Magazin medyasının acı kaybı! Usta gazeteci kalbine yenik düştü!
Bir dönem Hürriyet, Milliyet ve Bulvar gazetelerinde magazin muhabirliği yapan usta gazeteci Tahir Yaman hayatını kaybetti.
Yıllarca birçok gazetede foto-muhabirliği yapan duayen gazeteci
Tahir Yaman, geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti.
Bu sabah haber için bulunduğu Trump Towers'ta kalp krizi geçiren
Yaman ambulansla Şişli'deki Florence Nightingale Hastanesi'ne
kaldırıldı. Yaman doktorların tüm müdahalesine karşın hayatını
kaybetti.
40 yılı aşkın meslek hayatı boyunca, sinema ve müzik dünyasının
ünlü isimlerini görüntüleyen Tahir Yaman 4 yıl önce Yeşilçam’ın
100. yıldönümü dolayısıyla çok özel bir sergiye imza atmıştı. 65
yaşındaki Yaman bir kız çocuk babasıydı.
Tahir Yaman'ın cenazesi Çarşamba günü (yarın) Şişli Camii'nde öğle
namazını müteakiben kılınacak cenaze namazından sonra toprağa
verilecek.
Magazin basınında herkes tarafından ağabey,doğru, dürüst,işini
seven ve candan biri olarak tanınan Tahir Yaman'a Medyaradar ekibi
olarak Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı
diliyoruz.
Tahir Yaman 43 yıllık meslek hayatını sansürsüz olarak kendisiyle
yapılan bir röportajda şöyle anlatmıştı:
-Neden Magazinciliği seçtiniz?
"-Gazeteciliğe başladığım zamanlar lise son sınıftaydım stajyer
olarak her branşa gönderdiler bizi polis adliye hastane muhabiri
gibi her alanda yaptık ama sonunda 1983 yılında Bulvar Gazetesi
"Türkiye Güzellik Yarışması" düzenlemeye başladı. O yarışmanın da
takipçisi ben oldum beni görevlendirdiler.
Hülya Avşar, Sibel Turnagöl, Pınar Altuğ, Defne Samyeli gibi aklına
gelebilecek isimlerin haberlerini ben takip ettiğim için direkt
olarak magazinci oldum.
Bunun dışında zevkli bir meslek ama gece hayatında biraz zorlukları
var. Erken saatlerde gördüğün insan farklı oluyor, geç saatlerde
gördüğün insan farklı oluyor alkolün etkisiyle başına kötü işlerde
gelebiliyor. Resim niye çektin veya çekmedin gibi tartışmalar sıkça
yaşanıyor."
"Şimdiye kadar birçok haber ve röportaj yaptınız. En çok
tepki aldığınız veya zorlandığınız haber veya röportaj geçti mi
başınızdan?
"-Polat otel yeni açılmıştı diskosu vardı. Diskoda Nükhet Duru,
Yaşar Alptekin gibi birçok ünlü vardı. Akşam 8 civarında oradaydık
Bir genç geldi ismini bilmiyorum tanıdık bir isimdi. Sarıldık hoş
geldiniz faslı falan sabah 5'te giderken omuzuna dokunduk "güle
güle" demek için "sen bana nasıl öyle yaparsın" diye silah çekti
araya girenler oldu ben de o arada kaçtım. Sabaha kadar otoparkta
arabanın altında saklandım o gitsin diye hiç yoktan vuracaktı.
"
-Gazetecilikte şanslı olmak gerekli midir?
"-Evet. Gazetecilikte şanslı olmak lazım her gittiğin yerde haber
olmuyor. Ben o yönden şanlıydım yani sokakta giderken haber denk
geliyordu.
Milliyet, Hürriyet ve Bulvar Gazetelerinde işe geç kaldığım
zamanlar bir bahane bulmak için "Allah'ım bana yolda haber
olabilecek bir şeyler denk gelsin" diye dua ederdim. İşte bu şanslı
günlerden birinde şarkıcı Lal'ın iftar yemeğinde Sortie'deydim.
Erken gittiğim için Boğaz'da geçen gemileri ve tekneleri çekeyim
dedim. Bu sırada geçen bir tekne gözüme çarptı. Bir kare çektiğim
fluu çıktı. Tekrar çektim o da net oldu. Çektiğim fotoğrafa baktım
Demet Akalın, gözüme inanamadım. Garsonlara gösterdim evet abi o
dediler?"
-En ilginç anınızı ne oldu?
"-Meslek hayatımla ilgili birçok ilginç anım oldu ama bunlardan
biri Hülya Avşar ile ilgilidir. Yakından takip ettiğim için?
Film setine gitmiştim Hülyanın karnına fünyeler koydular, gelinlik
giymişti. Kadir İnanır da damat olarak nikah salonundan çıkıyorlar.
Bunları vuracaklar. Tabi dışarda güneş olduğu için flaş
kullanılmıyor. Çekimler başladığında bende çekmeye başladım.
Koydukları fünyelerin dozajı fazlaymış patlayınca karnı yarıldı
Hülya Avşar'ın. Yere yığıldı kaldı. Bende çekiyorum bu arada
resimleri. Kadir İnanır farkına vardı kalkmayınca, kucağına aldı.
Arabaya bindirip hastaneye götürmeye çalışırken, set işçileri benim
üstüme saldırdılar, dövdüler. Makinemi kırdılar ve filmlerimi
aldılar?"
-2008 yapımı olan Ünlü Yönetmen Erdal Murat Aktaş
tarafından Sulhi Dölek'in aynı adlı eserinden uyarlanan "Kirpi"
filmindeki Tahir Yaman karakteri hakkında ne
düşünüyorsunuz?
"-Sulhi Dölek'le Milliyet Gazetesinden Orhan Boran, Özer Yelçe,
Refik Erduran ile mizah sayfası yapıyorduk. Ben de o sayfa için
fotoğraflar çekiyordum. Beraber çalışırken gözlemlemiş beni.
Yazdığı aynı adlı romanda "Tahir Yaman" ismini kullanmış hareketli
biri olduğum ve magazinci olduğum için?"
-Eskiden fotoğraf çekmek zahmetli işti sınırlıydı her şey.
Şimdi ise teknolojinin getirdiği rahatlıkla sınırsız fotoğraf
çekebiliyorsunuz bunun zorluğunu çok yaşadınız mı?
"-Şimdi dijital çıktı o zamanlar çok heyecanlıydı fotoğraf çekmek .
Film veriyorlardı eskiden 1 filme 10 tane konu getirmek şartıyla.
3-4 tane çek diyorlardı. Şimdi çekiyoruz 15-20 tane hatta 50 tane
çekiyoruz beğenmediğimizi siliyoruz. O zamanlar fırça yiyorduk
"fazla çektin" diye vermiyorlardı film?
-Soyadınızı verdiğiniz YamanMagazin.com hangi amaçla ve ne
zaman kuruldu?
"-Şahin Ekin ile beraber 30 ağustos 2009'da kurduk. Emekli Gazeteci
olduğum için her gazeteye servis yapıyorum ama yayınlanıp
yayınlanmayacağı kesin olmadığı için en azından kendi gazetem var
orada paylaşıyorum. İnternete haber düştüğü zaman yayılıyor bunu da
değerlendiriyorum."
-Genç Gazetecilere ne gibi önerilerde
bulunuyorsunuz?
"-İnsanlar ile çok laubali oluyorlar adam yaşlı başlı ona saygı
göstermeden konuşuyorlar. Biz izin alırdık örneğin; "Cüneyt abi
müsaade edersen sana birkaç soru sorabilir miyiz?" diye.
Bir de ucuz insan çalıştırıyorlar eline makinayı veriyorlar 2-3
resmi çıkmaya başlayınca havalara giriyor sanki gazetenin
müdürüymüş gibi dışarda kendini öyle hissediyor. Eğitimli olması
şart."