05 Şub 2018 15:34
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:59
Lütfiye ile gelen 'barış'
Kıbrıslı gazeteci Sefa Karahasan, O Ses Türkiye yarışmasında birinci olan Kıbrıslı Lütfiye’nin Ada’da yarattığı barış rüzgarlarını kaleme aldı.
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında son dönemde giderek artan bir 'gerilim' vardı.
'Vardı' diyorum çünkü bu gerilimi neredeyse, 'sıfırlayan' bir gece yaşadık.
Bu geceye ev sahipliği yapan ise Acun Medya oldu.
Kıbrıslı Türk bir yarışmacı olan Lütfiye'nin O Ses Türkiye'de finale kalması, Ada'nın birinci gündemi haline geldi.
Ne Güney Kıbrıs'taki seçimler ne de hükümetin kurulması bu kadar gündem olmamıştı.
Hatta daha da öte gidersek, hiçbir şey bu kadar gündem olmadı.
Bu heyecanı ve kenetlenmeyi bir tek Annan Planı döneminde yaşadık.
Lütfiye finale kaldığı an, ilk uçakla İstanbul'da aldım soluğu.
Finali yerinde izlemek gerekirdi. Buradan elde edilecek bir şampiyonluğun, Ada'daki etkilerini iyi biliyordum.
Gerilimden, rahat nefes alacağımız bir ülkeye dönebilirdik.
O Ses Türkiye'de finali beklerken, Ada'daki sosyal medyada yazılanları, ekran başında olanları dikkatlice takip ettim.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'dan, Başbakan Tufan Erhürman'a, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay'dan, Bakanlara, siyasetçilere, halka kadar dalga dalga yayılan 'heyecanlı' bir bekleyiş vardı.
Final başladığı an yanımda bulunan bir dostuma aynen şunu söyledim; "Belki burada hissedilmiyor ama Kıbrıs'ta tek gündem final. Buradan çıkacak bir şampiyonluk, bir anlamda Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki ilişkilerin ciddi anlamda yumuşamasına neden olacak" dedim...
"Umarım iyi olur" dedi.
Yarışmacılar ardı ardına sahne aldı.
Heyecan giderek arttı.
Bu bir ara jurilere de yansıdı.
Murat Boz, 'bilerek' Gökhan'ın yarışmacısı Lütfiye'ye 'Aydan' diye hitap etti.
Sonra ise kendi sempatisi ile olayı geçiştirdi.
İlk şarkısında 'aman' dedirten Lütfiye, sona doğru müthiş bir performans sergiledi.
Aslında tüm yarışmacılar, ayakta alkışlanmayı hak ediyordu.
Ancak aralarından bir şampiyon çıkması gerekiyordu.
Hadise, "Lütfiye" demişti ki Kıbrıs'tan gelen biri olarak, geçiş yaşanan dönemin şahidi olarak, "Lütfiye'nin şampiyon olması" için dua eder durumdaydım.
Kazanamasa, inanın ben kalpten gidecektim.
Acun Medya'nın patronu Acun Ilıcalı, sonuç ile ilgili zarflı eline aldığında, Ada'daki durum gözlerimin önüne geldi. Çünkü sosyal medyada, 'küçük' mide bulandıran bazı yorumlar beni ürkütmüştü.
Haksızlık olacağı iddiaları yayılmaya çalışılıyordu.
Acun Bey, "Lütfiye" diye anons yaptığı an, işte bu dedik.
Tüm Kıbrıs Türk Halkı olarak.
Mikrofonu eline alan Lütfiye'nin, 'nifak' tohumlarını ekmek için hazır bekleyenlere verdiği şu cevap geceye damga vurdu; "Bu yarışma çok hakkaniyetli yarışma..."
İktidar Partisi CTP'nin seçimlerde kullandığı bir slogan geldi o an aklıma, "Ne demek umut yok..."
Umut vardı, Lütfiye vardı.
Kuzey Kıbrıs, bir anda şampiyon şarhoşu oldu.
Bunu sonuna kadar hak etti.
Burada not olarak belirtmem gerekir ki; Acun Ilıcalı'ya, Acun Medya'ya ve tüm çalışanlara Ada'mız adına şükranlarımı sunuyorum.
Kuzey Kıbrıs'ın tanıtımına yaptıkları katkı takdire şayan.
Acun Bey, bir anlamda Türkiye ile KKTC'yi 'Barış'tırdı.
Bunun gücünü anca Ada'da yaşayarak anlarsınız, ben 'anladım' ve 'hissettim...'
Teşekkürler Acun Bey, Teşekkürler Acun Medya, Teşekkürler Lütfiye.
'Vardı' diyorum çünkü bu gerilimi neredeyse, 'sıfırlayan' bir gece yaşadık.
Bu geceye ev sahipliği yapan ise Acun Medya oldu.
Kıbrıslı Türk bir yarışmacı olan Lütfiye'nin O Ses Türkiye'de finale kalması, Ada'nın birinci gündemi haline geldi.
Ne Güney Kıbrıs'taki seçimler ne de hükümetin kurulması bu kadar gündem olmamıştı.
Hatta daha da öte gidersek, hiçbir şey bu kadar gündem olmadı.
Bu heyecanı ve kenetlenmeyi bir tek Annan Planı döneminde yaşadık.
Lütfiye finale kaldığı an, ilk uçakla İstanbul'da aldım soluğu.
Finali yerinde izlemek gerekirdi. Buradan elde edilecek bir şampiyonluğun, Ada'daki etkilerini iyi biliyordum.
Gerilimden, rahat nefes alacağımız bir ülkeye dönebilirdik.
O Ses Türkiye'de finali beklerken, Ada'daki sosyal medyada yazılanları, ekran başında olanları dikkatlice takip ettim.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'dan, Başbakan Tufan Erhürman'a, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay'dan, Bakanlara, siyasetçilere, halka kadar dalga dalga yayılan 'heyecanlı' bir bekleyiş vardı.
Final başladığı an yanımda bulunan bir dostuma aynen şunu söyledim; "Belki burada hissedilmiyor ama Kıbrıs'ta tek gündem final. Buradan çıkacak bir şampiyonluk, bir anlamda Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki ilişkilerin ciddi anlamda yumuşamasına neden olacak" dedim...
"Umarım iyi olur" dedi.
Yarışmacılar ardı ardına sahne aldı.
Heyecan giderek arttı.
Bu bir ara jurilere de yansıdı.
Murat Boz, 'bilerek' Gökhan'ın yarışmacısı Lütfiye'ye 'Aydan' diye hitap etti.
Sonra ise kendi sempatisi ile olayı geçiştirdi.
İlk şarkısında 'aman' dedirten Lütfiye, sona doğru müthiş bir performans sergiledi.
Aslında tüm yarışmacılar, ayakta alkışlanmayı hak ediyordu.
Ancak aralarından bir şampiyon çıkması gerekiyordu.
Hadise, "Lütfiye" demişti ki Kıbrıs'tan gelen biri olarak, geçiş yaşanan dönemin şahidi olarak, "Lütfiye'nin şampiyon olması" için dua eder durumdaydım.
Kazanamasa, inanın ben kalpten gidecektim.
Acun Medya'nın patronu Acun Ilıcalı, sonuç ile ilgili zarflı eline aldığında, Ada'daki durum gözlerimin önüne geldi. Çünkü sosyal medyada, 'küçük' mide bulandıran bazı yorumlar beni ürkütmüştü.
Haksızlık olacağı iddiaları yayılmaya çalışılıyordu.
Acun Bey, "Lütfiye" diye anons yaptığı an, işte bu dedik.
Tüm Kıbrıs Türk Halkı olarak.
Mikrofonu eline alan Lütfiye'nin, 'nifak' tohumlarını ekmek için hazır bekleyenlere verdiği şu cevap geceye damga vurdu; "Bu yarışma çok hakkaniyetli yarışma..."
İktidar Partisi CTP'nin seçimlerde kullandığı bir slogan geldi o an aklıma, "Ne demek umut yok..."
Umut vardı, Lütfiye vardı.
Kuzey Kıbrıs, bir anda şampiyon şarhoşu oldu.
Bunu sonuna kadar hak etti.
Burada not olarak belirtmem gerekir ki; Acun Ilıcalı'ya, Acun Medya'ya ve tüm çalışanlara Ada'mız adına şükranlarımı sunuyorum.
Kuzey Kıbrıs'ın tanıtımına yaptıkları katkı takdire şayan.
Acun Bey, bir anlamda Türkiye ile KKTC'yi 'Barış'tırdı.
Bunun gücünü anca Ada'da yaşayarak anlarsınız, ben 'anladım' ve 'hissettim...'
Teşekkürler Acun Bey, Teşekkürler Acun Medya, Teşekkürler Lütfiye.