'MEDYADA ERKEK TEKELİNİ KIRACAĞIM,HEDEF 100 BİN TİRAJ!..' YENİ ASIR'IN YENİ PATRONUNDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!..
Yeni Asır gazetesinin Yayın Grubu Başkanlığı'na getirilen Şebnem Bursalı planlarını, hedeflerini bu röportajda anlattı!...
Yeni Asır gibi bir geleneğin ilk kadın yayın grubu başkanı oldunuz. Neler hissediyorsunuz?
- Gururluyum elbette. Bu görev bana verildiği zaman o güne kadar kişiliğimin görünür bir parçası olmayan kısmı ortaya çıktı. Ben bir Ege kadınıydım ve Yeni Asır da Türk gazeteciliğinin en değerli müessesesiydi. Ege kadını olmanın farklılığını hissettim birden. Ve bana Serhat Albayrak 'Bu gazeteyi alın ve ve iyi bir biçimde yönetin,' diyordu. Burada Ahmet Çalık'ın deyimiyle 'grubun yüzük taşı' olan bir gazeteden söz ediyoruz. Sanki tüm Cumhuriyet kadınlarına verilmiş bir hediye gibi hissettim. Çok iddiayla söylüyorum ki; medyadaki erkek tekelini kıracağım.
- Gazetecilik geçmişinizden bahseder misiniz?
- Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdikten sonra bir yıl TRT'de çalıştım. Ateş Hattı programında hem muhabirlik yaptım hem de yapımda görev aldım. Sonra SABAH grubuna geçtim. Gün gazetesinde altı ay kadar çalıştım ve ardından Yeni Asır'lı günler başladı. Aktüel dergisinde haftalık araştırma siyaset yazıları, atv'de yapımcı ve SABAH'ta özel haber muhabirlik günleri başladı. Özetle 15 yıldır mesleğimi icra ettiğim ekmek teknem burası. Aynı zamanda gazetemin Ankara temsilciliğini yürüttüm son 10 yıldır. Şimdi de Yeni Asır'ı yönetiyorum ya, sanılmasın ki haberden uzak kalacağım. Zaten arkadaşlarıma ilk söylediğim şey şu: Ben dahil, herkes haber peşinde koşacak.
- Yıllar süren Ankara yılları, elbette bir alışkanlık oluşturdu değil mi?
- Bilirsiniz, bir yerde deniz yoksa, sokaklar deniz kokmuyorsa biz Egeliler için o yer biraz eksikli bir yerdir. Ama Ankara'nın şöyle bir özelliği var: Bir süre yaşarsanız eğer, alışkanlık yapar. Yaşamak kolay gelir Ankara'da. Sanki her şey elinizin altındaymış gibi gelir. Arabaya binersiniz beş dakika sonra Meclis'tesiniz. Üç dakika sonra Başbakanlık'tasınız. Hem bir vatandaş olarak hem de bir gazeteci olarak size böyle kolaylıklar sunar Ankara. Dolayısıyla hem Ankara'yı acımasızca ve nankörce eleştirirsiniz bir yandan, bir yandan da Ankara'yla gizli bir aşk ilişkisi yaşarsınız.
- SABAH grubunda çalışmak gazeteciliğinize neler kattı?
- SABAH grubunun çıkış noktası Yeni Asır'dır. Ben bir Yeni Asır mektebi mezunuyum. Biliyorsunuz, Türk gazeteciliğinin en çok mezun veren okuludur Yeni Asır. Dolayısıyla bu mektepten mezun olmak benim için de gerçek bir şans ve gerçek bir ayrıcalık. SABAH gazetesi ise Türk gazeteciliğinin sıçramasını ifade eder. Benim bir tezim var: Bu ülkede 80'den sonra bir askeri darbe olmamışsa bunun sebebi SABAH gibi bir gazete olduğu içindir. Bir bakıma hayatımı şekillendiren kurumdur.
- Kadınların başarılı olmak için hep bir şeylerden ödün vermesi gerekir, siz de verdiniz mi?
- Bu söylediğiniz doğru. Bizlerin önünde başarılı olmaktan başka bir seçenek yok. Bu, erkeklerin suçu değil. Biraz dünyanın yazılımı böyle ne yapalım. Zaten benim gibi kadınların bu görevlere getirilmelerini anlamlı kılan da dünyanın bu düzeni. Ben de mesleğimi iyi yapabilmek için çok çalıştım. Bu arada pek çok ihmalim oldu. Örneğin, ailemle geçireceğim zamanlardan çokça çaldım, aile kuramadım, yaşamıma hep azami dikkat ettim.
- Yeni göreviniz sizi şaşırttı mı, başaramamaktan korktunuz mu?
- Korkudan ziyad