Leman Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni isyan etti: Şaka değil batıyoruz!
Kriz nedeniyle ‘cep boyu’nda çıkan Leman Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün “Sektör olarak komadayız” dedi.
Kurdaki dalgalanma dün de devam ederken yayın dünyasının ise
tepkileri sürüyor. Kâğıtta dışa bağımlı olmamız ve yüksek KDV
oranlarından kaynaklı sorunlar en çok yayın dünyasını etkiliyor.
Gazeteler, dergiler ve yayınevleri çıkamama tehlikesiyle karşı
karşıya olduklarını krizin ilk gününden itibaren dile
getiriyor.
Önceki gün mizah dünyasının simge yayınlarından Leman dergisi
ekonomik sıkıntıları hem protesto ettiği hem de masrafları
karşılayamadığı için ‘cep boyutuyla’ çıkmak zorunda kaldı. Geçen
haftalarda soruna işaret eden derginin Genel Yayın Yönetmeni Tuncay
Akgün ‘bizi bu durumlara getirenler, SEKA’yı kapatanlar utansın’
diyor. BirGün’den Can Uğur’a konuşan Akgün, sıkıntının sadece
kendileriyle sınırlı olmadığını tüm yayıncılık sektörünü çok ciddi
biçimde tehdit ettiğini belirtiyor.
DURUM ÇOK CİDDİ
Akgün, kurdaki yükselişin sektörü nasıl etkilediği şu sözlerle
ifade etti:
“Kâğıtta sıfır yerli üretim olduğu için kurdaki yükseliş
yayıncılığı komaya sokar. Nitekim içinde yaşadığımız süreç de
budur. Koma, yoğun bakım gerektirir. Ortada böyle bir durum da
olmadığına göre vaziyet ümitsizdir. Türkiye’deki medya kontrolünün
yüzde 80-90’lar oranında hükümette olduğunu düşünürsek onlar
açısından sorun yoktur. Dışarıda kalanlar süreli yayınlanan
dergiler ve kitap yayıncılığı açısından ise ölümcül eşiğe varılmak
üzere. Bu, ülkenin zaten çölleşmiş olan kültürel hayatının tamamen
ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Yani durum ciddi.
Bunların etkileri ise onlarca yıl telafi edilemeyecek bir kayba yol
açacaktır.”
YERLİ ÜRETİM
Yerli üretimin önemine değinen Akgün, yaşanan sıkıntının kaynağının
burada aranması gerektiğinin altını çiziyor. Akgün şunları
söyledi:
“2005’te kapatılana kadar biz sadece SEKA kağıdı kullanıyorduk.
Kapatılma süreci başlatıldığında bugünleri öngörmüştük. Onun için
atlayıp SEKA işçilerinin direnişiyle dayanışma için İzmit’teki
fabrikaya gittik. İşçiler polis ablukası altında aileleriyle
birlikte fabrikada kalarak direniyordu. Kâğıttan odalar
yapmışlardı. Çok görülmeye değer bir manzaraydı.”
NE OLUR BİLMİYORUZ!
Akgün ilerleyen günlerin neye gebe olduğunu kestiremediklerini
belirtirken sözlerini şu tespitle noktaladı:
“Bu arada SEKA, hükümet desteği falan derken eski yıllara dönelim.
Kâğıt tüketimi, bazı çok önemli kâğıtlar dışında tamamen yerli
üretime dönük olduğu halde yazılı basına ‘kâğıt tashihi’ gibi bir
uygulama vardı. Biz hiç kullanmadık ama sadece bunu kullanmak için
yayınlanan naylon gazeteler olduğunu hatırlıyorum. Büyük gazeteler
için ise o zamanlar bile kâğıt desteğine ihtiyaç duyulduğunu
çıkartabiliriz. Biz içinde bulunduğumuz krize karşı bu hafta bir
‘Cep Leman’ çıkararak meydan okuduk. Gelecek haftalar yeni espriler
üretebiliriz. Ama uzun vadede durum aşılabilir mi, devam edebilir
miyiz öngöremiyorum.”