Kurtuluş Tayiz MHP'lileri isyan ettirecek! Faşist bir partinin düpedüz faşist lideri!
Tayiz, Akşam gazetesinde kaleme aldığı yazısında MHP'lileri kızdıracak sert sözlerle yüklendi.
Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, bugün köşesine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasındaki söz düellosunu yorumlayan bir yazı kaleme aldı ancak yazı MHP'lileri çileden çıkartacak kadar sert.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İster kabul edin ister etmeyin; Türkiye'de yönetim sistemi değişmiştir." açıklamasına twitter'dan cevap veren Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bizim yerli üretim Hitler'e, Stalin'e, Kaddafi'ye tahammülümüz olmaz, bu iyi biline." demişti.
Tayiz, Akşam gazetesindeki yazısında, "düpedüz faşist bir partinin düpedüz faşist lideri olan Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Hitler'e, Mussolini'ye, Kaddafi'ye benzeterek aslında hepimizle alay ediyor." cümleleri ile dikkatleri çekti.
İşte Tayiz'in yazısından dikkat çeken bölümler:
Tuhaf bir ülke burası. Milletin gündemi ile medyanın gündemi birbirinden çok farklı. Deyim yerindeyse millet can, bunlar ise mal derdinde. Güneydoğu'dan gelen şehit haberleri de gündemlerini değiştirmeye yetmiyor. PKK/HDP şehirlerde "özerklik", "kanton" ilan edip ülkeyi teröre boğarken CHP, MHP ve Doğan Medyası hâlâ Erdoğan'ın yetkilerini aşıp aşmadığını tartışıyor.
Belki biraz ayıp olacak ama söylemeden geçemeyeceğim; düpedüz faşist bir partinin düpedüz faşist lideri olan Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Hitler'e, Mussolini'ye, Kaddafi'ye benzeterek aslında hepimizle alay ediyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da vatanını terk ederek kaçan bir savcının ağzıyla Erdoğan'ı "darbe yapmak" ile suçluyor.
Bu siyasi ikiliyi Doğan medyası tamamlıyor. Hürriyet manşetten "Darbe yaptı" diye suçluyor Erdoğan'ı. Yazarlarına da "Bu açık darbeciliktir" yazıları yazdırıyor. Oysa bu gazete darbe bağımlısı bir gazete. Patronu ve yazarları darbe yanlısı olmalarıyla meşhur. Bu medya kuruluşu daha dün darbecilerin ülkeden kaçışını okurlarına "geçiş" olarak duyurdu. Aydın Doğan 17-25 Aralık'ta darbeye ortaklık etmedi mi? Ülkeyi iç savaşa sokmaya çalışan kim? Erdoğan'dan kurtulma umuduyla PKK ve DHKP-C terörüyle ittifak bile yaptılar. TSK'yı darbe yapar umuduyla "göreve" çağırmaktan hâlâ da vazgeçmiş değiller.
Peki Erdoğan nasıl bir darbe yaptı? Seçimlere girerek mi yoksa yüzde 52 oranında halkın desteğini alarak mı? Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi yeni bir durum değil mi? Halkın seçtiği ile Meclis'in atadığı Cumhurbaşkanı arasında nasıl fark olmaz? Meclis, bu durumu yeniden tanımlamak zorunda değil mi? Bunu söylemek darbecilik mi oluyor?
Ya da aslında sizin asıl derdiniz ne?
Ülkeyi terör ateşine Doğan grubu sürükledi. Cumhuriyet ve Cemaat medyasıyla beraber yaptılar bunu. PKK'yı seçimlerden önce "cici çocuklar" gibi sunanlar, seçimlerden sonra PKK ana kuzularını katletmeye başladığında onu görmezden gelmeye ve hatta gözden kaçırmaya başladı. Güneydoğu'dan her gün şehit haberleri gelirken, PKK şehirlerde "özerklik", mahallelerde "kanton" ilan ederken, onlar bu gürültüde Erdoğan'ı aradan çıkarmaya çalışıyor. Ülkeyi önce yangın yerine çevirdiler, sonra da bu kaos ortamında kendi hesaplarını görüyorlar.