11 Mar 2010 19:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:09

"MAHİR KAYNAK HEPİMİZİ İHBAR ETTİ!.." 39 YIL SONRA CANLI YAYINDA BULUŞTULAR!..

12 Mart muhtırasının ve Türkiye'nin darbelerle imtihanının masaya yatırıldığı Balçiçek Pamir'le Karşıt Görüş bu hafta 12 Mart'tan beri hiç bir araya gelmeyen iki ismi buluşturdu.

Prof. Mahir Kaynak ve yazar Şükran Soner 39 yıldan beri ilk kez bir araya geldiler.

Meslek yaşamının bir kısmını istihbaratçı olarak geçiren Prof. Mahir Kaynak’la gazeteci Şükran Soner aslında 12 Mart öncesinde ailece görüşen yakın dostlar ve aynı apartmanda oturan komşulardı. İki alenin yakın dostlukları 12 Mart sonrasında Soner’in eşini de cunta üyesi olmakla suçlayan Madanoğlu davasının açılması ve Mahir Kaynak’ın MİT görevlisi olduğunun anlaşılmasına kadar… Gerçekten de 1967-1970 yılları arasında Madanoğlu grubunun arasına sızarak orada öğrendiklerini MİT’e rapor eden Kaynak’ın MİT görevlisi olduğu 12 Mart’tan bir yıl sonra Madanoğlu ve arkadaşları için açılan dava sırasında ortaya çıkmıştı. Kaynak 12 Mart döneminin bu ünlü davasında tanık olarak dinlenmiş ve böylece devletin kimliğini açıkladığı nadir istihbarat görevlilerinden biri olmuştu. İşte bu iki isim bugün 39 yıl aradan sonra ilk kez biraya ageldiler ve programın başında aralarında şöyle konuşmalar geçti:

Şükran Soner: Biz altlı üstlü komşu ve aile dostuyduk. Mahir Kaynak sekter sol görüşleriyle tanınıyordu. Toplantılarda sert konuşmalar yapıyordu. Bu arada sonradan Madanoğlu davasında yargılanan kimseleri de özellikle bir araya getiriyordu. Bu toplantıda olup bitenleri bir MİT görevlisi olarak teşkilata bildirdiğini o zaman bilmiyorduk tabii. Kendisine güveniyorduk. Hatta o derecede ki 12 Mart yönetiminin sakıncalı saydığı bazı kitaplarımızı onun aracılığıyla annesinin evinde sakladık. Bilgilendirmenin ötesinde bu toplantılarda yönlendirme görevi de yaptığı anlaşılıyor. Sonradan baktık ki herkesi ihbar etmiş. İhbar ettikleri arasında yakın arkadaşı olduğu eşim Ahmet Güryüz Ketenci de vardı.

Mahir Kaynak. Evet ben MİT görevlisiydim. Ama bazıları bana “ajan provokatör” sıfatını kullanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Provokatör bir işi yapmaya niyeti olmayan kimseleri bu işe ikna eden ve sonra onları ihbar eden kişidir. Olayda böyle bir durum yok. Ama o toplantılarda bulunanlar için ki Madanoğlu, Avcıoğlu, İlhan Selçuk, İlhami Soysal isimleri söyleniyor, onlar şahsiyetsizdirler, benim yönlendirmemle hareket edecekler denilecekse tamam o zaman yönlendirme yaptığımı kabul edeyim. Ben MİT görevlisi olarak işimi yaptım. Ama bu işi aile ilişkilerine karıştırmadım. Nitekim kitapları getirip kendim teslim ettim. Kitaplar konusunda MİT’e hiçbir bilgi vermedim.

ŞS: Mahir Kaynak o derece aktifti ki benim evimizde düzenlediğim evlilik yemeğimi bile kadınlarla erkekleri ayrı yerde toplayarak sonradan rapor edeceği bir toplantıya çevirdi. Yemeğe İlhan (Selçuk) ağabeyi, Raif Ertem, Ali Sirmen ve Cengiz Ballıkaya’yı davet etmiştim. Mahir Kaynak bana kendi evine de misafirler geldiğini eşimle birlikte benim yemeklerimle konuklarımı aşağıya kendi evlerine aldıklarını ancak hep erkek olduğunu benim de kendi karısıyla birlikte çocukları da alıp yukarı bizim eve çıkmamı istemişti. Onun konukları da Cemal Madanoğlu ve arkadaşlarıydı. Sonradan bu toplantı 12 Mart’ın ünlü Madanoğlu davasının ilk gizli örgüt toplantısının belgesi oldu. Şunu da düşünmek gerekir, ihbar ettiklerinin hepsi sonradan beraat ettiler. O dönemde yapılmak istenen 1961 anayasası ile ortaya çıkan ve giderek hızlanan toplumsal uyanışın önlenmesi, rayından çıkarılmak istenmesiydi. İhbarlar, tertipler bunun için yapıldı.

MK: Ben beraat edeceklerini biliyordum. Mesele sağ-sol çatışması değildi. Sovyet-Amerikan çatışması da değildir. Amerika ile İngiltere öncülüğündeki Avrupa ülkelerinin çatışmasıdır. Ben sola hiç inanmadım ama solun ne olduğunu iyi bilirim. Bizdeki sol ne derece inançlı ve vatansever duygularla hareket ediyor olursa olsun aslında bu çatışmada alet olarak kullanılmıştır, naylon soldur. Ben bu güç dengesi içerisinde hepsinin beraat edeceğini bildiğim için MİT Müsteşarı’na beni deşifre etmeyin bunlarla yargılanayım dedim. Ancak dinlemediler deşifre ettiler. 12 Martçılarla 9 Martçılar sonuçta uzlaşmışlardır. 12 Mart hükümetinde de bu koalisyon kendisini gösterir. Sonradan ayrılsalar da sola yakın 11 isim Erim hükümetinde yer almışlardı. MİT’i de 12 Martçılar aslında 9 Martçılara emanet ettiler. Müsteşar Fuat Doğu tasfiye edildi ve büyükelçi yapıldı. O andan itibaren MİT’in gücü kırıldı. MİT provokasyon yapmaz, provokasyon deyince yabancı örgütleri düşünmek gerek. Zaten daha sonraki yıllarda da Şükran Soner’in eşi milletvekili olup parlamentoya girmiştir. Beni ise mahalle muhtarı bile yapmadılar.

ŞS: Cumhuriyet gazetesinde yapılan darbeyi de hatırlamak lazım. Aile içinde yapılan darbeyle Nadir Nadi yönetimden uzaklaştırıldı, ben de eşim Madanoğlu davasında yargılanıyor diye işten atıldım.