07 Haz 2009 17:48 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:46

LEYLA UMAR'IN RANDEVUSU NASIL ÇALINDI?..UMAR'IN RÖPORTAJ RANDEVUSUNU HANGİ GAZETECİ ÇALDI?

Leyla Umar, daha önce yaşadığı bir olayı anlattı. Güçlükle ayarladığı Mandela randevusu nasıl çalınmış...

De Klerk ülkesinin layıkıyla tanıtılması için davet ettiği gazetecilere de özel ilgi gösteriyordu.


Beni havaalanında karşılayan mihmandarım, yedi dil bilen son derece sempatik bir hanım diplomattı.


Daha otelimdeki odama çıkmadan kimlerle tanışmak istediğimi sordu.
O yıllarda dünyada en ünlü kalp doktoru Dr. Barnard'ı listemin başına koydum. Desmond Tutu gibi Nobel Ödüllü din adamını tanımamı tavsiye eden mihmandarıma çekine çekine: "Hapisten bir iki gün içinde çıkacak olan Mandela ile görüşmemi ayarlayabilirseniz, beni çok mutlu edersiniz" dedim. Neşesinin biraz kaçtığını hissettim; ama yanıtını hemen verdi: "Eğer" dedi, "Kabul ederse bizim için mahsur yok. Ancak beyazlar onun yaşadığı semte giremezler. Biz size zenci bir şoför buluruz. Onunla gidebilirsiniz. Ancak röportajı kendiniz ayarlamalısınız...


Oradan ayrılır ayrılmaz siyahi şoföre beni Mandela'nın evine götürmesini rica ettim. Keyifli keyifli sohbet ederek "Match Box" (Kibrit Kutusu) adı verilen ve Mandela'nın da adını taşıyan ufacık bir evin önünde durduk.


Büyük bir kalabalık "Yaşa Mandela!" diye bağırıyordu. Kapıyı çaldım ve ayakta yazdığım mektubu içeride bir sürü hayranını kabul eden Mandela'ya gönderdim. Ertesi sabah 10.00'da Mandela'nın beni kabul edeceği bildirildi.


-Sevinçten uçarak basın bürosuna gittim. Sadece fotoğraflarından tanıdığım gazeteci Mithat Bereket'le sohbete başladık. Bir haftadan beri bütün uğraşına rağmen Mandela'dan randevu koparamadığı için Mehmet Ali Birand'ın geri dönmesi emrini verdiğini söyledi.


Meslektaşlarımla her şeyi paylaşmayı ilke edindiğim için: "Yazık, eğer bugün dönmeseydiniz sizi de yarın Mandela'ya götürürdüm" dedim. Teşekkür etti; ayrıldık.


Ertesi sabah Mandela'nın kapısını saat 10.00'da açan sekreteri "Ama, Türk gazeteci biraz önce röportajını bitirip gitti" deyince ne hissettiğimi anlatmayayım; daha iyi... Kızcağız içeri girip durumu Mandela'ya bildireceğini söyledi.


Ve belki de ömrümün en mutlu dakikalarını yaşatan Mandela kahkahalar atarak kapıyı açtı; beni kucakladı; "Üzülmeyin, hapisten sonra ilk uzun röportajımı size vereceğim" dedi. Koluma girip evin arkasındaki bahçeye yürüdük; orada uzun uzun görüştük.


Röportajı o yıllarda da birlikte aynı gazetede çalıştığım Zafer Mutlu'ya telgrafla gönderdim. O da her zamanki gibi heyecanla yolladığı telgrafta bana defalarca teşekkür ediyordu.

Dünyanın en ünlü mahkumu

Güney Afrika'nın seçimle iktidara gelen ilk Devlet Başkanı Nelson Rolihlahla Mandela üniversitede siyasi olaylara karıştığı için okuldan uzaklaştırılmıştı. Bir süre polis memuru olan Mandela hukuk öğrenimini açıktan yaptıktan sonra ülkesinin ilk siyahi avukatı unvanını almıştı.
Irk ayrımına karşı yerli halkın kurduğu Afrika Milli Kongresi'ne katıldıktan sonra Gençlik Birliği'ne başkan seçilen Mandela siyahların kurtuluş hareketinin de önderlerinden biri oldu. Ancak ırkçılığa karşı silahlı mücadeleyi sürdürürken beyazların temsil edildiği parlamentonun çıkardığı kanunlara uymak zorunda olmadığını savundu. Ve bu nedenle 1964'de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.


Bu davranışıyla ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların simge ve sembolü olan Mandela 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğu zaman 71 yaşındaydı. Onun özgür kalmasına milyonlarca beyaz da sevindi.
Hapisten çıkınca demokratik bir "Güney Afrika"nın kurulması için çok çalışan Mandela 40 yıl içinde yüzden fazla uluslararası ödül kazandı.
Güney Afrikalılar "Özgürlük Savaşçısı" olarak kabul ettikleri Devlet Başkanı Mandela olmasaydı, Afrika'nın var olmayacağına inanırlar.
15 Ekim 1993'de Nobel Barış Ödülü'nü alan Mandela Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin asker kökenli başkanının kendisine vermek istediği barış ödülünü "Demokrasi ile yönetilmeyen bir hükümetin ödülünü kabul edemeyeceğini" söyleyerek reddetti.


Leyla Umar/Pazar Vatan