06 Oca 2011 11:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:56

MEDYADA EMEK SÖMÜRÜSÜ TAVAN YAPTI! ÇALIŞANLARIN PAYINA 2011'DE ZAM YERİNE NASİHAT Mİ DÜŞECEK?

Örgütlenmenin, tüm işkollarından çok daha düşük olduğu medya sektöründe; çalışanların payına , bu yıl yine zam yerine nasihat mi düştü?VAROL ERSOY yazdı...

Gazetelerin sol alt köşelerinde yılda bir ya da iki kez küçük kutucuklar görürüz…
Bu kutucuklarda “maliyetlerdeki yüksek artış nedeniyle gazetenin satış fiyatında artışa gidildiği” belirtilir ve okuyuculardan anlayış göstermeleri istenir…
Ama kimse çıkıp da “maliyetleri artıran zamların hangi girdilerde yapıldığını” pek sorgulamaz!
Birkaç okur yerli-yersiz yapılan bu zamları protesto ederek aldığı gazeteyi birkaç günlüğüne bırakır; sonra tilki misali tekrar kürkçü dükkânına döner…

Son bir yıla bakalım:
Kağıt fiyatları artmamış; hatta kağıt pazarında kızışan rekabet ve düşük kur, fiyatları bir yıl öncesine göre geriletmiş…
Elektrik fiyatlarında yükselme var; ama elektriğin toplam gazete maliyeti içindeki payı düşünülürse, bu da devede kulak kalıyor…
Elektrik girdisindeki durum; ulaştırma ve dağıtım maliyetlerindeki artış için de geçerli…

Gelelim en önemli girdiye:
Yani emeğe…
Yirmi yıl öncesine kadar, toplam maliyet içinde yüzde 50’leri geçip, 60’ları zorlayan işçilik maliyeti, artık bazı holding gazetelerinde yüzde 20’lere gerilemiş halde…
Çünkü sektördeki tekelleşme ve teknolojideki gelişme, özellikle son 10 yılda gazetelerin ve televizyonların çalıştırdıkları personel sayısını neredeyse yarıya indirmelerine neden oldu…
Holding gazeteleri “haber havuzu” sistemine geçip, istihbarat, yurt haberleri, kültür-sanat, polis-adliye servislerini lağvetti; spor, arşiv, düzeltme servislerini daralttı…
Bu gazeteler, diğerlerinden farklı olabilme umutlarını, 3-5 deneyimli muhabir çalıştırdıkları özel haber servislerine bağladılar…
Ve bir de 1980’lerdeki Günaydın Gazetesi’nin, “Özel haber yoktur, özel başlık vardır” sloganını hatırlayarak, ajanslardan aldıkları haberlerin girişlerini değiştirmek için editörlük sistemini geliştirdiler…
Ayrıca; haberde sağlayamadıkları farklılığı ve okur bağımlılığını, yazarlarla yaratmayı tercih ettiler.

Sonuçta personel politikası öyle bir hale geldi ki; 20 yıl önce yüzlerce, hatta bini aşkın personelle yapılan yayıncılık 50, en fazla birkaç yüz kişiyle yapılır oldu!
Örneğin; Türkiye’nin bayide en çok satılan gazetesi olan Posta, bu mucizeyi kuruluşundan bu yana sadece 50 kişi civarındaki bir muhabir, editör ve yazar kadrosuyla gerçekleştirmeyi başardı…

İletişim fakültelerinin her yıl 10 bine yakın “gazeteci, televizyoncu, halkla ilişkilerci ve reklâmcı adayı” mezun ettiği ülkemizde; sektördeki çalışanların toplam sayısı ne yazık ki 10 bini geçmiyor!
İşte; emek arzının bu kadar çok, talebinin ise neredeyse sıfır olduğu bir sektörde, çalışanlara da “hallerine dua etmek”ten başka yapacak bir şey kalmıyor…
Çünkü kendilerinden boşalacak her koltuğun; anında yüzlerce talibi çıkıyor!

Çalışanlar arasındaki bu rekabet ve rekabetin getirdiği örgütsüzlük de; doğal olarak en çok medya işverenlerinin ekmeğine yağ sürüyor!
Bazı işverenler, bırakın hiç değilse yılda bir kez en az enflasyon oranı kadar zam yapmayı; oluk gibi para kazandıkları halde, gazetecilerin ve televizyoncuların maaşlarını aylarca ödemiyor…

Bu yıla girerken yine benzer şeyler yaşandı:
Doğuş Yayın Grubu yüzde 10, Sabah ve ATV çalışanları yüzde 5 zam aldı… Yüzde 5’lik zam; elbette Sabah Grubu’nda büyük homurtulara neden oldu ama tek tesellileri vardı:
“Canım, yüzde 5’se yüzde 5… Zam aldık ya… Bir de hiç alamayanlar var!”

Aslında bu söylem doğru:
Çünkü örneğin HaberTürk TV ve HaberTürk Gazetesi’nde; bırakın zammı, “toplam maliyet içinde emeğin maliyetini yüzde 40’lardan yüzde 25’e düşürmeyi hedefliyoruz” denilerek, büyük bir işten çıkarma operasyonu için düğmeye basıldı.

Çukurova Grubu’na bağlı Show TV ve Akşam Gazetesi ise; ücretlere zam yapmamayı tam üç yıldır sürdürüyor… Bu grup; maaşları hem artırmıyor, hem de ikişer-üçer aylık gecikmelerle ödeyerek, çalışanlarının parasını “finansman aracı” olarak kullanıyor!

Yeni medya patronlarından Akın İpek de; kısa sürede sektördeki havaya ayak uydurmuşa benziyor… İpek; sahibi olduğu Bugün Gazetesi’nde ve KanalTürk TV’de bu yılbaşında yine zam yapmadı!

Doğan Medya Grubu çalışanları için ise belirsizlik hâlâ devam ediyor… Yıllardır enflasyon oranı kadar zam yapan bu Grup, bu yıl satış söylentilerinin etkisiyle midir bilinmez, henüz bir zam oranı açıklamadı.
Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal, Posta gazeteleriyle, Kanal-D, Star TV, CNN Türk D-Smart çalışanları bu ay, yine geçen ayki ücretlerini aldılar. Holding yetkililerinden sızan bilgiye göre ise ücretlere yüzde 7’lik bir zam yapılması için Doğan Holding’den onay bekleniyor… Ancak; yapılacak bir zammın, satış aşamasındaki gazetelerin ve televizyonların maliyetini yükselteceği için yabancı alıcıları ürkütmesinden endişe ediliyor…

İşte böyle:
Biz gazeteciler, hayatımızın her aşamasında memur-emekli-işçi maaşlarına yapılan zamların düşüklüğünü yazıp dururuz…
Toplu pazarlık görüşmelerini canlı yayınlarla ekrana getirip, grev haberlerini dayanışma duygusu içinde kaleme alırız…
Ama iş kendi maaşımıza gelince, kendi söküğümüzü dikemeyiz…
Bu yüzden de her yılbaşında maaşımıza zam yapılmadığı için üzüleceğimize, işsiz kalmadığımız için sevinmeyi tercih ederiz!

Umarım bir gün biz de tüm çağdaş ülkelerdeki meslektaşlarımız gibi “her şeye rağmen örgütlenmeyi”, “tek ses olmayı” ve emeğimizin karşılığını almayı akıl eder hale geliriz!

VAROL ERSOY








ETİKETLER
#varol ersoy