13 Tem 2012 14:31
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:54
MASKEN DÜŞTÜ CENGİZ SEMERCİOĞLU! ÇIRPINDIKÇA BATIYORSUN!
Hürriyet yazarı, ilk kez Medyaradar'ın gündeme getirdiği "hediye karşılığı yazı" skandalında çırpındıkça batıyor! VAROL ERSOY yazdı.
Samsung firmasının ürettiği cep telefonu hakkında
köşesinde reklam yazısı yazan ve Medyaradar’a yakalanan Hürriyet
yazarı Cengiz Semercioğlu’nun bir dediği diğerini
tutmamaya başladı…
Semercioğlu köşesinde yere göğe sığdıramadığı telefon hakkındaki ilk yazısında, bu telefonun kendisine nasıl ulaştığı konusunda hiçbir açıklamada bulunmamıştı.
Biz “O telefon hediye mi geldi, paranla mı aldın” deyince, devreye Hürriyet’in Okur Temsilcisi Faruk Bildirici girdi ve Hürriyet ilkelerine göre reklam kokan yazılar yazmanın suç olduğunu vurgulayıp, aynı soruyu Cengiz’e bu kez o sordu… Ve pazartesi günkü yazısında, “Bu telefon bana test için geldi” dediğini yazdı.
Aynı Cengiz Semercioğlu, iki gün sonra köşesinde bir de fatura yayınlayarak, telefonu Medyatava adına parayla satın aldığını iddia etti ve kendi Okur Temsilcisi ile konuyu ilk kez gündeme getiren bize hakaretler savurdu.
Ancak “krediyle satın aldığı” söylenen telefonun kredi kartı bilgilerini ortaya koyması da istenince dün yine kıvırdı:
Yeni senaryo şöyle:
Samsung firması Londra gezisi sırasında Cengiz’e bu telefonu hediye etmiş… Ama Cengiz’in aklı İstanbul’a inince başına gelmiş ve telefonu kendilerine “etik” nedenlerden dolayı iade etmiş…
Yani bizim Cengiz’in Londra’da sakınca görmediği hediye İstanbul’da sakıncalı olmuş ama ne hikmetse o çok ses getiren reklam yazısı da İstanbul’da yazılmış…
***
Cengiz’in çelişkileri bu kadarla da sınırlı değil:
Faruk Bildirici, kendisini eleştiren yazıyı yazmadan önce Cengiz Semercioğlu’nu aradığını söylüyor ve görüşmelerinin detayını veriyor ama Cengiz ısrarla “Benimle görüşmedi” diyor…
ÖZÜR DİLEDİ
Cengiz Semercioğlu hakkındaki tüm iddiaları yalanladı, bize ağıza alınmayacak sözler söyledi ama sonuçta bizim ilk günden beri eleştirdiğimiz acı gerçeği kabul etti:
Reklam yazısı yazmak!
Semercioğlu, bugün “Son Nokta” başlığını koyduğu köşesinde, Hürriyet yönetiminin kendisini uyardığını belirterek şunları yazdı:
“Hürriyet yönetiminin yazım vesilesiyle yaptığı bir uyarıyı aktarayım.
Ben dahil hiçbir Hürriyet yazarı marka veya mekanismi vererek, ölçüsüzce övücü / yerici yazma hakkı yok…
Hürriyet Yayın İlkeleri bu tür yazılara izin vermez.
Eğer, rekabetin bu kadar yüksek olduğu telefon piyasası sektöründe yazılan böyle bir yazının yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu göz ardı ettiysem, üretici ve tüketiciden özür dilerim.”
***
Cengiz Semercioğlu’na Medyaradar olarak bir çift sözümüz olacak:
Biz gazetecilik etiğine uymayan onlarca yazından sadece bir örnek verdik, günlerdir temizlemeye çalışıyorsun Cengiz…
Basın meslek ilkelerinin altını üstüne getirdin; biz sana hakaret etmedik…
Köşeni bill-board’a çevirdin, yaptığının yanlış olduğunu söylemekle yetindik, sen bizi çapulcu ilan ettin…
Her dediğini bir gün sonra kendin yalanladın; yalancı biz olduk…
Artık, masken düştü Sevgili Cengiz…
Bizden sana tavsiye daha fazla çırpınma!
Çünkü çırpındıkça batıyorsun…
***
Bugüne kadar bir koltuğa elli karpuz sığdırdın:
Televizyon eleştirmenliği, program yapımcılığı, televizyon yöneticiliği, köşe yazarlığı, sunuculuk, medya sitesi sahipliği…
Üstelik bunlar sadece bildiklerimiz…
Bir de bilmediklerimizin olduğuna ihtimal bile vermek istemiyoruz…
Her işini diğerine basamak yaptın, tuğlaları üst üste koyarak medyada kendi tekelini yarattın.
Ve yaptığın her işte; medya etiğine aykırı davrandın:
Medya sitesi kurdun; rakip gazetelerde olup bitenleri detayına kadar yazarken, kendi gazetenden olumsuz tek haber girmesine izin vermedin.
Sen ve arkadaşların; medyada kirlilik yarattınız Cengiz…
Değerlerimizi yok saydınız…
Yaptığınızı eleştiren herkese küfrettiniz, sistem dışına ittiniz.
İşsiz ve aç bıraktınız…
Ama artık yolun sonuna geldin kardeş…
Çünkü takke düştü, kel göründü…
Görünen o ki; gazetenin yönetimini ikna (!) etmişsin; yani bu sefer de sıyıracaksın ve yoluna ağır yaralı olarak devam edeceksin…
Ha; okurlarının gözünde güvenilirliğin kalmamış önemli mi?
Zaten okurun da kalmadı…
Senin en iyi ve belki de tek okurun; hem nemalanmaya çalıştığın hem de sürekli hakaret edip durduğun internet medyasındaki meslektaşların…
Yani biziz…
Ve Medyaradar olarak söz veriyoruz ki senin küfürlerinden, aşağılamalarından, hakaretlerinden tırsmayacağız…
Seni hep okuyacağız Cengiz…
Yılmadan, bıkmadan, usanmadan okuyacağız…
VAROL ERSOY
Semercioğlu köşesinde yere göğe sığdıramadığı telefon hakkındaki ilk yazısında, bu telefonun kendisine nasıl ulaştığı konusunda hiçbir açıklamada bulunmamıştı.
Biz “O telefon hediye mi geldi, paranla mı aldın” deyince, devreye Hürriyet’in Okur Temsilcisi Faruk Bildirici girdi ve Hürriyet ilkelerine göre reklam kokan yazılar yazmanın suç olduğunu vurgulayıp, aynı soruyu Cengiz’e bu kez o sordu… Ve pazartesi günkü yazısında, “Bu telefon bana test için geldi” dediğini yazdı.
Aynı Cengiz Semercioğlu, iki gün sonra köşesinde bir de fatura yayınlayarak, telefonu Medyatava adına parayla satın aldığını iddia etti ve kendi Okur Temsilcisi ile konuyu ilk kez gündeme getiren bize hakaretler savurdu.
Ancak “krediyle satın aldığı” söylenen telefonun kredi kartı bilgilerini ortaya koyması da istenince dün yine kıvırdı:
Yeni senaryo şöyle:
Samsung firması Londra gezisi sırasında Cengiz’e bu telefonu hediye etmiş… Ama Cengiz’in aklı İstanbul’a inince başına gelmiş ve telefonu kendilerine “etik” nedenlerden dolayı iade etmiş…
Yani bizim Cengiz’in Londra’da sakınca görmediği hediye İstanbul’da sakıncalı olmuş ama ne hikmetse o çok ses getiren reklam yazısı da İstanbul’da yazılmış…
***
Cengiz’in çelişkileri bu kadarla da sınırlı değil:
Faruk Bildirici, kendisini eleştiren yazıyı yazmadan önce Cengiz Semercioğlu’nu aradığını söylüyor ve görüşmelerinin detayını veriyor ama Cengiz ısrarla “Benimle görüşmedi” diyor…
ÖZÜR DİLEDİ
Cengiz Semercioğlu hakkındaki tüm iddiaları yalanladı, bize ağıza alınmayacak sözler söyledi ama sonuçta bizim ilk günden beri eleştirdiğimiz acı gerçeği kabul etti:
Reklam yazısı yazmak!
Semercioğlu, bugün “Son Nokta” başlığını koyduğu köşesinde, Hürriyet yönetiminin kendisini uyardığını belirterek şunları yazdı:
“Hürriyet yönetiminin yazım vesilesiyle yaptığı bir uyarıyı aktarayım.
Ben dahil hiçbir Hürriyet yazarı marka veya mekanismi vererek, ölçüsüzce övücü / yerici yazma hakkı yok…
Hürriyet Yayın İlkeleri bu tür yazılara izin vermez.
Eğer, rekabetin bu kadar yüksek olduğu telefon piyasası sektöründe yazılan böyle bir yazının yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu göz ardı ettiysem, üretici ve tüketiciden özür dilerim.”
***
Cengiz Semercioğlu’na Medyaradar olarak bir çift sözümüz olacak:
Biz gazetecilik etiğine uymayan onlarca yazından sadece bir örnek verdik, günlerdir temizlemeye çalışıyorsun Cengiz…
Basın meslek ilkelerinin altını üstüne getirdin; biz sana hakaret etmedik…
Köşeni bill-board’a çevirdin, yaptığının yanlış olduğunu söylemekle yetindik, sen bizi çapulcu ilan ettin…
Her dediğini bir gün sonra kendin yalanladın; yalancı biz olduk…
Artık, masken düştü Sevgili Cengiz…
Bizden sana tavsiye daha fazla çırpınma!
Çünkü çırpındıkça batıyorsun…
***
Bugüne kadar bir koltuğa elli karpuz sığdırdın:
Televizyon eleştirmenliği, program yapımcılığı, televizyon yöneticiliği, köşe yazarlığı, sunuculuk, medya sitesi sahipliği…
Üstelik bunlar sadece bildiklerimiz…
Bir de bilmediklerimizin olduğuna ihtimal bile vermek istemiyoruz…
Her işini diğerine basamak yaptın, tuğlaları üst üste koyarak medyada kendi tekelini yarattın.
Ve yaptığın her işte; medya etiğine aykırı davrandın:
Medya sitesi kurdun; rakip gazetelerde olup bitenleri detayına kadar yazarken, kendi gazetenden olumsuz tek haber girmesine izin vermedin.
Sen ve arkadaşların; medyada kirlilik yarattınız Cengiz…
Değerlerimizi yok saydınız…
Yaptığınızı eleştiren herkese küfrettiniz, sistem dışına ittiniz.
İşsiz ve aç bıraktınız…
Ama artık yolun sonuna geldin kardeş…
Çünkü takke düştü, kel göründü…
Görünen o ki; gazetenin yönetimini ikna (!) etmişsin; yani bu sefer de sıyıracaksın ve yoluna ağır yaralı olarak devam edeceksin…
Ha; okurlarının gözünde güvenilirliğin kalmamış önemli mi?
Zaten okurun da kalmadı…
Senin en iyi ve belki de tek okurun; hem nemalanmaya çalıştığın hem de sürekli hakaret edip durduğun internet medyasındaki meslektaşların…
Yani biziz…
Ve Medyaradar olarak söz veriyoruz ki senin küfürlerinden, aşağılamalarından, hakaretlerinden tırsmayacağız…
Seni hep okuyacağız Cengiz…
Yılmadan, bıkmadan, usanmadan okuyacağız…
VAROL ERSOY