30 Eki 2011 13:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:57

MEDYA GLADYOSUNA YOLUN SONU GÖRÜNDÜ! KİM BİTİRECEK?

Rasim Ozan Kütahyalı, Perihan Mağden'in Cuma günü Taraf'ta kaleme aldığı yazı ile ilgili çarpıcı analizler yaptı.

İşte Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın o yazısı..

Perihan Mağden ve medya gladiosu


Perihan Mağden, cuma günü Taraf gazetesinde bir yazı yazmış. Mağden, yazısında iddianamedeki adıyla ODATV suç örgütünün isim isim tüm örgütsel şemasını deşifre ediyor..."

Çeşitli yerlere konuşlanmış, hücre şeklinde örgütlenmiş ama aynı amaç ve hedef uğruna çalışan medya gladiosunun elemanları... Maalesef hepiniz ayvayı yediniz. Özel Yetkili Savcı Cihan Kansız’dan değil, bence bu kadından korkun... Perihan Mağden cuma günü Taraf’ta bir yazı yazmış. Okuyunca sizler adına korktum, merhamet duygularım yeniden depreşti. Valla bu kadın sizlere hiç acımıyor. Birçok kişinin bildiği halde yazmak istemediği "Neyse, Allah müstehaklarını versin, ne halleri varsa görsünler," dediği şeyleri açık açık yazmış... O yazıda iddianamedeki adıyla ODATV suç örgütünün isim isim tüm örgütsel şeması ve dahası ODATV örgütünün de üzerinde olan medya doktrin komutanlığı deşifre ediliyor...

ÖRGÜTÜ ÇÖKERTME KARARI
O yazıyı okuduktan sonra çok iyi anladım ki Perihan Mağden, ODATV suç örgütü iddianamesiyle savcıların bir kolundan yakaladığı ahtapot benzeri olan örgütsel yapının tamamının ortaya çıkması ve hukukun gereğini yapması için and içmiş... Sadece çok küçük bir kısmı aydınlanmış olan bütün bir örgütsel yapıyı, bu medya gladiosunu göçertmeye karar vermiş Perihan Mağden... Suç örgütlerini çökertmek konusunda üst seviyede kalifiye olmuş savcılar ancak bir örgütün hücre tipi bağlantılarının izini bu kadar iyi sürebilir... Mağden bu örgütsel yapıyı içinden de bildiği için ve bu yapının tüm faaliyetlerini de halen çok iyi takip ettiği için örgütsel bağları, ilişkileri ve irtibatları tam isabet deşifre ediyor. Türkiye’de pek görülmeyen ’Fikri takip’ denen şeyi yapıyor Mağden ve her şeyi üst üste eklediği zaman da ortaya çıkan fotoğraf net. Mesela ’improved Güler Kömürcü’ diye deşifre ettiği kişiyi ben uzun süre yazmak istemedim ve yazmadım. Bizzat tanıdığım bu kişi, büyük bir salaklıkla kendini bir ilişki ağı içine soktu ve sonra da bu örgütsel girdap onu içine çekti... Böyle dandirik sebeplerden bu örgütsel suç ağının içine dahil olan başkaları da var. Bu örgütü çok güçlü ve etkili gördüğü için dahil olan kişiler de var. Bunların ideolojik bir formasyonu falan yok. Güce, etkinliğe ve kariyere tapıyorlar... Bakıyorlar 1990-2010 arası ’medyanın en güçlü adamı’ olarak belledikleri şahıs, bu örgütün tüm hücrelerinin ayrı ayrı koruyuculuğunu ve doktrin komutanlığını yapıyor, diyorlar ki "Tamamdır, ben bu limana demirlemeliyim!" İşte böyle böyle Perihan Mağden’in Gladio Savcısı Felice Casson titizliğinde ortaya koyduğu örgütsel yapı, hücreler şeklinde oluşuyor... Bir hücre tam gaz Ergenekon soruşturmasını sözde mavralarla sulandırma/ bulandırma işlevini üstleniyor. Başka bir hücre tam gaz ulusalcı Türk faşizmi yapıyor. Yıllarca Türkiye Türklerindir gazetesi tarafından Kürtlere karşı etnik damarları kabartılmış laik Türkleri iç savaşa kışkırtıyor. Diğer bir hücre aynı işlevi PKK ve Kürtler üzerinden yapıyor. PKK’nın kör şiddetini meşrulaştırıyor, hamile kadınları ve üç yaşında çocukları katledenleri "Savaş bu, elbette yeri geldiğinde katil olacaklar," diye aklıyor. PKK’yı Kürtlerle eşitliyor, Türkler olarak da Türkiye Türklerindir kafasındaki manyakları kodluyor, bu yolla tüm Kürtleri PKK safına itmek için canhıraş gayret sarfediyor ve "Ben de barış yanlısıyım" sloganları arasında en büyük savaş çığırtkanlığını yapıyor... Öte yandan iddianamede açıkça ispatlandığı üzere ODATV gibi tamamen ulusalcı-Kemalist tarafta yer alan bir internet mecrası da aynı hedef doğrultusunda habire PKK haberlerini büyütüyor, bu manşetlerle sürekli Kürtler=PKK denklemini herkesin gözünün içine sokuyor. Bir yandan bu denklemle Türk milliyetçiliğini şiddet ve silaha kışkırtıyor, bir yandan da PKK’nın istediği ’devrimci halk savaşı’ denilen cinayet yarışının propagandasını yapıyor... İstenen tek şey var: Ortalık kan gölü olsun, iç savaş ortamı yaratılsın, ’devrimci şiddet’ her yanı sarsın ve bu hükümet de bu yolla alaşağı edilsin, eski mutlu günlere yeniden dönülsün...

YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR
Bu örgütsel yapının bir kanadı Cihangir cemaati çevresinde ’muhaliflik’ oynayama devam etsin, öbür kanadı Nişantaşı cemaati çevresinde hangi suçu işlerse işlesin ’dokunulma’ korkusu olmadan ’kötülük’ oyunlarına devam etsin, bütün bunların üzerindeki doktrin komutanlığı da İkitelli’de yeniden hakimiyeti ele alsın, şu an orada olan kimilerini Ankara’ya postalasın... Bu örgütsel yapıyı ’saf’ insanların fark etmemesi için İkitelli’nin emrinde hareket eden farklı unsurlar bu komutanlık otoritesine karşı çıkarmış gibi gözüken-hatta İkitelli’nin üzüntüden ağladığını söyleyecek denli ağır-yazılar yazsın... Cihangir’deki örgüt üyeleri Nişantaşı’ndakilere, onlar öbürlerine çaksın, iki kanattan da İkitelli’ye ’fake’ çakışlar olsun... Bu kolpalık, bu alçaklık, bu ahlaksızlık da sonsuza kadar devam etsin... Böyle yazınca eminim "E o zaman Perihan Mağden haklı arkadaş, helal olsun şu Perihan ablaya, bu alçakların hakkından böyle gelinir," diyorsunuz ama bir yandan da merhamet duygularımı yenemiyorum. Bu illegal örgütsel yapının en çok suça batmış üyelerinden birinin çok yakını, geçenlerde bana bu devşirme kişinin yasal bazdaki durumunu sorunca "Maalesef yolun sonu görünüyor, savcılık kayıtları çok açık, yüzlerce kara propaganda yazısı tespit edilmiş, bunu bilsin gereğini yapsın," diyerek adeta kendisine yardımcı olmaya çalışmıştım, merhamet etmiştim... Fakat bu hıyarto arkadaş mevcut realiteyi ifade eden beni bizzat kendisini enseleyen savcı zannedip sağda solda bana saydırmaya başladı... Senin illegal faaliyetlerini yasal dinleme kasetleri ve fiziki takip/ tarassut kayıtlarıyla tespit eden ve seni tutuklayacak olan ben değilim kardeşim, Perihan Mağden de değil... Ha Perihan Mağden "Dürüstlüğü ve adaleti merhametten üstün tutarım," diyerek maaşallah hepinizi isim isim deşifre ediyor, biz yine dayanamıyoruz. 65347 sayfa tutan iki buçuk yıllık resmi kayıtlardaki illegal kumpasları ve rezaletleri yazmıyoruz. Merhamet dürüstlüğe galip geliyor... Ama bak şunu da söyleyeyim, bu ’merhametsiz dürüst’ yazısından ötürü Mağden’e toplu çullanmaya kalkar ’Stuart, fare mare’ gibi abuk sabuk örneklerle kara propaganda yapmaya kalkarsanız orada merhameti bir yana koyabilirim... Daha evvel de ’aktif pişmanlık yasası’ndan faydalanın demiştim... Mağden tutuklu yargılanmanızı istiyor, Balbay ve Özkan konusunda da taviz vermemişti ama ben tutuksuz yargılanmadan yanayım. Gelin suçlarınızı itiraf edin... "O yasal tapeleri savcı uydurmuş, hard diskimize virüs gönderilmiş" gibi kuyruklu yalanlar atmayın. PKK’yı daha çok terör uygulasın diye de kışkırtsanız, ırkçılaştırılmış Türklerin eline silah almasını da sağlasanız bu iş bitti. Toplumun büyük çoğunluğu tezgahınızın farkına vardı. İç savaş çıkartamayacaksınız... Bu iğrenç ve illegal faaliyetleri bırakın, eski suçlarınız zaten tespit edilip kayıt altına alındı. Aktif pişmanlık yasasından faydalanın ve geri kalan hayatınızda fazla sıkıntı çekmeyin...