Levent Üzümcü'den sert tepki: Ne ben onun cumhuruyum, ne de o benim başkanım!
Şehir Tiyatroları'ndan ihraç edilen Üzümcü, 'Beni sadece CHP'liler aradı' dedi
Levent Üzümcü’nün görevine son verilmesi Şehir Tiyatroları’nda tepkiyle karşılandı. Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve diğer yöneticiler, siyah kıyafetlerle katıldıkları toplantıda yas ilan etti. Üzümcü “Ne ben onun cumhuruyum ne de o benim başkanım” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan önceki gün ihraç edilen oyuncu Levent Üzümcü, Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’ın sorularını yanıtladı:
- Başkanı olduğunuz İŞTİSAN’ın deyimiyle gündelik siyasete kurban edildiğinizi düşünüyor musunuz?
Gündelik siyasete malzeme edilmeye çalışıldığımı hissediyorum. Biz gündelik siyasi manevralardan daha güçlüyüz. Malzeme etmek isteyenlerin zekası buna yetmez.
- Şehir Tiyatroları’nın size destek toplantısında yöneticiler siyah giyindi ve yas ilan etti.
Bu tutum tiyatroya karşı inancımı ve gücümü arttırdı. Çok teşekkür ediyorum herkese, böyle bir olaydan böyle bir güzellik çıkması iyi oldu.
- Çocuklarınız “Baba neden sahneye çıkmıyorsun?” diyor mu?
Ada sordu, “Seni tiyatrodan atıyolar mı? Kim atıyor?” dedi. Ben de kimin attığını izah etmeye çalıştım. Vicdansız insanların olduğunu söylemeye çalıştım. Vicdansızlık örgütlendi Türkiye’de, vicdansızlığı güç olarak görüyor insanlar. Bunun asla kabul göreceğini zannetmiyorum. Tek üzüldüğüm nokta bu, bir tek çocuklara bunu açıklamakta zorlanıyorum.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de sistem fiilen değişmiştir” demişti. Şehir Tiyatroları yöneticileri de kendileriyle irtibat kurulmadan, tepeden inme kararla atıldığınızı açıkladılar. Böylece, Şehir Tiyatroları’nın yönetim kurulu ve disiplin kurulu yok sayıldı. Özetle, Şehir Tiyatroları’nın yönetiminin fiilen değiştiğini, Türkiye’deki yönetim şeklinin sanat alanında da fiilen değiştiğinin de ilk örneğinin bu ihraç vakası olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aynen öyle. Ne ben onun cumhuruyum ne de o benim başkanım. Ben onun cumhuru değilim, onun milli iradesi ben değilim. O da benim başkanım değil. Beni kendi cumhuru olarak görmeyen bir başkan benim umrumda değil. Bu ülkenin geleceğini, umudunu içinde barındıran insanlara bangır bangır “vatan haini” dedi. Kimse kendini kandırmasın.
- Tiyatrodan ihraç edilmenin zamanlaması manidar mı? Neden şimdi?
Demek ki açıkhavadaki oyunumu beklemişler. 2007’den 2015’i hesaplayabiliyorlar. Temmuz ayının birinde ihraç kararını almışlar, Belediye Başkanı Beyefendi imzalamış. Bana 25 Ağustos’ta bildirdiler. Neden seçim 1 Kasım’da? Yok yere tekrarlanan bu seçim neden 1 Kasım’da? Bunları hesaplıyorlar.
- Erken seçimden umudunuz ne?
Bu yaşadığım süreç içerisinde beni siyasi partilerden sadece CHP’nin genel başkanı ve milletvekilleri aradı. Rejimini zorla dayatmaya çalışan bir partiden bunu beklemiyorum zaten, benim onlardan bir beklentim yok. Beni ne MHP, ne HDP’den bir kişi bile aramadı. Bir tek CHP milletvekilleri aradı.
- Bu ihraç kararı için Levent Üzümcü üzerinden sanatçılara verilmeye çalışılan bir gözdağı diyebilir miyiz?
Yapmaya çalıştıkları buysa çok yanlış adamı seçtiler. Bu tarz şeylerle susturabilecekleri biri değilim. Uyuşturucu davaları emsal gösterilerek susturacakları, vergi borcuyla korkutacakları, geceleri gelip de gizli kamerayla onunla bununla fotoğrafını çekecekleri bir insan değilim. Ne yapsınlar? Neyle ne yapabilirlerdi? Kasıldıkları nokta oydu. Gezi Direnişi’ne katılan bir çok arkadaşımız kart gibi oynandı. Baktılar bana bu anlamda hiç bir şey yapamıyolar meslekten atmaya çalışıyorlar.
- Bugünden itibaren nasıl bir mücadele yolu izleyeceksiniz?
Karşı durduğum şeyleri söylemeye devam edeceğim. Bizi diyalog kültüründen uzaklaştırmaya çalışmalarına karşı duruyorum. Bunca zamandır bir tane AKP’li milletvekilini gördün mü televizyonda açıklama yaparken. Neyin ne olduğunu görmemek için bildiğin kör olmak lazım.
Darbe döneminde, beni attıkları memur siyaset yapamaz maddesinden attıkları tiyatrocu abilerimizin hepsi haklı bulunarak çatır çatır geri döndü. Müthiş bir hukuksuzluğa imza atıyorlar. Ben savunma dilekçemde kendilerinin yapmış olduğu şeyin bir suç olduğunu söyledim. Kaybedecekleri bir davayı açmaları kendilerini zarara sokmak oldu.
- Geri dönebilecek misiniz?
Tabiki döneceğim. Döndükten sonra da görevi kötüye kullanmaktan dava açacağım. Hiç kimsenin bana bunu yaşatmaya hakkı yok.
- Kime açacaksınız davayı?
Bunun altında imzası olan herkese dava açacağım.