18 Haz 2012 15:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:48
MEDYA TUTUKLU GAZETECİLERİ UNUTTU MU?
Ahmet Şık ve Nedim Şener serbest kalalı beri memleket medyasının “tutuklu gazeteciler“e ilgisi azaldı.
Medya Tutuklu gazetecileri unuttu
Tahmin edeceğiniz gibi, Ahmet Şık ve Nedim Şener serbest kalalı beri memleket medyasının “tutuklu gazeteciler“ meselesine olan ilgisi azaldı.
Oysa halen onlarca gazeteci hapiste. Çoğunluğu Kürt, bir bölümü solcu, hiçbiri eline silah almamış ama nasılsa devletin gözünde hepsi “terörist...”
Bugün gerçek anlamda muhalif haberciliğin yargılandığı Oda TV davasının duruşması var.
Garip olan, aynı davada, aynı delillerle yargılanan Ahmet ve Soner’e sahip çıkan bazı kalemlerin, fazla laik, fazla muhalif, ya da “ulusalcı” gördükleri için OdaTv’cileri görmezden gelmeleri.
Böyle demokratlık olmaz
Örneğin bir zamanlar gazete yönetmiş, saygın bir kalem bir gün “Ahmetlerin alınmasına karşıyım. Ama OdaTv’yi ifade özgürlüğü namına savunmam. Benimle ilgili neler yazdı!’ dedi.
OdaTv’den benimle ilgili de defalarca eleştiriler çıktığını ama siyaseten savunmasam da bu delillerle, böyle bir iddianameyle yargılanmalarına karşı olduğumu söyledim. Gazetecinin cevabı “Yok kardeşim o kadar da kolay değil!” oldu. Böyle demokratlık düşman başına!
Medyada tanıdığım herkes, Soner Yalçın‘ın “en çok satan kitaplar” listesindeki Samizdat isimli kitabını bir çırpıda okudu. Sohbetlerde herkes ‘Vay be’ dedi. Pek azımız iki satır yazdı.
Bir gazetecinin Kürt, solcu, cemaatçi, Alevi veya ulusalcı olmasının ne önemi olabilir. Önemli olan, gerçekten teröre bulaşıp bulaşmadığı...
OdaTv davasının önemi, insanların telefon konuşması ve haber/yorum dışında hiçbir somut eylemde bulunmadan anayasada garanti altına alınan muhalefet haklarını kullandıkları için hapiste olmaları...
Virüsle gelen belge
OdaTV’de birçok duruşmayı izledim. Davanın özü, bilgisayar virüsüyle geldiği kanıtlanan Ulusal Medya 2010 belgesi. Hadi belgenin sahteliğini geçelim ama mesela haber müdürü Barış Terkoğlu’nun evinde ve bilgisayarında o belgeler dahi yok. Sadece resimlerinden tanıdığım güler yüzlü Barış sadece yaptığı haberlerden yargılanıyor.
Örneğin Mısır’da Tahrir Meydanı patlayınca haberleştirerek halkı kin ve nefrete teşvik etmek, Öcalan’ın her gazetede çıkan haftalık açıklamasını koyarak PKK’nın sözcülüğünü yapmak, Ergenekon savcı ve polislerinin ortak düzenlediği iftarın fotoğraflarını yayınlayarak Ergenekon’u sulandırmak vs.
Gerisini siz yorumlayın.
Aslı AYDINTAŞBAŞ / MİLLİYET
Tahmin edeceğiniz gibi, Ahmet Şık ve Nedim Şener serbest kalalı beri memleket medyasının “tutuklu gazeteciler“ meselesine olan ilgisi azaldı.
Oysa halen onlarca gazeteci hapiste. Çoğunluğu Kürt, bir bölümü solcu, hiçbiri eline silah almamış ama nasılsa devletin gözünde hepsi “terörist...”
Bugün gerçek anlamda muhalif haberciliğin yargılandığı Oda TV davasının duruşması var.
Garip olan, aynı davada, aynı delillerle yargılanan Ahmet ve Soner’e sahip çıkan bazı kalemlerin, fazla laik, fazla muhalif, ya da “ulusalcı” gördükleri için OdaTv’cileri görmezden gelmeleri.
Böyle demokratlık olmaz
Örneğin bir zamanlar gazete yönetmiş, saygın bir kalem bir gün “Ahmetlerin alınmasına karşıyım. Ama OdaTv’yi ifade özgürlüğü namına savunmam. Benimle ilgili neler yazdı!’ dedi.
OdaTv’den benimle ilgili de defalarca eleştiriler çıktığını ama siyaseten savunmasam da bu delillerle, böyle bir iddianameyle yargılanmalarına karşı olduğumu söyledim. Gazetecinin cevabı “Yok kardeşim o kadar da kolay değil!” oldu. Böyle demokratlık düşman başına!
Medyada tanıdığım herkes, Soner Yalçın‘ın “en çok satan kitaplar” listesindeki Samizdat isimli kitabını bir çırpıda okudu. Sohbetlerde herkes ‘Vay be’ dedi. Pek azımız iki satır yazdı.
Bir gazetecinin Kürt, solcu, cemaatçi, Alevi veya ulusalcı olmasının ne önemi olabilir. Önemli olan, gerçekten teröre bulaşıp bulaşmadığı...
OdaTv davasının önemi, insanların telefon konuşması ve haber/yorum dışında hiçbir somut eylemde bulunmadan anayasada garanti altına alınan muhalefet haklarını kullandıkları için hapiste olmaları...
Virüsle gelen belge
OdaTV’de birçok duruşmayı izledim. Davanın özü, bilgisayar virüsüyle geldiği kanıtlanan Ulusal Medya 2010 belgesi. Hadi belgenin sahteliğini geçelim ama mesela haber müdürü Barış Terkoğlu’nun evinde ve bilgisayarında o belgeler dahi yok. Sadece resimlerinden tanıdığım güler yüzlü Barış sadece yaptığı haberlerden yargılanıyor.
Örneğin Mısır’da Tahrir Meydanı patlayınca haberleştirerek halkı kin ve nefrete teşvik etmek, Öcalan’ın her gazetede çıkan haftalık açıklamasını koyarak PKK’nın sözcülüğünü yapmak, Ergenekon savcı ve polislerinin ortak düzenlediği iftarın fotoğraflarını yayınlayarak Ergenekon’u sulandırmak vs.
Gerisini siz yorumlayın.
Aslı AYDINTAŞBAŞ / MİLLİYET
· TOKİ 20 BİN TL’YE İŞ YERİ 37 BİN TL’YE DAİRE SATIYOR |
· TOKİ’DEN MEMURLARA MÜJDELİ HABER ! |
· BABALAR GÜNÜNDE EV ALANA BATIŞEHİR’DEN KOMBİNE MAÇ BİLETİ! |
· ERDOĞAN BAYRAKTAR MÜJDEYİ VERDİ! TOKİ SULUKULE KONUTLARI YIKILMAYACAK! |
· ANADOLU YAKASI’NDA PRİM YAPAN 3 İLÇE |
· BİZİM EVLER 5’TE 308 BİN TL’YE 3+1! |
· BABALAR GÜNÜNDE AKŞAM YEMEĞİ! ELİT GRAND PALAS’TA 271 BİN LİRAYA 1+1! |
· SOYAK BABALAR GÜNÜ’NÜ KUTLYACAK! |
· ÇEKMEKÖY GLOW 3’TE 223 BİN TL’YE! |
· GAP İNŞAAT TARLABAŞI İÇİN KOLLARI SIVADI! |
· ŞEYHMUZ TATLICI VEFAT ETTİ! |
· ÇEKMEKÖY GLOW 3’TE 223 BİN TL’YE! |
· GAP İNŞAAT TARLABAŞI İÇİN KOLLARI SIVADI! |
· TEKEL GAYRİMENKUL ŞİRKETİ OLDU |
· BİZİM EVLER 5’TE 308 BİN TL’YE 3+1! |
· SOYAK BABALAR GÜNÜ’NÜ KUTLYACAK! |
· KUVEYT TÜRK’TEN YENİ BANKACILIK ÜSSÜ |
· BABALAR GÜNÜNDE EV ALANA BATIŞEHİR’DEN KOMBİNE MAÇ BİLETİ! |
· BABALAR GÜNÜNDE AKŞAM YEMEĞİ! ELİT GRAND PALAS’TA 271 BİN LİRAYA 1+1! |