıyan iddialara inanmadım ve böylesi bir “beklenti” içine girmedim. Bana göre bu “sanal kurgu” daha ziyade batılı zihinleri hedeflemiş 7 Aralık 1941 Pearl Harbour Saldırısı’na göndermede bulunan, bu yönüyle korkularımızı ajite eden bir “psikolojik” operasyon veya “kitle yönlendirme” denemesiydi. Adeta bir tür “PR/Reklamcılık çalışması” yapıldı. Her kim yapmışsa ilginç bir “proje”ymiş doğrusu!
Böyle düşünmeme sebep olan bir diğer etmen ise İlluminati’nin tarihini, yapısını, çalışma tarzını, zihniyetini ve var olma biçimini az biraz kestirebilmem, bu konuyu araştırmış olmamdı. Bana göre İlluminati’nin böyle bir hamleye ihtiyacı yoktu. (İlluminati böyle bir eylemi organize edecekse bunu dünya insanlığı ile paylaşmaz. Son derece gizli bir örgüttür. Stratejik kararları da son derece gizlidir. Geniş kitleyle paylaşılmaz. Siz ancak o olay olduğunda ondan haberdar olursunuz. ) hatta tam tersine “İlluminati karşıtları”nın bir “hatırlatması” veya “manipülasyonu” bile olabilirdi. (Kimi yorumlara göre “İlluminati kendi reklamını yapmış” oluyordu ki bana göre bu çapta bir organizasyonun bu tarz bir reklama da ihtiyacı yoktu.) Bana göre bu olay biraz “Bir deli kuyuya taş atmış 40 akıllı çıkartamış” durumuna benziyordu. Ne diyeyim; son zamanlarda bu konularda söylenen her şeye düşünmeden inanan sakat bir “komplocu kafa yapısı” oluştu. Bunlar bu alandaki ciddi tezleri de magazine ediyorlar, sulandırıyorlar.
AMERİKAN BİR DOLARINDAKİ PİRAMİT VE ULU GÖZ ONLARIN SİMGESİDİR!
Dediğim gibi İlluminati (Aydınlanmışlar) örgütü 1 Mayıs 1776 tarihinden beri vardır. Kurucusu Adam Weishaupt’tur. İlk olarak Alman Bavyera’sında ortaya çıkmıştır. Ktallık/Monarşi ve Din/Kilise karşıtı olduğu ve bir “Komplo ve entrika örgütü” olduğu gerekçesiyle kapatılmıştır. Ardından yeraltına çekilmiştir. 1833’te Amerika Yale Üniversitesi’nde “Kurukafa ve Kemik” adıyla yeniden kurulduğu iddia edilmiştir. ABD yönetim elitleri ve dünyadaki birçok şirket yöneticisinin bu örgüte üye olduğu ileri sürülmüştür. Ezoterik esaslara göre teşkilatlanmıştır. (Köklerinde “Tapınak Şövalyeleri” olduğu da iddia edilmiştir.) Özellikle Masonlar tarafından benimsenmiş ve iç içe geçmişlerdir. Daha sonra Fransız devrimini yapan “Jakobenler”in aslında bu örgütün bir yansıması olduğu ileri sürülmüştür. Uzun vadeli programları “Evrensel bir Cumhuriyet” kurmaktır.
Günümüzde ise çok daha gelişkin “Küresel bir organizasyon” olduğu belirtilmektedir. Ulus devletleri tasfiye ve “Tek dünya devleti” hedefi olduğu belirtilmektedir. Gizli bir “konsey” tarafından yönetildiği söylenmektedir. Dünyadaki olaylara yön verme gayreti içinde olduğu söylenmektedir. “Kaostan Düzen yaratma” felsefesine (Ardo Ab Chao) inanmakta oldukları belirtilmektedir. “Arap Baharı”nda da onların izi aranmaktadır. Dünyada savaş ve kargaşadan kendilerine “yeni fırsatlar” yarattıkları vurgulanmaktadır. Amerikan 1 dolarında da simgelenen piramit üzerindeki “Ulu Göz” (Horus’un Gözü) onların sembolü kabul edilmektedir. Çok sözü edilen Bilderberg grubunun onların bir “uzantısı” olduğu söylenmektedir. “Dünyayı Saran ağ” ya da “Küresel şebeke” olarak da tanımlanmaktadırlar. Dan Brown “Melekler ve Şeytanlar” romanında bu örgütü konu edinmiştir.
Öyle veya böyle, son “Sayaç tartışması”nın İlluminati’nin asıl faaliyetleriyle ilgili olduğunu hiç sanmıyorum. Bu konuda muhtelif internet forumlarında İlluminati adını hiç duymamış kişilerin bile yorum yapmaya kalktıklarını gördüğümde ortaya atılan iddia görünümlü “yönlendirme”nin ne derece “saçma” olduğuna bir kere daha kanaat getirdim. Zaten 7 Aralık’ın geçip, dünyada beklenen tarzda bir olayın olmaması da bunu ispatlıyor.
Dolayısıyla bütün bunlar üzerine inşa edilen bütün varsayım, iddia ve yaklaşımların “İlluminati geyikleri” kategorisine girdiğini düşünüyorum. Herhalde ciddi bir konu ancak bu kadar sulandırılır…
Atilla AKAR