Masa başı gazetecilerine ders veren ‘muhabir’ hedefte!

Bilirsiniz; Türkiye’de hiçbir başarı cezasız bırakılmaz; o da başarılı yayınlardan sonra bir çok kez fiziksel saldırıya uğradı, ölüm tehditleri aldı. Şimdi de Narin Güran’ın bir yakını tarafından “Aslında seni öldürmemiz gerekiyor ama…” diye ölümle tehdit edildi.

Ferit Demir… Çoğunuz onu ilk kez 6 Şubat depreminde Halk TV’nin bölgeden yaptığı canlı yayınlarla tanıdınız.
Diksiyonu bozuktu, ses tonu televizyon gazeteciliğine uygun değildi, yeterli teknolojik olanaklara sahip değildi. Hepimizi saatlerce ekran başında tuttuğu canlı bağlantıları, başlangıçta sadece bir cep telefonuyla yapıyordu.
Depremde öyle çalıştı, öyle özel haberlere ve röportajlara imza attı ki; kısa bir sürede ismini herkese ezberletti.
Sonra da elbette Halk TV’nin kadrolu muhabiri oldu, kendisine bir kamera ve bir kameramanla birlikte çalışma olanağı sağlandı.
Yaşı, 54…
Onun yaşında olan meslektaşlarımız çoktan masa başına oturdu. Kimi genel yayın müdürü, kimi yazıişleri ya da haber müdürü… Müdür olamayanlar ise editör, redaktör…
O, muhabirlikten asla vazgeçmiyor.
Deprem bitti, kendisini bu kez bir ay boyunca neredeyse her gün birkaç saat İliç falaketinde izledik…
Şimdi haftalardır Diyarbakır’da…
“Güneydoğu ve Doğu Anadolu benden sorulur!” dercesine koşturup duruyor. Kimi zaman bir habere ulaşmak için yüzlerce kilometre uzaklara gidiyor.
Ama asla yakınmıyor.
Gittiği olayın acısını yürekten yaşıyor ve yaşatıyor.
Genç muhabirlerin bile girmeye cesaret edemedikleri olay mahallerine girip, soramadıkları soruları soruyor.
*
Ferit, Tunceli’nin Pertek ilçesinde 1970 yılında dünyaya geldi.
Lise mezunu…
1993 yılında Milliyet Gazetesi’nde Tunceli muhabiri olarak gazeteciliğe başladı. Aynı zamanda Cumhuriyet’te de haberleri yayınlandı.
Bölgede nerede bir olay varsa orada oldu.
Kısa sürede Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü ve Yılın Haber Ödülü gibi önemli ödüller kazandı.
Uluslararası medya kuruluşları tarafından da keşfedildi ve Reuters, BBC’de özel haberleri yayınlandı.
1999’da Doğan Haber Ajansı’na (DHA) geçti.
“Merkez üssü” Tunceli’ydi; orayı hiç terk etmedi.
DHA’da çalıştığı 21 yıl boyunca Türkiye’nin gündemine damgasını vuran birçok habere imza attı ve ajans tarihinin en çok ödül kazanan muhabiri unvanını kazandı.
6 Şubat depreminden bu yana ise Halk TV muhabiri olarak görev yapıyor.
Sosyal medyada on binlerce takipçisi var.
*
Ferit Demir, Narin Güran olayında yine başarılı bir habercilik performansı sergiledi.
Narin’in annesiyle ve babasıyla, katil zanlısı amcasıyla röportaj yapan ilk ve tek gazeteci oldu.
Yayın yasağını delmeden, ulaştığı bilgilerle kamuoyunu aydınlattı.
Eğer Narin olayı bugün Türkiye’nin gündemine oturduysa ve en azından şimdilik üstü örtülemediyse bu Ferit’in çabaları sayesinde oldu.
Ancak…
Bilirsiniz; Türkiye’de hiçbir başarı cezasız bırakılmaz; o da başarılı yayınlardan sonra bir çok kez fiziksel saldırıya uğradı, ölüm tehditleri aldı.
Şimdi de Narin Güran’ın bir yakını tarafından “Aslında seni öldürmemiz gerekiyor ama…” diye ölümle tehdit edildi.
Hem de küçük kızın mezarının başında.
Ne ilginçtir ki onu tehdit edeni gözaltına alıp sorgulamak bölgedeki jandarmanın aklına bile gelmedi…
Ya da “Alt tarafı gazeteci… Ölse de olur” diye düşünüldü!
*
Ferit, ülkemiz gazeteciliğinin yüz akıdır.
Gerçek gazeteciliğin masa başında ahkam kesmek değil, “muhabirlik” olduğunu hepimize hatırlattı.
İlerleyen yaşına ve bozulan sağlığına ragmen canını dişine takarak haber yapmaktan bıkmadı.
Daha da önemlisi, “Öldü, bitti” denilen yurt gazeteciliğinin önemini bir kez daha gösterdi.
Bu başarılı meslektaşımız bugünlerde sırf yaptığı işler yüzünden zor günler yaşıyor.
Onun yanında olmak ve can güvenliğine yönelecek her türlü saldırıyı onunla birlikte göğüslemek hepimizin görevidir.
*
İyi ki varsın Ferit…
Mesleğimizin saygınlığını azıcık da olsa yeniden kazanmasına katkıda bulunduğun ve bize gerçek gazeteciliği hatırlattığın için binlerce kez teşekkür ederiz sevgili kardeşim.
Koşturan ayaklarına, düşünen beynine, cesaretle ve meslek aşkıyla yanıp tutuşan yüreğine sağlık…