MAÇLAR BİTTİ,DÜĞÜN YAKINDA!..ŞANSAL BÜYÜKA'NIN SPİKER KIZI,SPOR SPİKERİ İLE EVLENİYOR!..
Spor basınının duayen isimlerinden Şansal Büyüka´nın kızı Sine de babasının izinden gidiyor. Spor spikerliği yapan Sine Büyüka için bugünler evlilik hazırlıklarıyla geçiyor...
Kendisi gibi spor spikeri olan Ersin Düzen'le hayatını birleştirecek olan Sine Büyüka'nın düğünü ağustosta olacakmış ama araya Avrupa Futbol Şampiyonası girmiş. Sine Büyüka "Milli Takım her gruptan çıkışında bizim düğün de ertelendi, ama helal olsun! Feda olsun" diyor.
Kızımı kaptırdığımı kabul ediyorum
35 yıldır spor basınına emek veren Şansal Büyüka kısa süre önce NTV'de spor spikerliğine başlayan kızı Sine Büyüka'nın yuvadan uçmasıyla ilgili olarak "Kızımın üstüne titrerim" diyor
Son üç aydır Lig TV Genel Müdürü ve Maraton programının yapımcısı Şansal Büyüka ve onun NTV Spor'da spor spikerliği yapan kızı Sine Büyüka ile bir araya gelmeye çalışıyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi Şansal Bey'i yakalamak çok zor. Neyse, sonunda başardık! Şimdi... Birincisi Büyükalar, hem dünya tatlısı hem de çok güzel bir aile. Sonra, bir duayeni ve hayran olduğu babasının yolunda giden çalışkan, azimli ve başarılı genç bir kadını dinliyorsunuz. Üstelik işin içinde bir düğün ve futbol da var!
Şansal Bey, 1973'te Milliyet'in kapısından girmenizden bugüne, şöyle bir dönüp baktığınızda, neler görüyorsunuz?
35 sene. İnanılmaz dolu, masal gibi bir meslek hayatım olduğunu düşünüyorum. Çok sıkıntılı, çileli günlerimiz de oldu tabii. Gazetecilik, televizyonculuk zor zanaattır, saati yoktur ama dönüp bir işe başlasam, yine bu mesleğe başlarım.
Bu kadar zor bir mesleğe, kızınızın girmesini nasıl karşıladınız?
Pek istemedim. Spor spikeri olacaksanız, ciddi birikimli ve dolu olmanız gerekir. Hanımlardan o yüzden endişe ediyorum. Kızımın, kültür-sanatla ilgili ciddi birikimi var. O yönde ilerleyeceğini düşünüyordum ama spor spikerliği için NTV çok ısrar etti. Kızım da gerçekten çok çalışarak endişemi büyük ölçüde giderdi.
Sine Hanım, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, ne gibi işler yaptınız?
Digitürk'te dış alımlarda çalıştım. Gazetecilik, dergicilik hep kanımda olan bir şeydi. O tarafa kaydım ve Billboard ve Instyle dergilerinde çalıştım. Televizyona geçmek istedim. Sanatla çok ilgili olduğum için, NTV'de kültür-sanat bölümüne başladım. Bir sene Gece-Gündüz'de çalıştım. Hayatımın, iş olarak en güzel dönemiydi diyebilirim. Çok mutluydum.
Peki o zaman spora neden geçtiniz?
Çok yorucu bir temposu vardı. Sabah yedi buçuk, sekiz; akşam gece iki gibi. İstanbul'da neredeyse her gece bir etkinlik oluyor ve biz de bunu takip ediyorduk.
Babanızın gölgesinde kalmaktan hiç korkmadınız mı?
S. B.: İnsanların beklentileri ve hakkınızdaki önyargıları açısından zorlayıcı yanları oluyor. Sonuçta babam bu işin duayeni. Onun kızı olmak için mutlaka birtakım niteliklerinizin olması gerek. Yine de ben ne kadar çabalarsam çabalayım, ne kadar uğraşırsam uğraşayım, asla babam gibi olamam.
Ş.B.: "Babamı geçerim" hedefini koyacaksın.
İlk kez ekrana çıktığınızda ne hissettiniz?
İlk kez ekrana çıktığımda yanımda benden bir gün önce başlamış bir spiker arkadaşım vardı. Birinci haberi okuduktan sonra az kalsın ona dönüp "Muratçım, sen devam edebilir misin?" diyecektim.
Mesleğin duayeni olarak, kızınıza ne gibi tüyolar veriyorsunuz?