Kuzu'nun ismini verdiği AKP'li Aliye Uzun: Zindaşti ile flörtleşiyorduk
Sözcü gazetesinden İsmail Saymaz'a konuşan Aliye Uzun, Zindaşti ile Zorlu AVM'nin açılışında tanıştığını, yatırım yapmak istediğini söylediğinde kendisini Burhan Kuzu ile bir araya getirdiğini anlattı.
Uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti'yi hâkim ve savcılara kurduğu baskısı sonucu tahliye ettirdiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan eski AKP milletvekili Burhan Kuzu'nun ismini verdiği eski AKP Beşiktaş Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Aliye Uzun, o dönem İranlı uyuşturucu baronu ile bir süre flört ettiklerini söyledi.
Uzun, Zinaşti'nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alabilmesi için ücret karşılığı aracılık ettiğini de ifade etti.
Vatandaşlık Genel Müdürlüğü tarafından, "Dosyası kabarık, kimlik veremeyiz. Siz de uzak durun" dendikten sona görüşmeyi kestiğini söyleyen Uzun, Burhan Kuzu'nun "Türk vatandaşlığı için kendisinden 650 bin TL istediği ve dergisine 100 bin lira ödediği" iddialarına da şöyle yanıt verdi:
"Hayır, almadım. Çalışma prensibim şöyle: Sözleşme yaparım, ücret tayin edilir. Para iş bitince alınır. Dergi için galiba daha düşük bir rakam verdi ama vatandaşlıkla alakası yok. İsmail Bey, dünyada danışmanlık firmaları var. Ben bu işten ücret alıyorum."
İşte, Aliye Uzun'un açıklamaları:
"- Zindaşti ile ne zaman tanıştınız?
Zorlu AVM'nin açılışında tanışmıştım. “Dünya çapında bir firmanın sahibiyim” dedi. Benim “Aliye's” adlı dergim vardı, dergiden bahsettim. AK Parti'den olduğumu söyledim. Zindaşti, “Büyük yatırım yapmak istiyoruz, bir araya gelebilir miyiz?” dedi. Sunum yaptılar; kule etrafında dönen güneş enerjisi sistemleri filan… “Yapmak istediğimiz yatırım, bir milyar doların üzerinde” dedi. Sonuçta milliyetçiyim. İnsanların Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyorum.
Teşkilatta çalıştığım için Burhan Hoca (Kuzu) ile yakın tanışıyorum; hocamı aradım. “Yatırım yapmak isteyen biri var, fiyat çok yüksek” dedim. “Hemen bir araya getir, konuşalım” dedi. Getirdik bir araya. Zindaşti, “Vatandaş olursam daha iyi yatırım yaparım” dedi. Sizden, benden iyi Türkçe konuşuyor. Annesi Hakkariliymiş. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü, Burhan Hocama “Dosyası kabarık, kimlik veremeyiz. Siz de uzak durun” demiş. Burhan Hoca beni uyardı. Biz görüşmeyi kestik.
- Zindaşti'ye kadın tedarik ettiğiniz doğru mu?
Tamamen yalan!
- Zindaşti ile sevgili oldunuz mu?
Sevgili… Olduk mu? Şey döneminde benimle ilgileniyor gibi davrandı, flörtleşme gibi bir şey oldu. Bu olay ortaya çıkınca bir daha görüşmedim.
- İfadelerde, Zindaşti ile gönül ilişkiniz olduğu belirtiliyor.
Öyle bir gelişme oldu ama devamı gelmedi.
- Flört ederken Zindaşti'nin uyuşturucu kaçakçısı olduğunu bilmiyor muydunuz?
Hayır, bilmiyordum. Bana şirketleri olduğunu söyledi. Gerçek ismini bile söylemedi.
- Kuzu, aranızdaki duygusal ilişkiyi biliyor muydu?
Bilmiyordu.
- Zindaşti, Türk vatandaşlığı için kendisinden 650 bin TL istediğinizi, derginize 100 bin TL ödediğini iddia ediyor. Para aldınız mı?
Hayır, almadım. Çalışma prensibim şöyle: Sözleşme yaparım, ücret tayin edilir. Para iş bitince alınır.
- Dergi için 100 bin verdiğini söylüyor.
Galiba verdi ama vatandaşlıkla alakası yok.
- 100 bin TL mi verdi?
Daha düşük bir rakam galiba. İsmail Bey, dünyada danışmanlık firmaları var. Ben bu işten ücret alıyorum.
- Bir fiyat bildirdiniz diye anlıyorum.
Tabii ki. İş takibi ve danışmanlık yapıyorum. Bunu ücret karşılığı yapıyorum.
- Zindaşti vatandaş olsa ne kadar alacaktınız?
Hatırlamıyorum, geçmiş zaman…
- Kuzu'ya bir ödeme yapacak mıydınız?
Hayır, parayla pulla işi olmayan tek insan Burhan Hoca'dır. Mevlana gibi, yolda geçen herkese yardımı olur.
- Başkalarına da vatandaşlık için aracı oldunuz mu?
Hayır, olmadım.
- AK Partili kimliğinizi neden bu ilişkiler için kullanıyorsunuz?
Kim dedi kullanıyorum diye?
- Zindaşti dedi.
Beyefendi, bu adam yatırım yapmak istedi. Sonuçta ABD'ye gittiğiniz zaman onlar da herkese kapısını açıyor.
- Siz de vatandaş olmasına aracılık ettiniz.
Aracılık ettim, bu kadar."