“Lekesi olmayan biri” ile… Kılıçdaroğlu neyi ve kimi kastetti?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Kılıçdaroğlu’nun “Eğer geçmişinde para pul ilişkileri, lekesi olmayan biri çıkarsa ben de bu görevi bırakacağım" sözünü değerlendirdi…
Doğrusu kafam epeyce karışmış durumda. Ne desem, nasıl algılasam bilemiyorum. Tehdit mi? “uyarı” mı, gelişigüzel, düşünmeden söylenmiş bir laf mı? “Sus, fazla celallenme seninde açıklarını biliyoruz” mu? Her halükârda “manidar” ve rahatsız edici bir laf olarak görünüyor. Çok mu negatifinden ya da yanlış mı anlıyorum bilmem. Ben olsam tabii ki üzerime alınırım. Böylesi bir laf nereden çıktı? Yahut ben mi abartıyorum. Baksanıza kimse üzerine alınmamış, “Siz ne demek istiyorsunuz?” yahut “kimi kastediyorsunuz?” diye soran olmamış. Bu nasıl bir “garabet”tir anlayamadım!
Buna sebep ise CHP’nin Belediye Başkanları toplantısı esnasında Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıktığı söylenen bir söz. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun “Hiç kimse vazgeçilmez değildir” sözüne atfen “Sonuna kadar CHP koltuğunda oturacağım diye bir şey yok. Eğer geçmişinde para pul ilişkileri, lekesi olmayan biri çıkarsa ben de bu görevi bırakacağım" demişti. Ancak böyle bir lafın edilebilmesi bile gerilimli restleşmenin ne kadar ileri boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Adres ve Muhatap Kim?..
Her kime ve ne amaçla söylenmiş olursa olsun, bu imalı sözler CHP’de giderek hız kazanan kavgayı yeni bir boyuta sıçratabilirdi. Bugüne kadar kimse benzer tarz bir “dokundurma” ile dolaylı yoldan “itham” edilmemişti. Acaba ister istemez bu yönde bir ifşa hazırlığı mı var denmek istendi.
Bu sadece sıradan bir “Profil” tarifi miydi yoksa birilerine “örtük mesaj” mı? (Öyle ya laf koskoca CHP’de “lekesi olmayan biri yok mu” şeklinde de anlaşılabilirdi ya da “Karşıma rakip diye çıkan kişi aslında kirli biri” şeklinde de. Ne kadar rahatsız edici bir durum) Hani biraz “bayram değil, seyran değil…” gibi olmuştu!..
Kasetler olayı ile başlayan entrika süreci yeni bir aşamaya mı sıçramaktaydı? Hiçbirine kesin “olur” diyemediğim gibi, hiçbirine kesin “olmaz” da diyemiyorum. Birincisi anlaşılan işler şirazesinden iyice çıktı. İlaveten zaten ve maalesef siyasette “olmaz, olmaz” lar mı gerçekleşiyor? Öyle veya böyle “sinek küçük ama mide bulandırır” oldu?
Aba Altından Sopa Gösterme mi?
Ancak iş keşke mide bulandırmakla kalsaydı. Öyle anlaşılıyor ki asıl kafalar bulandı. Bu dolaylı isnatlar sonucu parti ve insanlar nasıl “tarif” edilecekti? Hiçbir şey olmasa dahi zihinlerde soru işareti yaratabilecek ağır bir durumdu. Kimse çıkıp “Sayın Genel Başkanım bu partide herkesin geçmişi temizdir. Böyle düşünmenizi bile yadırgadım” diyememiş mi? Vahim bir itirazsızlık mı yaşanmıştı? Bu itiraz en çok da İmamoğlu’na düşerdi. Çok da puan kazandırırdı. Niye sustu bilmem? Ama bir fırsat kaçırmış!..
O halde bu bir “tehdit” miydi? Aba altından sopa gösterme miydi? Hatta biraz daha ileri götürürsek “Elimde dosyalar var” mı demekti? Her haliyle “şaibe” yaratıcı bir laftı bence. Ya da hazır bütün belediye başkanlarını toplamışken, “Ayağınızı denk alın, bana sorun çıkarmayın. Kimler hakkında neler biliyorum, neler?” serzenişinde mi bulunuldu acaba? Yoksa turpun büyüğü heybede miydi?..
Zan Altında Kalmak!..
Bu haliyle bizzat Genel Başkan’ın ağzından başta İmamoğlu, diğer belediye başkanları, CHP yönetimi, aday olacaklar ve CHP’nin Tüzel kişiliği zan altında kalmış oluyordu sanki. Töhmetli bir durumdu.
Yok şayet kastı aşan, cımbızlanmış, çarpıtılmış sözler ise de Sayın Kılıçdaroğlu kamuoyunda oluşan bu algıya karşı derhal bir açıklama yapmalıdır. Sözler kasıtlı olarak, bağlamından koparılarak başka bir mecraya mı çekiliyordu. (Veya kendisine karşı bir “psikolojik operasyon” mu yapılıyordu?) Yahut tam da herkesin anladığını mı kastetmişti? Bu sözden tam olarak neyi hatta varsa kimi kastettiğini acilen açıklamalıdır.
Fakat burada asıl tehlikeli olan, seçim yenilgisi sonrası liderlik mücadelesi yaşayan bir partinin, şu veya bu şekilde böylesi bir noktaya sürüklenmesidir. Ben tarafların yerinde olsam daha fazla tahribata yol açmadan şapkayı önüme koyar düşünürdüm…
24. 07. 2023
NOT : Çatışma keskinleştikçe giderek daha “çirkin” yol ve yöntemlere kayabilir. Nitekim adaylık açıklaması yapan ve toplantıda İmamoğlu ile atışan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun bir masa ortamında sırtı dönük kadınlarla fotoğrafının servis edilmesi bu açıdan manidardı. Olayın bel altı noktalara kayabileceği gibi, muhtemelen saklanan ve zamanı gelmesi beklenen muhtelif dosyaların servis edilmeleri de gündeme gelebilir. Doğrudan Kılıçdaroğlu veya İmamoğlu’na yönelik değil belki ama onların çevrelerine, destekleyicilerine ve kurmaylarına yönelik yıpratma, susturma, geri adım attırma amaçlı –maalesef ki - sızdırmalar olabilir.