14 Oca 2014 15:00
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:52
Manken Burcu Çağlayan'ın ölümünde iki müebbet istendi
Antalya'da 4 yıl önce manken 22 yaşındaki Burcu Çağlayan'ı balkondan attığı öne sürülen gayrimenkul zengini sevgilisi 34 yaşındaki İbrahim T. ile ona yardım ettiği belirtilen Murat E. hakkında ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Antalya'da 4 yıl önce ’intihar ettiği’ belirtilen manken 22
yaşındaki Burcu Çağlayan’ı balkondan attığı öne sürülen gayrimenkul
zengini sevgilisi 34 yaşındaki İbrahim T. ile ona yardım ettiği
belirtilen Murat E. hakkında ömür boyu hapis cezası istemiyle dava
açıldı. Bodrum'da, 2010 yılında kaldığı otelin 3’üncü
katından düşerek yaşamını yitiren mankenler kraliçesi Aslı Baş’ın
toprağa verilmesinden 1 gün sonra Antalya’da benzer bir manken
ölümü gerçekleşti. Bir deri mağazasında mankenlik yapan Burcu
Çağlayan, sabaha karşı Fener Mahallesi, Akanay Sitesi’nde,
sevgilisi İbrahim T.’nin 5’inci kattaki evinin balkonundan düşerek
yaşamını yitirdi. İhbar üzerine olay yerine giden polis, Burcu
Çağlayan’ı kanlar içerisinde buldu. İbrahim T., ifadesi alındıktan
sonra serbest bırakıldı. Savcılığın 4 yıl süren araştırması sonunda
İbrahim T. hakkında ’Kasten adam öldürme’, arkadaşı Murat E.
hakkında ise, ’Kasten adam öldürmeye yardım etme’ suçlamasıyla
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ömür boyu hapis cezası
istemiyle dava açıldı.
"İMDAT, POLİS" DİYE BAĞIRDI
Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker, hazırladığı iddianamesinde olayla ilgili ayrıntılara yer verdi. İbrahim T.’nin asabi bir kişiliğe sahip olduğuna yer verilen iddianamede, sanığın daha önce de manken sevgilisi Çağlayan’ı döverken üzerinde sopa kırdığının tespit edildiği kaydedildi. Savcı Çeliker iddianamede, tüm tanıkların olay tarihinde ve saatinde İbrahim T.’nin bekar evinin bulunduğu 5’inci kattan "İmdat, polis" diye bağıran bir kadın olduğunu belirttiğini kaydetti. Hakkında yakalama kararı çıkartılan sanıklardan İbrahim T. savcılıkta verdiği ilk ifadesinde, olay gecesi aşırı alkollü olduğunu, kanepede sızdığını söyledi. İbrahim T., Burcu Çağlayan’ın cep telefonunu açıp incelediğini belirterek, "Beni arayan veya mesaj çeken kadın arkadaşlarımı arayarak küfür etmiş. Ben de Burcu’ya ’Ne halin varsa gör’ dedim. O da bana ’Ben de kendimi atarım’ dedi. Bir süre sonra çığlık sesi duydum. Kalktım evi aradım. Ama Burcu yoktu. Balkondan baktığımda yerde yatıyordu. O anda çılgına döndüm. Üst katta oturan arkadaşıma koştum. Kapıyı geç açınca kapıyı yumrukladım. Arkadaşım Murat E. beni sakinleştirmeye çalıştı" dedi.
"NİYE ATTIN KIZI?"
İddianamede, görgü tanıklarından Baran Yıldırımcan, olayı şöyle anlattı: "Olay sırasında arkadaşımla bira içiyorduk. Apartmandan kavga sesi geliyordu. Bir kadın iki kez ’Polis’ diye bağırdı. Ardından ’pat’ diye bir ses geldi. 5’inci katta bir erkek, kafasını duvarlara vuruyordu. Daha kısa boylu olan ise, onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Kısa boylu olan ’Niye attın kızı? Pantolonunu giy, sakin ol’ diyordu."
YEDİKLERİ- İÇTİKLERİ AYRI GİTMEYEN ’KANKALAR’
Savcı Çeliker iddianamesinde, İbrahim T. ile Murat E.’nin yedikleri- içtikleri ayrı gitmeyen ’kankalar’ olduğunu, olay gecesi eğlendikten sonra birlikte Burcu Çağlayan’ın bulunduğu gece kulübüne gittiklerini belirterek şunları kaydetti: "Maktül Burcu, burada yanında oturan sevgilisi İbrahim T.’ye sarılan kadın yüzünden kıskançlık göstermiştir. Gecenin devamında saat 04.00 sıralarında beraber eve gelmişlerdir. Murat E. ise, kendi evine gittiğini iddia etmiştir. Balkondaki kül tablasının içinde 3 ayrı soda şişesi kapağı tespit edilmiştir. Dolayısıyla evde 3 kişinin olayın başından beri bulunduğu net bir şekilde belirlenmiştir. Zira görgü tanıkları da maktülün düşmesinden hemen sonra iki şüphelinin kısa sürede balkona çıktığını belirtiyor. Maktülün evde İbrahim T. ile kavga etmesi sırasında şüpheli Murat E.’nin de dahil olduğu ve en azından yanlarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kendini savunmaya çalışan, şüpheli İbrahim T.’nin kafasına şişeyle vurduğu tahmin edilen maktülün balkondan aşağı bırakılmasının şüpheli Murat E.’nin yardımıyla olmuş olabileceği, Murat E.’nin İbrahim T.’nin dairesine hiç gitmediğine dair ifadelerin doğru olmadığı belirlenmiştir."
"BİLİMSEL OLARAK DA ATILMA"
Savcı Çeliker, iki arkadaşın ifadelerindeki çelişkilere de yer verirken, şunları kaydetti: "155 ve 112’yi aramak için geçen süre, görgü tanıklarının düşme anından hemen sonra iki erkeğin balkona çıktığı yönündeki ifadeleri, birisinin diğerine ’Niye attın lan kızı? Git üzerine bir şey giy’ demesi dikkate alındığında, şüphelilerin ifadelerindeki çelişkiyi gösteriyor. Maktul, balkondan atıldığında her iki şüphelinin de o an birlikte olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Tereddütsüz olan husus, maktülün intihar amaçlı kendini balkondan atmadığı hususudur. Bunun bilimsel olarak kanıtlanması da mümkündür. Zira Ulusal Kriminal Büro’nun ayrıntılı raporunda bu husus irdelenmiş olup, intihar amaçlı kendini balkondan atan bir insanın düşüş şekliyle vücudunda meydana gelen yaralanmalar dikkate alındığında, bunun intihar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, maktülün harici güçler tarafından sarkıtılmak suretiyle balkondan atıldığı belirlenmiştir."
"İZ DÜŞÜMÜNE GÖRE İNTİHAR DEĞİL"
Kriminal raporlardaki bilimsel verilere göre intihar olaylarında genelde yüksekten atlamalarda kişilerin atladıkları noktanın yere doğru olan iz düşümünden 4-5 metre ileriye düştükleri belirtilen iddianamede, maktulde böyle bir durumun söz konusu olmadığı, aksine balkondan sarkıtılmış bir çuval veya bir eşyanın bırakılmasında olduğu gibi Burcu Çağlayan’ın duvarın dibine olduğu kaydedildi. İddianamede, Çağlayan’ın iki bacağının ön tarafında yukarıdan aşağıya doğru pütürlü bir zemine sürtünerek direndiğini gösteren çizikler bulunduğu kaydedildi. İddianamede, çiziklerin maktülün düşme anında balkonun dış cephesine ayaklarıyla direndiğini gösterdiği, ayaklarının altındaki toz ve rengin apartmanın dış cephesindeki boyayla aynı renkte olduğu, dolayısıyla maktul atılırken direndiği belirtildi.
KANLI ELBİSE KAYIP
İddianamede İbrahim T.’nin çamaşır makinesini çalıştırmayı bilmediği belirtilerek, "Sabaha karşı çamaşır yıkama hayatın olağan akışına ters. Alkollü olan İbrahim T. ve Murat E., birçok yerinde kana benzeyen kırmızı lekeler bulunan dantelli elbiseyi çamaşır makinesinin içine atmışlar, ancak deterjanı nereye koyacaklarını ve çalıştırmayı beceremedikleri için yıkayamamışlardır. Söz konusu elbisenin akıbeti ise belirlenememiştir" dedi. Haklarında ömür boyu hapis istemiyle dava açılan ve 30 Ocak’ta yargılanmaya başlanacak İbrahim T. hakkında yakalama kararı çıkarılırken, arkadaşı Murat E. hakkında adli kontrol tedbiri uygulanıyor.
"İMDAT, POLİS" DİYE BAĞIRDI
Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker, hazırladığı iddianamesinde olayla ilgili ayrıntılara yer verdi. İbrahim T.’nin asabi bir kişiliğe sahip olduğuna yer verilen iddianamede, sanığın daha önce de manken sevgilisi Çağlayan’ı döverken üzerinde sopa kırdığının tespit edildiği kaydedildi. Savcı Çeliker iddianamede, tüm tanıkların olay tarihinde ve saatinde İbrahim T.’nin bekar evinin bulunduğu 5’inci kattan "İmdat, polis" diye bağıran bir kadın olduğunu belirttiğini kaydetti. Hakkında yakalama kararı çıkartılan sanıklardan İbrahim T. savcılıkta verdiği ilk ifadesinde, olay gecesi aşırı alkollü olduğunu, kanepede sızdığını söyledi. İbrahim T., Burcu Çağlayan’ın cep telefonunu açıp incelediğini belirterek, "Beni arayan veya mesaj çeken kadın arkadaşlarımı arayarak küfür etmiş. Ben de Burcu’ya ’Ne halin varsa gör’ dedim. O da bana ’Ben de kendimi atarım’ dedi. Bir süre sonra çığlık sesi duydum. Kalktım evi aradım. Ama Burcu yoktu. Balkondan baktığımda yerde yatıyordu. O anda çılgına döndüm. Üst katta oturan arkadaşıma koştum. Kapıyı geç açınca kapıyı yumrukladım. Arkadaşım Murat E. beni sakinleştirmeye çalıştı" dedi.
"NİYE ATTIN KIZI?"
İddianamede, görgü tanıklarından Baran Yıldırımcan, olayı şöyle anlattı: "Olay sırasında arkadaşımla bira içiyorduk. Apartmandan kavga sesi geliyordu. Bir kadın iki kez ’Polis’ diye bağırdı. Ardından ’pat’ diye bir ses geldi. 5’inci katta bir erkek, kafasını duvarlara vuruyordu. Daha kısa boylu olan ise, onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Kısa boylu olan ’Niye attın kızı? Pantolonunu giy, sakin ol’ diyordu."
YEDİKLERİ- İÇTİKLERİ AYRI GİTMEYEN ’KANKALAR’
Savcı Çeliker iddianamesinde, İbrahim T. ile Murat E.’nin yedikleri- içtikleri ayrı gitmeyen ’kankalar’ olduğunu, olay gecesi eğlendikten sonra birlikte Burcu Çağlayan’ın bulunduğu gece kulübüne gittiklerini belirterek şunları kaydetti: "Maktül Burcu, burada yanında oturan sevgilisi İbrahim T.’ye sarılan kadın yüzünden kıskançlık göstermiştir. Gecenin devamında saat 04.00 sıralarında beraber eve gelmişlerdir. Murat E. ise, kendi evine gittiğini iddia etmiştir. Balkondaki kül tablasının içinde 3 ayrı soda şişesi kapağı tespit edilmiştir. Dolayısıyla evde 3 kişinin olayın başından beri bulunduğu net bir şekilde belirlenmiştir. Zira görgü tanıkları da maktülün düşmesinden hemen sonra iki şüphelinin kısa sürede balkona çıktığını belirtiyor. Maktülün evde İbrahim T. ile kavga etmesi sırasında şüpheli Murat E.’nin de dahil olduğu ve en azından yanlarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kendini savunmaya çalışan, şüpheli İbrahim T.’nin kafasına şişeyle vurduğu tahmin edilen maktülün balkondan aşağı bırakılmasının şüpheli Murat E.’nin yardımıyla olmuş olabileceği, Murat E.’nin İbrahim T.’nin dairesine hiç gitmediğine dair ifadelerin doğru olmadığı belirlenmiştir."
"BİLİMSEL OLARAK DA ATILMA"
Savcı Çeliker, iki arkadaşın ifadelerindeki çelişkilere de yer verirken, şunları kaydetti: "155 ve 112’yi aramak için geçen süre, görgü tanıklarının düşme anından hemen sonra iki erkeğin balkona çıktığı yönündeki ifadeleri, birisinin diğerine ’Niye attın lan kızı? Git üzerine bir şey giy’ demesi dikkate alındığında, şüphelilerin ifadelerindeki çelişkiyi gösteriyor. Maktul, balkondan atıldığında her iki şüphelinin de o an birlikte olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Tereddütsüz olan husus, maktülün intihar amaçlı kendini balkondan atmadığı hususudur. Bunun bilimsel olarak kanıtlanması da mümkündür. Zira Ulusal Kriminal Büro’nun ayrıntılı raporunda bu husus irdelenmiş olup, intihar amaçlı kendini balkondan atan bir insanın düşüş şekliyle vücudunda meydana gelen yaralanmalar dikkate alındığında, bunun intihar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, maktülün harici güçler tarafından sarkıtılmak suretiyle balkondan atıldığı belirlenmiştir."
"İZ DÜŞÜMÜNE GÖRE İNTİHAR DEĞİL"
Kriminal raporlardaki bilimsel verilere göre intihar olaylarında genelde yüksekten atlamalarda kişilerin atladıkları noktanın yere doğru olan iz düşümünden 4-5 metre ileriye düştükleri belirtilen iddianamede, maktulde böyle bir durumun söz konusu olmadığı, aksine balkondan sarkıtılmış bir çuval veya bir eşyanın bırakılmasında olduğu gibi Burcu Çağlayan’ın duvarın dibine olduğu kaydedildi. İddianamede, Çağlayan’ın iki bacağının ön tarafında yukarıdan aşağıya doğru pütürlü bir zemine sürtünerek direndiğini gösteren çizikler bulunduğu kaydedildi. İddianamede, çiziklerin maktülün düşme anında balkonun dış cephesine ayaklarıyla direndiğini gösterdiği, ayaklarının altındaki toz ve rengin apartmanın dış cephesindeki boyayla aynı renkte olduğu, dolayısıyla maktul atılırken direndiği belirtildi.
KANLI ELBİSE KAYIP
İddianamede İbrahim T.’nin çamaşır makinesini çalıştırmayı bilmediği belirtilerek, "Sabaha karşı çamaşır yıkama hayatın olağan akışına ters. Alkollü olan İbrahim T. ve Murat E., birçok yerinde kana benzeyen kırmızı lekeler bulunan dantelli elbiseyi çamaşır makinesinin içine atmışlar, ancak deterjanı nereye koyacaklarını ve çalıştırmayı beceremedikleri için yıkayamamışlardır. Söz konusu elbisenin akıbeti ise belirlenememiştir" dedi. Haklarında ömür boyu hapis istemiyle dava açılan ve 30 Ocak’ta yargılanmaya başlanacak İbrahim T. hakkında yakalama kararı çıkarılırken, arkadaşı Murat E. hakkında adli kontrol tedbiri uygulanıyor.