01 Tem 2018 17:53
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:43
Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'dan flaş açıklama: Habertürk kapatılıyor mu?
Habertürk gazetesinin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, gazetenin yayın hayatına son vereceği iddialarına ilişkin konuştu.
Ciner Medya Grubu bünyesindeki Habertürk gazetesinin kurucu Genel
Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, gazetenin yayın hayatına son
verileceğiyle ilgili olarak herhangi bir tebligat almadığını,
"ancak dedikodular ayyuka çıktığına haberlerin doğru olduğunu
düşündüğünü" söyledi. Özellikle 2014'ten itibaren ilan/reklam
gelirlerinde düşüş yaşandığını belirten, reklamverenlerin gazete
tercihlerinin "neredeyse politik bir beyan" gibi algılandığını
vurgulayan Altaylı, "Durum Türkiye'nin total durumuyla ilgili.
Türkiye bu şekilde devam ettiği müddetçe merkez medyada gazete
yatırımı yapmak mümkün değil" dedi.
Best FM'de programcılık, Hürriyet yazarlığı, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmenliği ve Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'nden sonra Ciner Medya Grubu bünyesinde 1 Mart 2009'da yayına başlayan Habertürk'ün kurucu Genel Yayın Yönetmeni olan Fatih Altaylı,T24'ün sorularını yanıtladı.
Halen Habertürk gazetesinde köşe yazan, Habertürk TV'de de Kanal D yıllarından beri yaptığı "Teke Tek" programını sürdüren Fatih Altaylı'nın, Habertürk gazetesinin gelecek hafta kapatılacağı haberleriyle ilgili olarak T24'e yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
"Dedikodular ayyuka çıktığına göre..."
En azından bana yapılmış bir tebligat yok. Biliyorsunuz şu anda benim gazetede idari bir görevim de yok. Ama dedikodular bu kadar ayyuka çıktığına göre, anlaşılan haberler gerçeği yansıtıyor; patron herhalde kapatma kararı almış.
Habertürk'te, benim kurduğum gazeteye göre farklılıklar vardı. Ben kurduğumda Habertürk Türkiye'nin en etkili gazetelerinden biriydi. 400 bin tiraja gelmişti, Hürriyet'in arkasından ikinci büyük gazeteydi. Belirli bir kârlılığı vardı.
Fakat 2014'ten beri reklam gelirleri düştü, rantabl olmaktan
çıktı. Son yıllarda reklam ajanslarında da bir değişim, farklılaşma yaşandı. Bu da Türkiye'nin total durumuyla ilgili. Reklamveren, "Benim müşterim mesela 'Habertürk, Hürriyet' okuyor, diyor, bu gazetelere ilan/reklam veriyor. Ancak o reklamdan sonra kapısına 30 gazete dayanıyor, baskı/basınç oluyor. Bir gazeteye reklam vermek, neredeyse politik bir beyan gibi algılanır oldu.
"Turgay Bey demek ki rantabl görmüyor gazeteyi"
Turgay Bey (Ciner), öyle ortalıkta görünmek isteyen, görünen biri değil. Bir iş adamı, yatırımlarının kârlılığına bakar. Demek ki, geldiği noktada rantabl görmüyor gazeteyi. Türkiye bu şekilde devam ettiği müddetçe, merkez medyada rantabl olacak gazete yatırımı yapmak mümkün değil. Merkez medyadaki reklam geliriyle gazete yapmak mümkün değil. Bu açıdan baktığınızda kapatma kararı doğru bir şey.
Diğer yandan burada çalışan çok sayıda gazeteci var. Hâlâ benim getirdiğim ekibin önemli bir bölümü gazetede. Aralarında gerçekten çok iyi gazeteciler var. Dijital yayın hepsini koruyamaz. Bu insanların kiraları, çocuklarının okul masrafları vs. var. Gazetecilerin bir kez daha işsiz kalacak olmasına üzülmemek mümkün değil.
"Gerekirse kendi blogumda yazarım"
Fazla bir bilgiyle konuşmuyorum; dediğim gibi idari bir görevim yok. Kendi durumumla da ilgili bir şey diyemem. Açıkçası Turgay Ciner'den yana bir rahatsızlığım yok, baskı görmüşlüğüm yok. Habertürk internette yazmaya devam etmemi, televizyondaki programı sürdürmemi isterse sürdürürüm. Hâlâ Türkiye'nin namuslu gazetecilerinden biri olduğumu düşünüyorum. Bizim derdimiz yazabilmek. Hiçbir yerde yazamazsam kendi blogumda yazarım.
Best FM'de programcılık, Hürriyet yazarlığı, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmenliği ve Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'nden sonra Ciner Medya Grubu bünyesinde 1 Mart 2009'da yayına başlayan Habertürk'ün kurucu Genel Yayın Yönetmeni olan Fatih Altaylı,T24'ün sorularını yanıtladı.
Halen Habertürk gazetesinde köşe yazan, Habertürk TV'de de Kanal D yıllarından beri yaptığı "Teke Tek" programını sürdüren Fatih Altaylı'nın, Habertürk gazetesinin gelecek hafta kapatılacağı haberleriyle ilgili olarak T24'e yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
"Dedikodular ayyuka çıktığına göre..."
En azından bana yapılmış bir tebligat yok. Biliyorsunuz şu anda benim gazetede idari bir görevim de yok. Ama dedikodular bu kadar ayyuka çıktığına göre, anlaşılan haberler gerçeği yansıtıyor; patron herhalde kapatma kararı almış.
Habertürk'te, benim kurduğum gazeteye göre farklılıklar vardı. Ben kurduğumda Habertürk Türkiye'nin en etkili gazetelerinden biriydi. 400 bin tiraja gelmişti, Hürriyet'in arkasından ikinci büyük gazeteydi. Belirli bir kârlılığı vardı.
Fakat 2014'ten beri reklam gelirleri düştü, rantabl olmaktan
çıktı. Son yıllarda reklam ajanslarında da bir değişim, farklılaşma yaşandı. Bu da Türkiye'nin total durumuyla ilgili. Reklamveren, "Benim müşterim mesela 'Habertürk, Hürriyet' okuyor, diyor, bu gazetelere ilan/reklam veriyor. Ancak o reklamdan sonra kapısına 30 gazete dayanıyor, baskı/basınç oluyor. Bir gazeteye reklam vermek, neredeyse politik bir beyan gibi algılanır oldu.
"Turgay Bey demek ki rantabl görmüyor gazeteyi"
Turgay Bey (Ciner), öyle ortalıkta görünmek isteyen, görünen biri değil. Bir iş adamı, yatırımlarının kârlılığına bakar. Demek ki, geldiği noktada rantabl görmüyor gazeteyi. Türkiye bu şekilde devam ettiği müddetçe, merkez medyada rantabl olacak gazete yatırımı yapmak mümkün değil. Merkez medyadaki reklam geliriyle gazete yapmak mümkün değil. Bu açıdan baktığınızda kapatma kararı doğru bir şey.
Diğer yandan burada çalışan çok sayıda gazeteci var. Hâlâ benim getirdiğim ekibin önemli bir bölümü gazetede. Aralarında gerçekten çok iyi gazeteciler var. Dijital yayın hepsini koruyamaz. Bu insanların kiraları, çocuklarının okul masrafları vs. var. Gazetecilerin bir kez daha işsiz kalacak olmasına üzülmemek mümkün değil.
"Gerekirse kendi blogumda yazarım"
Fazla bir bilgiyle konuşmuyorum; dediğim gibi idari bir görevim yok. Kendi durumumla da ilgili bir şey diyemem. Açıkçası Turgay Ciner'den yana bir rahatsızlığım yok, baskı görmüşlüğüm yok. Habertürk internette yazmaya devam etmemi, televizyondaki programı sürdürmemi isterse sürdürürüm. Hâlâ Türkiye'nin namuslu gazetecilerinden biri olduğumu düşünüyorum. Bizim derdimiz yazabilmek. Hiçbir yerde yazamazsam kendi blogumda yazarım.