27 Ağu 2018 10:42 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:49

Kur farkı basın sektörünü vurdu: 'Kapanan gazeteler artacak'

"Basın İlan Kurumu'nun asgari kadroyu altı kişiye indirmesi Anadolu basınına merhem olmadı"

ABD’li papaz Andrew Brunson’ın yaklaşık 2 yıllık tutukluluğunun ardından serbest bırakılmamasıyla birlikte ivmelenen ABD-Türkiye gerilimiyle brilikte Türk Lirası'nın ABD Doları karşısında tarihi değer kaybetmesine ardından başlayan kur krizi yazılı basında kağıt temininde kriz yarattı.

Bu durum yerel gazetelerin bayramda 3 gün ara vermesine neden oldu. Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz, Karaca konuya ilişkin olarak, "Dolar kuru nedeniyle artık kağıt fiyatlarında sanki altın alıyormuşsun gibi hemen hesap makinasına başvurulmaya başlandı. Şu anda Anadolu basını gerçekten bitmek üzere. Basın İlan Kurumu’nun asgari kadroyu altı kişiye indirmesi Anadolu basınına merhem olmadı, olmaz da zaten. Bu nedenle son bir yılda girdi fiyatlarımız yüzde 150 arttı" dedi.

"Kağıt bulmak çok zor"

Aydınlık'tan Ercan Küçük'e konuşan Nuri Kolaylı (Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanı, Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyesi): Doların artışı gazeteleri çok zor duruma soktu. Aydınlık’ın üç gün çıkmaması üzücü. Bayramda birçok yerel gazete de çıkmadı. Biz Basın İlan Kurumu’nda Anadolu gazete sahiplerini temsil ediyoruz. Gazeteler için asgari kadro sayısını yedi kişiden altı kişiye indirdik. Anadolu’daki gazeteler zor durumda. Dolar artışı nedeniyle bayramdan sonra çok daha zorlaşacak. Kağıt bulmak çok zor. Kağıtçılar kağıt vermiyor. Bir belirsizlik var ortada. Bayramdan sonra arkadaşlarla tekrar görüşüp neler yapacağımızı değerlendireceğiz. Bursa’da şu anda eldeki stok kullanılıyor. Stoklar bittikten sonra sıkıntı daha bariz şekilde ortaya çıkacak. Kağıt ithal edilmeye başlayınca fiyat, iki misli artmış olarak gelecek.

Yılmaz Karaca (Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Aydınlık’ın yaptığını biz tüm Anadolu’da yaptık. Dolar kuru nedeniyle artık kağıt fiyatlarında sanki altın alıyormuşsun gibi hemen hesap makinasına başvurulmaya başlandı. Ben bunu kağıt tüccarlarının bir fırsatçılığı olarak görüyorum. Mesela öğleden önce kağıt siparişi veriyoruz, 100 TL diyor. Öğleden sonra parasını çıkartıyorsun. “Döviz kuru değişti 110 lira oldu” gibi olaylarla karşılaşıyoruz. Şu anda Anadolu basını gerçekten bitmek üzere. Basın İlan Kurumu’nun asgari kadroyu altı kişiye indirmesi Anadolu basınına merhem olmadı, olmaz da zaten. Bu nedenle son bir yılda girdi fiyatlarımız yüzde 150 arttı. İlan gelirleri yüzde 25 düştü. Anadolu basını şu anda oksijen çadırında. Basın İlan Kurumu yönetmeliğine göre bayram boyunca gazete çıkarmama hakkımız var. Anadolu’nun birçok illerinde bu uygulama yapıldı.

‘Kapanan gazeteler artacak’

Eskişehir’de sekiz tane günlük gazetemiz var. Bayram boyunca hiçbiri çıkmadı. Afyon, Kütahya ve Bilecik’te de yerel gazeteler çıkmadı. Bayram günlerinde biz normalde ilk gün çıkardık. Bu sefer hiç çıkmadık. Bu sorunu çözemez Anadolu basını. Basın İlan Kurumu’nun dijitale geçme çalışmaları, yaşamanın zor olduğu bir süreçte ‘dijitale dönün’ baskısı da Anadolu basınını gerçekten güç duruma sokuyor. Benim öngörüme göre son 4 yılda 900 civarında gazete kapandı, birleştirildi. Bundan sonra bu sayıların daha hızlı artacağını düşünüyorum. Devlet bir karar almazsa, çözüm üretmezse maalesef Anadolu basınında bu yıl sonuna kadar çok sayıda gazetenin kapısına kilit vuracağını görüyoruz. Benim Eskişehir’de bin üstü satan bir gazetem var. Ben her ay 20 bin TL civarında zarar ediyorum. Bunu nereye kadar amorte edeceğimi bilemiyorum. Çıkmaza gireceğiz. Yılbaşından itibaren ‘borcu yoktur kağıdı’ isteyecekler. Anadolu basınının bütün gazetelerinin Maliye’ye borcu var. Bu nedenle Basın İlan Kurumu’ndan para da alamayacaklar, Maliye’ye kesilecek. Devlet özel bir destek paketi çıkarmalı. İstanbul, Ankara, İzmir’de gazete sahiplerine kredi veren Basın İlan Kurumu, Anadolu basınına bu krediyi vermiyor. Resmi ilanlar başka mecralara kaydırılmadan Anadolu basınına verilmelidir. Anadolu’da bu gidişle gazetecilerin gazeteleri kalmayacak, holdinglerin eline geçecek, siyasilerin eline geçecek.

Kağıt resmen kara borsada

M. Ali Dim (Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Şu anda kağıt resmen karaborsa durumda. Yüzde yüze varan farklar var fiyatlarda. Özellikle son bir ay içerisinde döviz kurundaki artışla tamamı ithal olan gazete kağıdının ton başına fiyatı yüzde 200’e kadar artış gösterdi. Şimdilik yüzde 40-50 arası sabitlenmiş bir fiyat görünüyor. Kağıt bulmakta zorluk çekiyoruz. Kağıt satıcısı ‘Şu anda elimizde kağıt yok ama gelecek’ diyor, fakat fiyat veremiyor. ‘Geldiği zaman fiyatı konuşuruz’ diyor. Kağıt bulamayan Anadolu gazeteleri de tirajlarını yarı yarıya düşürüyor. Bazılarıysa bayramda ara verdiler. Bayramdan sonra yine sıkıntıyla karşı karşıya kalacaklar. Bunun çözümü ortadan kaldırıldı. Daha önce Atatürk’ün kurduğu SEKA kağıt fabrikaları sayesinde kendi kağıdını üreten bir ülkeydik. Gazete kağıdını 1990’ların ortalarına kadar hep SEKA’dan alıyorduk. İthal kağıtlar girdikçe kağıt fabrikası kapatıldı. Tamamen dışa bağımlı bir sektör haline geldik. Yerel gazetelerin çoğu resmi ilan gelirleriyle yaşamlarını sürdürüyor. Resmi ilan gelirlerinde son 4-5 yılda büyük bir gerileme yaşandı. Yerel basının yaşaması için hükümetin mutlak surette bir ekonomik bir paket açıklaması gerekiyor. Biz gazetecilik örgütleri olarak gerekli yerlere başvuruları yapacağız. Netice alabilir miyiz bilmiyorum. Türk basınının bugün işbirliği yapmasının dayanışmasının aynı paydada buluşup bu sorunu hükümete götürmesi ve çözüm yollarını araması gerekiyor.”

İKİ SONUÇ VAR: İFLAS, İŞSİZLİK

Misket Dikmen (İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyesi): Bu Türk basınının çok önemli bir sorunu haline geldi. Döviz kurlarındaki ilk artışta büyük bir kaygıya düştük. Bizim sektörümüz dövize endeksli sektörlerden birisi. Kağıt, mürekkep, boya, herşey onun üzerinden gidiyor. Ben aynı zamanda Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyesiyim. O günlerde toplantı vardı. Dengesiz döviz kuru artışının önemli bir sorun haline geleceğini, ancak iki sonucu olacağına değindim. O iki sonuç iflas ve işsizlik. Acilen buna topluca bir çözüm bulmak, geçici de olsa bir takım destekleyici çözümler üretmek gerektiğini belirttim. Zaten çok zor koşullarda varlığını sürdürüyor Anadolu basını. Dövizdeki yükseliş, matbaaların anında yüzde 300’lere varan zam talebiyle gelişti. İzmir’deki günlük yedi yerel gazete acil toplantıyla biraraya geldi. Bu süreci dayanışmayla, karşılıklı çözümler üreterek ortak yaklaşım yönünde aşmaya yönelik kararlar aldılar. Yayıncılıkta esas olan devamlılıktır. Üç günlük yayın kesme sorunu çözmüyor. Önemli olan kalıcı çözümler üretmek. Bunun için tüm kurumların, basın yayın kuruluşlarının, cemiyetlerin, yerel basın temsilcilerinin bir araya gelip kalıcı çözümler üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama bu süreci atlatmak çok zor olacak. En net sonuçları da ya iflas ya işsizlik olacak.

‘AYLIK YAYINA GEÇMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’

Hüseyin Çetiner (İstanbul Times İmtiyaz Sahibi): Bu sıkıntıları biz de yaşıyoruz. Haftalık yayın olmamıza rağmen bu şekilde devam ederse başka çözümler düşünmüyor değiliz. Çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Dijitale ağırlık verip gazeteyi aylık olarak basmak, tirajları düşürmek gibi yolları düşünüyoruz. Ulusalda olduğu gibi yerel basında da aynı sıkıntı had safhada. Matbaa diyorki parayı yatırmazsan gazete basılmaz.

KAĞITTA VERGİ SIFIRA İNDİRİLMELİ

Songül Başkaya (Akdeniz Gerçek Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Son dönemde dolar kurundaki yükseliş kağıtları ve girdi maliyetlerini ciddi şekilde artırdı. Anadolu basını olarak kamusal bir görev icra ediyoruz. Bunu yaparken ambargo, baskı ve engellemelerin yanında bir de döviz kurunun altında ezilmek istemiyoruz. Vergisel tedbirler ve ciddi teşviklerle, kağıt fabrikalarının açılmasıyla devletin bu konuya ciddi olarak eğilmesi gerekiyor. Kağıt desteği verilebilir. Değerli taşların ithalatında sıfır vergi olduğunu biliyoruz. Kağıtta da verginin sıfırlandırılması idealdir. Bizim matbaayla bir yıllık sözleşmemiz var. Anlaşma daha önce yapıldığı için kurdan etkilenmiyoruz. Sözleşme sonunda neredeyse iki katına varan bir maliyetle karşı karşıya kalacağız. Bu da bizi sıkıntıya sokacak. Elimizde bir formül yok.