Yaz Tatilinde Gidilemeyecek Tek Ada: Kuzey Sentinel Adası
Bazı tatil yöreleri ezber bozar. Güzelliğiyle, kültürüyle, doğasıyla, tarihiyle diğer yörelerden farklıdırlar. Ama iş Kuzey Sentinel Adası’na gelince ezberler kelimenin tam manasıyla bozuluyor. Çünkü bu adaya gitmek imkânsız!
İnternet çıktıktan sonra her şey ne kadar kolaylaştı değil mi? Ne istersek yazıyoruz, hemen ayağımıza geliyor. Tatile mi çıkacaksınız? Tatil.com’a gidiyorsunuz tüm seçenekler yan yana yazıyor. Otel rezervasyonu mu yapacaksınız? Otel.com’a bakıyorsunuz bütün oteller var. Daha mı ucuz olsun istiyorsunuz? Hemen indirimkodu.com’u açıyorsunuz, fiyatlar ucuzluyor. Ama her şeyin bir sınırı olduğunu; dünyada istediğiniz her şeyi öyle kolayca yapamayacağınızı anlamak için Kuzey Sentinel Adasını duymuş olmanız gerekiyor. Üzerinde otel olmayan “Sentinel” adası dünya hakkında tüm bildiklerimizi allak bullak ediyor.
Nasıl yani? Dünyada her şeyi yapmak mümkün değil mi?
Artık geleneksel hale gelmiş kurallara ve oturmuş bilgilere göre dünyada her şeyi yapmak mümkün gibi görünüyor. Bugün kime sorarsanız sorun size “Dünya üzerinde nereyi görmek isterseniz, otelini seçip, sitesine tıklayıp istediğiniz tarihleri belirtmeniz yeterli oluyor” diyecektir. Ancak Dünya üzerinde İnternet’in bile kabiliyetinin ötesinde kalan bir yer var. Gidilemeyen bir ada! Kuzey Sentinel Adası.
Gidilemeyen ada deyince, aklınıza ilk başta okyanusların ortasında, kuş uçmaz kervan geçmez ıssız bir toprak parçası gelebilir. Oraya herhangi bir ulaşım aracı olmadığı için gidilemediğini düşünebilirsiniz. Oysaki gerçek, bunun tam tersi. Bu ada öyle ıssız bir yerde değil. Oraya gidememenizin nedeni, ulaşım güçlüğü de değil. Hatta bulunduğu yerin yakınlarındaki diğer tüm adalara turistik geziler, safariler ve keşif turları düzenlenirken, bu adaya ayak basmanın sonuçları oldukça acı olabiliyor.
Bahis konusu ada, Hindistan’ın güneyinde Büyük Adaman Takım Adaları’nın kıyısında bulunan Kuzey Sentinel Adası. Hindistan’a yakın olması sebebiyle bölgedeki diğer adalarda Hintli nüfusun bulunması, ada yerlilerinin ise düzenlenen safarilerle meraklı turistlerce mercek altına alınmasına rağmen, Kuzey Sentinel Adası’nın yerlileri çok daha farklı bir tutum içindeler. Varlıkları medeni dünya tarafından keşfedildiğinden beri, kendilerinden olmayan hiçbir toplumla ilişki kurmak istemiyorlar ve adalarına ayak basmak isteyenleri de acı şekilde cezalandırabiliyorlar.
Turistleri cezalandıran bir ada halkı!
Kuzey Sentinel Adası halkı hiç bir yabancının adalarına ayak basmasını istemiyor. Bunun nedeni, adaya ilk kez 1880 yılında ayak basan İngiliz bilim insanı M. V. Portman ve ekibinin tutumu olarak değerlendiriliyor. Kuzey Sentinel Adası’nda yaşayan insanları yakından incelemek isteyen bu bilim adamı, çeşitli hediyelerle ada halkını kandırarak, üzerinde araştırmalar yapmak için beraberine aldığı 6 yerliyi ana karaya götürüyor. Ancak yerli misafirlerin bir kısmı ölüyor. Araştırmaların sonunda geriye kalanları adaya bıraktığında ise, Kuzey Sentinel yerlileri artık adaya ayak basanlara iyi gözle bakmamaya başlıyor.
1980’li yıllara kadar ada halkı ile iletişime geçilmeye çalışılsa da, kimse başarılı olamıyor. 1981 yılında Primrose isimli Panama bandıralı bir yük gemisi, ada açıklarında resiflere çakılıyor. Kendilerine yaklaşan yerlilerin, onlara yardım edeceğini sanan zavallı mürettebat, Kuzey Sentinel yerlilerinin öfkeli çığlıkları ve okları arasında can veriyor. Bu durum, medeni dünyanın ada yerlilerine bakış açısını da değiştiriyor.
1990 yılında Hintli antropolog Madhumala Chattopadiay, ada yerlileriyle iletişim kurmayı başarıyor. Bu bilim insanının görüşüne göre, Kuzey Sentinel halkı tarım ya da hayvancılıkla uğraşmıyor ve insanoğlunun 10 bin yıl önce yaptığı gibi, avcı-toplayıcı bir hayat sürüyor. Bilinen dünyanın tüm etkilerinden uzak yaşadıkları için, bu seyahatler sırasında bulaşabilecek virüs ya da salgın hastalık sebebiyle, bağışıklık sistemi gelişkin olmayan ada halkının tarihten silinmesi riskine karşılık, Hindistan Hükümeti bu adaya yapılacak her türlü seyahati yasaklıyor.
Dünya’nın geri kalanından tamamen yalıtılmış bir halk
Bu karardan sonra ada ile ilgili toplanan her türlü bilgi ve çekilen her görüntü, gemilerle uzak mesafeden ya da dronlar aracılığıyla havadan toplanmış durumda. Meraklı gözler onları incelerken, bugün bile ada yerlileri tepelerinde uçan cihazlara oklarla saldırmaktan, ya da kıyılarına fazla yanaşan gemilere tehditler savurmaktan geri durmuyorlar. Nitekim 2006 yılında Kuzey Sentinel Adası’na gereğinden fazla yaklaşan bir balıkçı teknesinde bulunan iki balıkçı, ada yerlileri tarafından öldürülüyor.
“Girişe Kapalı Bölge” ilan edilen Kuzey Sentinel Adası, günümüzde bilimsel araştırmalar da dâhil olmak üzere her türlü geziye kapalı durumda. Tabii ki her türlü yasak, o yasağın konusu olan objeyi, fiili ya da yöreyi ilginç kılıyor ve içindeki maceraperesti dizginleyemeyen kişiler bu yasağı delmeye çalışabiliyor. Ancak Hindistan Hükümeti uyarıyor: “Medeniyeti reddeden ve adalarını ziyaret edecek herkesi öldürmeye yemin etmiş bir halkı dikkate alın. Lütfen bu adaya gitmeyin.”
Dünya tarihinin belki de İnternet sayesinde en özgür zaman dilimini yaşamakta olduğumuz günümüzde, bizim hak ve özgürlüklerimizin sınırı başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yerin ardına geçemiyor. Yetkililer bu sınırları hayatımız pahasına esnetmeye çalışmanın ve sınırları sınamanın yarar sağlamayacağı görüşündeler. Çünkü bin yıldır bu adada yaşayan ve dış dünyayla bağlantı kurmak istemeyen bu halk için belki de en iyisi, onları kendi huzurlu dünyaları ile baş başa bırakmaktır.