01 Ağu 2010 15:08
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:30
''MANŞETTEKİ JİTEM OPERASYONU VE MEHVEŞ EĞİN'E BİR YANIT!''
Dün Hürriyet, Taraf ve Star, gazeteci tabiriyle “pişti” oldu. Aynı haberi büyütmüştü üç gazete de.
Manşetteki JİTEM operasyonu
Dün Hürriyet, Taraf ve Star, gazeteci tabiriyle “pişti” oldu.
Aynı haberi büyütmüştü üç gazete de.
Haber, önceki gün Vakit gazetesinin manşetten duyurduğu Dörtyol şehir merkezinde 4 polisi öldüren PKK’lıların kaçırdığı arabanın sahibinin bir MHP yöneticisi çıktığıyla ilgili manşetin devamıydı.
İlk gelen haberlerde bir kamyon olduğu söylenen, PKK’lıların eylemde kullandığı arabanın sahibiyle ilgili bu çok önemli bilgiyi olaydan ancak dört gün sonra öğrenmemiz zaten yeterince tuhaftı.
Vakit gazetesinin haberinden sonraki gün arabanın sahibi MHP Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç gazetecilere bir açıklama yaptı.
Açıklamayı izleyenler arasında fotoğraftan da görüldüğü gibi Doğan Haber Ajansı muhabirleri de vardı. Taraf, DHA’ya maalesef abone değil. Yazı İşleri’nde haberle ilgili konuşurken Genel Koordinatörümüz Mustafa Cesur, Kılınç’ın açıklamasını internette İskenderun.org adlı bir yerel sitede buldu. Okuduğumuzu yanlış anlamıyorduk. Açıklamanın video kaydı da vardı sitede.
Şöyle diyordu Bestemi Kılınç:
“Evimin bulunduğu yaylaya çıkmak üzere aracımla yola çıktım. Yolda Jandarma sivil istihbaratla karşılaştım. Beş dakika sonra onlar aşağıya indi, ben yukarı çıktım. Mermerin üst tarafından önce iki kişi sonra birkaç kişi daha göründü. Aracımı gasp ettiler.”
Üzerinde aynı beyaz gömlekle ve aynı ofiste çekilmiş bir resmiyle Kılınç’ın bu açıklamaları önceki gün Star, Taraf ve Hürriyet’in manşetindeydi. Ama bir farkla habere “Keşke Ben Ölseydim” manşetini atan Hürriyet Kılınç’ın arabasının kaçırılmasından beş dakika önce aynı yolda Jandarma İstihbaratçılarla sohbet ettiğini söylediği cümleleri makaslamıştı.
Haberi Doğan Haber Ajansı’ndan gören diğer tüm gazetelerde de o cümleler yoktu. Haberi görüntülü de geçtiği anlaşılan DHA’dan yapan NTV haberlerinde de bu cümleleri duyamadım.
Bırakın bu mesleğe yıllarını vermiş gazetecileri, yoldan dört kişi çevirseniz ve bu açıklamayı okutsanız dördünün de haberden atmayacağı, hatta başlığına koyacağı esas cümleler bunlar olurdu herhalde.
Ama Hürriyet bunun yerine MHP’li yöneticinin “O polisler ölmeseydi de ben ölseydim” gibi hamasi laflarını manşet yapmayı tercih etmişti. Böylece Vakit’i de manşetten yalanlıyordu
Fotoğrafta Bestami Kılınç’ın önünde görünen DHA mikrofonu bu sözlerin ajans tarafından kaydedildiğini ortaya kokuyor.
Peki manşetlik haberin içinden “sivil jandarma istihbaratçılarla” görüşmeye ilişkin bu cümleleri kim çıkarmıştı? Ve bunu niye yapmıştı?
Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Susurluk, Yüksekova Çetesi ilgili haberleriyle ünlü bir gazeteci. Onun Hürriyet’i “ne olursa olsun devleti koruma” reflekslerinden kurtarmaya çalıştığı söyleniyor.
Herhalde bu konuda en başta doğru bilgiyi alma hakları çiğnenen Hürriyet okurlarına bir açıklama yapacaktır. Uzun süredir bu kadar açıktan bir makaslama görmemiştim. Galiba Dörtyol’da manşetlerden kurtarılması gereken mühim bir açık verildi. Takipteyiz.
Mehveş Evin’e not: Taraf ile Wikileaks’i karşılaştırmak iyi bir fikir. “Gerçi Taraf’ın arkasında Gülen Cemaati olduğu söyleniyor ama buna dair bir kesin kanıt yok”larla içinizdeki komplocu laiki dizginleyememişsiniz ama tam size göre daha iyi bir fikir geldi aklıma. Taraf’ın haberleri ile Wikileaks’ın haberlerinin ana akım medya tarafından nasıl görüldüğünü karşılaştırmak. Bunun için Hürriyet ile New York Times’ı, Milliyet ile Guardian’ı karşılaştırmanız gerekecek. Ortaya çıkacak acı sonuç Cadde’nin neşesini kaçırır denirse bu arka sokaktaki 4500’lük top sahası sizin…
Yıldıray OĞUR / TARAF
Dün Hürriyet, Taraf ve Star, gazeteci tabiriyle “pişti” oldu.
Aynı haberi büyütmüştü üç gazete de.
Haber, önceki gün Vakit gazetesinin manşetten duyurduğu Dörtyol şehir merkezinde 4 polisi öldüren PKK’lıların kaçırdığı arabanın sahibinin bir MHP yöneticisi çıktığıyla ilgili manşetin devamıydı.
İlk gelen haberlerde bir kamyon olduğu söylenen, PKK’lıların eylemde kullandığı arabanın sahibiyle ilgili bu çok önemli bilgiyi olaydan ancak dört gün sonra öğrenmemiz zaten yeterince tuhaftı.
Vakit gazetesinin haberinden sonraki gün arabanın sahibi MHP Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç gazetecilere bir açıklama yaptı.
Açıklamayı izleyenler arasında fotoğraftan da görüldüğü gibi Doğan Haber Ajansı muhabirleri de vardı. Taraf, DHA’ya maalesef abone değil. Yazı İşleri’nde haberle ilgili konuşurken Genel Koordinatörümüz Mustafa Cesur, Kılınç’ın açıklamasını internette İskenderun.org adlı bir yerel sitede buldu. Okuduğumuzu yanlış anlamıyorduk. Açıklamanın video kaydı da vardı sitede.
Şöyle diyordu Bestemi Kılınç:
“Evimin bulunduğu yaylaya çıkmak üzere aracımla yola çıktım. Yolda Jandarma sivil istihbaratla karşılaştım. Beş dakika sonra onlar aşağıya indi, ben yukarı çıktım. Mermerin üst tarafından önce iki kişi sonra birkaç kişi daha göründü. Aracımı gasp ettiler.”
Üzerinde aynı beyaz gömlekle ve aynı ofiste çekilmiş bir resmiyle Kılınç’ın bu açıklamaları önceki gün Star, Taraf ve Hürriyet’in manşetindeydi. Ama bir farkla habere “Keşke Ben Ölseydim” manşetini atan Hürriyet Kılınç’ın arabasının kaçırılmasından beş dakika önce aynı yolda Jandarma İstihbaratçılarla sohbet ettiğini söylediği cümleleri makaslamıştı.
Haberi Doğan Haber Ajansı’ndan gören diğer tüm gazetelerde de o cümleler yoktu. Haberi görüntülü de geçtiği anlaşılan DHA’dan yapan NTV haberlerinde de bu cümleleri duyamadım.
Bırakın bu mesleğe yıllarını vermiş gazetecileri, yoldan dört kişi çevirseniz ve bu açıklamayı okutsanız dördünün de haberden atmayacağı, hatta başlığına koyacağı esas cümleler bunlar olurdu herhalde.
Ama Hürriyet bunun yerine MHP’li yöneticinin “O polisler ölmeseydi de ben ölseydim” gibi hamasi laflarını manşet yapmayı tercih etmişti. Böylece Vakit’i de manşetten yalanlıyordu
Fotoğrafta Bestami Kılınç’ın önünde görünen DHA mikrofonu bu sözlerin ajans tarafından kaydedildiğini ortaya kokuyor.
Peki manşetlik haberin içinden “sivil jandarma istihbaratçılarla” görüşmeye ilişkin bu cümleleri kim çıkarmıştı? Ve bunu niye yapmıştı?
Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Susurluk, Yüksekova Çetesi ilgili haberleriyle ünlü bir gazeteci. Onun Hürriyet’i “ne olursa olsun devleti koruma” reflekslerinden kurtarmaya çalıştığı söyleniyor.
Herhalde bu konuda en başta doğru bilgiyi alma hakları çiğnenen Hürriyet okurlarına bir açıklama yapacaktır. Uzun süredir bu kadar açıktan bir makaslama görmemiştim. Galiba Dörtyol’da manşetlerden kurtarılması gereken mühim bir açık verildi. Takipteyiz.
Mehveş Evin’e not: Taraf ile Wikileaks’i karşılaştırmak iyi bir fikir. “Gerçi Taraf’ın arkasında Gülen Cemaati olduğu söyleniyor ama buna dair bir kesin kanıt yok”larla içinizdeki komplocu laiki dizginleyememişsiniz ama tam size göre daha iyi bir fikir geldi aklıma. Taraf’ın haberleri ile Wikileaks’ın haberlerinin ana akım medya tarafından nasıl görüldüğünü karşılaştırmak. Bunun için Hürriyet ile New York Times’ı, Milliyet ile Guardian’ı karşılaştırmanız gerekecek. Ortaya çıkacak acı sonuç Cadde’nin neşesini kaçırır denirse bu arka sokaktaki 4500’lük top sahası sizin…
Yıldıray OĞUR / TARAF