MAGAZİN GAZETECİLERİNİN ÜLKE MENFAATİNİ DÜŞÜNMEK GİBİ BİR MİSYONU VAR MI? MAGAZİN İNSANLARI GÜNAHA MI TEŞVİK EDİYOR?
Acaba çarpık ilişkileri haber yapa yapa, milleti yoldan çıkaran dizi yapımcıları değil de magazinciler mi? Habertürk.com.tr genel yayın yönetmeni Gülin Yıldırımkaya sordu,yazarlar cevapladı...
Magazinci ülkeye ne katar?
Magazin gazetecilerinin ülke menfaatini düşünmek gibi bir misyonu var mı?
Dizilerdeki sevişme sahneleriyle başlayan "toplumun ahlakını kim bozuyor" arayışı, bu kez magazincilerin kapısına dayandı. Acaba çarpık ilişkileri haber yapa yapa, milleti yoldan çıkaran dizi yapımcıları değil de magazinciler mi?
Miss Earth yarışmasına katılan güzel kızımız Gözde Zay, Habertürk Gazetesi'nden Kutlu Esendemir'in sorularını yanıtlarken aynen şöyle diyor: "Magazin de bir şey katmalı insana. Mesela birinin eşini aldatmasının, çarpık ilişkilerin haber yapılıp insanlara örnek vermesinden daha kötü ne yapabilir insan ülkesine?" Magazinciler bu ülkeye ne katıyor? Gazeteciler haber yaparken ülke ve toplum menfaatlerini göz önünde bulundurmalı mı? Konuyu tartışmaya açtık...
Magazin sıradan insanları günaha teşvik ediyor!
ZAMAN Gazetesi Yazarı-Sosyolog Ali BULAÇ: Modern toplum, özel ve kamusal alan olmak üzere iki insanlık durumunu kabul eder. Bireyin yüceltildiği liberal demokrasilerde özel-mahrem alanı bireye, asıl insan ve toplumsal hayata ilişkin kararların alındığı alanı, yani kamusal düzenleme yetkisini devlete bırakır. Gerçekte ise kamusal olan her şeydir. Böyle olunca sözde yasaların güvencesi altında korunduğu düşünülen özel/mahrem alan sürekli medyanın ilgi odağı haline gelir. Bunun iki sebebi var: İlki, medya Hıristiyanlık geleneğine uygun olarak gizli, mahrem olanı deşifre etmek ister. Bu çok tahrik edicidir. Çünkü kilisede yapılan itiraflar, mahrem olanın, mahremde işlenen günahların deşifre edilmesini öngörür. İkincisi bu sayede medya açılmadık bohça bırakmaz, her şeyi açığa çıkarır, bu da devletin, yani kamusal düzenleme yetkisini elinde bulunduran siyasi iktidarın gücüne güç katar. Pskiyatri, bilimsel gelişmeler, teknolojik imkanlar ve marifetler ile medyanın el ele vermesiyle mahrem olan, bize ait olan hiçbir şey kalmaz, her şey deşifre edilir, açılmadık bohça bırakılmaz, böylelikle herkes her şeyi herkesin gözlemi altında yapabilecek hale gelir. İşte bu noktada magazin medyasına büyük iş düşer. Birtakım bireyleri ünlüdür, politikacıdır adı altında "kamusal insanlar, kamuya mal olmuş kişiler" ilan eder ve mahremiyeti deşifre eder, diğer yandan sıradan insanları her şeyi herkesin gözü önünde yapmaya teşvik eder. Bu, dinlerin tanımıyla günahkar bir toplumun yaratılması işlemidir. Bunun zihinsel, ruhsal ve sosyal tahribatını fiilen yaşıyoruz. Ancak ılık suya atılmış kurbağalar gibi yavaşça haşlanıyoruz, farkında değiliz.
Magazin yolu gösterir ama o yolda yürümeniz için ısrar etmez
Magazin Gazetecisi Kenan ERÇETİNGÖZ: Magazin çok renkli bir dünyanın anahtarını sunar insanlara... Olayları, yaşananları, ilişkileri anlatır evet ama verdiği haberin içine öyle bir mesaj koyar ki, yapılanı doğru algılayan kişi o hikayenin içindeki 'ibret' öğesini hemen bulup çıkarır. Burada da magazine nasıl baktığınız sorusu devreye girer. Magazini en baştan 'tü kaka', seviyesiz ilan eden kişi için magazinin anlamı asla değişmez. Başını kuma gömüp yaşayan, çevresinde olup biten olaylara nötr bakan ve sadece kendisiyle ilgilenen insan için, magazin son derece itici bir kavramdır. Halbuki magazin itici değil, yönlendiricidir, fikir verir. Magazin hayattır, yaşamın kendisidir. Magazin insanların görüş açılarını genişletir, dünyaya bakılabilecek farklı pencerelerin olduğunu gösterir.. Ama sadece gösterir, bakmaya zorlamaz. Size bir yol açar ve sadece o yolun orada olduğunu bilmenizi sağlar. O yolda yürümeniz için ısrar etmez. Magazin basının bir insana veya ülkeye bir şey katma gibi bir misyon görevi yoktur. Sadece ve sadece toplumun üst düzeyinde yaşanan, "örnek alınan" dediğimiz "sanatçı kesimi"nde yaşananlara ayna tutar ve gerçekleri olduğu gibi yansıtır. Gerisi izleyenin ve öğrenin kendi eğitimine ve bakış açısına kalmıştır.
Ünlü kişilerin yaşadığı çarpık ilişkileri haber yapan gazeteci topluma kötü bir örnek vermiş olmaz. Çünkü bu ülke çarpık ilişki yaşayan sıradan insanlarla dolu, kadın programlarında izliyoruz. Hatta o programlara konu olan ilişkiler magazin dünyasında bile yaşanmıyor. O yüzden ünlüler arasındaki çarpık ilişkileri halka duyuran magazin basını suçlu ilan edilemez, suçlanamaz.
Yaşananlar haber yapıldı diye dünya daha da kötüleşmez
Sabah Gazetesi Yazarı Ayşe ÖZYILMAZEL: Magazin basını var olmayan bir şeyin haberini yapmıyor; yaşanan şeyleri haber yapıyorlar diye de dünya yoldan çıkmaz, daha da kötüleşmez. Magazin basınının esas görevi keyif vermek, okuyucuya hoş zaman geçirtmektir. Magazin topluma kötü örnek olmaz sadece limitleri önemlidir. Örneğin hiçbir mesleği, işi gücü yeteneği olmayan bazı kadınlar meşhur edilmemeli. Bu şuna neden oluyor: ben de ne kadar dekolte yaparsam, güzel giyinirsem, ne kadar güzel olursam o kadar bu hayattan yırtarım hissiyatı yaratabilir insanlarda. Ama magazin demek National Geographic tarzında haber demek de değildir. Şu an magazinin tek eksiği kültür sanata çok az yer verilmesi. Operaya, tiyatroya, sanata daha fazla yer verilse denge mutlaka sağlanacaktır. Eksiği budur, misyonu da bu olmalıdır.
Ülkenin o kadar sorunu var ki, hiç kimse o kadar görevini yapmıyor ki bir tek magazincinin kötü örnekliği kalsın! Bir ara her şeyin sorumlusu Reina ile Sortie idi, bu da onun gibi bir şey. Magazin basının tabii ki eksikleri, hataları var ama her şeyin de sorumlusu değil, abartmayalım.
Gazeteci haber yapar, ülke menfaatini düşünmek köşe yazarlarının işi
Gazete Habertürk Magazin Müdürü Memet Güler: Gazetecinin işi haber yapmaktır. Hanımefendinin bakış açısıyla bakarsak gazetecilik mesleğine, o zaman gazetelerin hiç polisiye haber de vermemesi lazım gelir. Çünkü bir katilin, bir tecavüzcünün, bir sapığın ya da bir dolandırıcının haberinde de ülkenin menfaatine bir durum yoktur çoğu zaman. Dolayısıyla bu soru, baştan yanlış sorulmuş bir sorudur. Gazetecilerin de, magazincilerin de işi haberi vermektir. Olanı, olduğu şekliyle okurunun gözlerinin önüne sermektir. Kamuya mal olmuş şöhretli insanların ayrılmaları, barışmaları, aşkları ve elbette mesleklerinde ürettikleri magazin gazetecileri için haberdir. Gazeteci haberini yaparken, bunun ülkenin menfaatine olup olmadığı sorusunu sormaz. Magazin gazetecisi, yaptığı haberi 'ülke menfaati parametresiyle' okumaz. İşin o kısmı, daha çok gazetelerin köşe yazarlarının ilgi alanındadır. Yorum, haberde değil, köşe yazılarında yapılmalı, meselenin memleket menfaati kısmı, köşelerde ele alınmalıdır. Eğer ortada gerçekten yaşanmış-yapılmış-olmuş bir durum varsa, gazetecinin ve elbette magazin gazetecisinin görevi bunu okuruna doğru-tarafsız-objektif şekilde vermektir. Yoksa ne çarpık ilişki haberleri yapılarak çarpık ilişkilerin sayısı artar bir ülkede, ne de bu haberleri saklarsanız çarpık ilişkiler azalır. Şu da unutulmasın ki haber alma özgürlüğü, bütün demokrasilerde anayasal bir haktır.
GÜLİN YILDIRIMKAYA/HABERTÜRK POLEMİK