KÜRT YAZARDAN BOMBA İDDİA; İMRALI TUTANAKLARI'NI KİM SIZDIRDI?
İbrahim Güçlü, notların sızdırılarak hükümet ile Öcalan arasındaki ilişkileri zayıflatmaya çalışıldığını iddia etti..
Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, PKK’nın silahsızlanmasına karşı olan Kandil’in BDP kanalıyla bu notları yayınlayarak muhalefetini ortaya koymakla kalmadığını, sürece sabote ve provoke de etmek istediğini söyledi. Güçlü, notların sızdırılarak hükümet ile Öcalan arasındaki ilişkileri zayıflatmaya, çelişkiyi derinleştirmeye, karşılıklı güvensizliği yaymaya, ilişkilerin koparılmaya çalışıldığını savundu.
Güçlü, hükümetin söyledikleriyle Öcalan’ın söylediklerinin farklı olduğuna dikkat çekti. Güçlü, hükümetin PKK’yı silahsızlandırmak konusunda Öcalan’la anlaştığını kamuoyuna açıklamasına rağmen; Öcalan’ın ise Türkiye’ye, AK Parti’ye, rejime, tüm muhalefete, tüm Kürtlere, Ortadoğu’ya düzen verdiğini kaydetti.
Tutanakların Öcalan’ın MİT ile olan ilişkilerinin özgünlüğünü ve yakınlığını ortaya koyduğunu belirten Güçlü, şöyle devam etti: "MİT’in dışında bütün devlet kurumlarının, siyasi partilerin emperyal güç odakları tarafından kuşatıldığını ve kontrol edildiği söylüyor. Ayrıca Öcalan, heyet karşısında gürlüyor. Ama MİT yetkilisi karşısında hayli uysal, el-pençe duruyor. Çünkü Pervin Buldan bir belgeyi vermek isterken, önce MİT yetkilisine verilmesini, onun eliyle kendisine ulaştırılmasın istiyor. Ayrıca kendi kalemini uzatırken bile, MİT yetkilisinden izin alıyor. Öcalan’ın kişilik özelliklerini ortaya koyuyor. Her şeyin merkezi, her şeyin yaratıcısı, her şeyin koruyucusu; ama aynı zamanda da yıkıcısıdır. Böyle bir ruh haline sahiptir. Her dönemde güçlüden yana olacağını gösteriyor. Hem bir Marksisit-Leninist- Stalinist, hem bir Mesih, hem bir mehdi, hem bir Kemalist ve hem de şimdilerde tam bir Müslüman. Bülent Arınç’ın söylediklerini doğrulamaya çalışıyor. Mesajı gereken yerlere iletiyor. Ergenekon’la birlikte iken Kemalist, mahkemede yargılanırken korkuda Kemalist, Kürdistan’daki milli ayaklanma liderlerinin düşmanı, Kürdistan Federe Devletine karşı; şimdi hükümetle birlikte olduğu için de İslamcı. Bu nedenle, namaz kılmasını, süreleri ezberlemesini, Necip Fazıl Kısakürek’in gizli konferansına katılması aklına geliyor. Hükümete Anayasa ve giderek Başkanlık sistemini destekleme sözü verdiği açığa çıkıyor."
"ÖCALAN KANDİL VE HÜKÜMETE MAVİ BONCUK DAĞITIYOR"
Silahlı güçlerin nasıl çekileceği konusunda hükümetle Öcalan’ın farklı metotlara ve yol haritasına sahip olduğunu notların anlattığını ifade eden Güçlü, Öcalan’a göre Meclis kararıyla PKK’nın silahlı güçleri çekileceğini; hükümete göre ise PKK’nın silahlı güçleri doğrudan çekileceği ve silahsızlanacağını kaydetti.
Öcalan’ın anlaşma olmazsa 50 kişiyle halk savaşını, yani PKK’nın dediği devrimci halk savaşını sürdüreceğini ileri sürdüğünü anlatan Güçlü, "Öcalan ikili oynuyor, hem Kandil’e ve hem de hükümete mavi boncuk dağıtıyor, sunuyor. Öcalan, istemediği halde rejim değiştirecek. Ama bu rejim yine Türk ulus üniter devlet rejimi olacak. Öcalan’ın Kürtlerle ilgili önermeleri, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı ilkesi çerçevesinde değil. Notlardan da anlaşılıyor ki Öcalan, Kürtlerin devlet, federal, otonom olmasına karşı. Anayasa’da Kürtlerin varlığının tanınmasını istemiyor. Anayasal vatandaşlık öneriyor. Onu da tanımlayıp Sırrı Süreyya Önder’e yazdırıyor. Askerlerin kendilerine yargıya teslim etmelerinde de memnun değil. Çünkü umduğu dağlara kar yağdı. Liman değiştirmek, hükümetin yanına geçmek zorunda kaldı. Çünkü geçmişte hep Genelkurmayı ve askerleri övüyor, onların ’Kürt Sorununu’ çözeceğini söylüyordu. AK Parti’nin faşist olduğunu söylüyor, AK Parti iktidarının değişmesinden yana tutum belirliyordu. Öcalan yine risk almıyor. Başarının kendisine, başarısızlığın başkasına ait olmasını ileri sürerek, her zaman ki gibi kaçak, çok yönlü, kıvrak oynuyor. Sonuç olarak denilebilir ki ne yaptığını bilmez görünüp, kurnazca çözümsüzlüğü ve tehlikeli gelişmeleri körüklüyor. Tam bir kafa karışıklığı var." ifadelerini kullandı.
BDP heyetinin görüşmeleri Süleymaniye’de yapmalarıyla ilgili ise Güçlü, "Bana göre bu bir tercih, sorunlu bir durum, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı ve Başbakanı’na karşı bir tutum olmanın yanında ve ötesinde Kandil ve BDP’nin Öcalan’ın tutumuna karşı bir muhalefet biçimi olarak görülmekte. Eğer Kandil silah bırakacaksa, Türkiye ile verili koşullarda stratejik önemli bir müttefik olan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı ve Başbakanı’nın çözümde yardımcı bir önemli rolü olacaktır. BDP’nin bundan kaçınması, Kürdistan Yurtseverler Birliği’ni tercih etmesi hele ki Öcalan’ın verdiği bir işaret ise durum daha da riskli ve önemli olur." karşılığını verdi.