"MAHSUN KIRMIZIGÜL MÜ!... ONDAN BİR YILMAZ GÜNEY ÇIKMAZ!..." MAHSUN'DAN NEDEN YILMAZ GÜNEY ÇIKMAZ?... ONUN NE EKSİĞİ VAR?...
TAMAM... Ne harcadığı paraya ve emeğe bakıp, "Çocuk çok hevesli. Aman hevesini kırmayalım" şeklinde bir yaklaşım içine girelim... Ne de "Mahsun işte! Onun çekeceği filmden ne olur" diye önyargılı bir yaklaşım içinde olalım.
Mahsun´un filmi
Ama şu "İşte ikinci Yılmaz Güney! Hoş geldin Mahsun kardeş" gazlaması da neyin nesidir?
Sonuçta fazla ince eleyip sık dokumadan "Vasatın biraz üstünde bir filmle karşı karşıyayız" diyebiliriz.
Cirit sahnesindeki başarıyı, iyi oyunculukları, bazen yakalanan duygu yoğunluklarını falan düşünerek "Fena değil" yorumunu yapabiliriz.
Hele Mahsun Kırmızıgül adının bizde oluşturduğu olağan önyargıları hesaba kattığımızda...
"Beklediğimden daha iyiydi. Aferin Mahsun´a" bile demek mümkündür.
Ama mümkün olmayan şeyler de var:
Bir kere Mahsun´dan "Bir Yılmaz Güney çıkarma" gayreti boşunadır.
"Yaşlıları seveceksin" şeklindeki aşırı didaktik bir mesajı, en klişe duygu sömürüleri ve "Ulan seyirci burada garanti ağlar" uyanıklığıyla hamurlamış bir filmi çeken adamda, bir Yılmaz Güney potansiyeli aranamaz.
Ayrıca bir filmin yapımında gösterilen olağanüstü fedakárlık ve içtenlik, o filmin "şaheser" kabul edilmesinin yeterli gerekçesi olamaz.
Kısacası demem o ki, Mahsun kendi çapında iyi bir iş çıkarmıştır, ancak bu durum onu "Fellini Mahsun" diye selamlamamız için yeterli değildir.
Ahmet Hakan/Hürriyet