24 Tem 2016 15:11 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:31

Kuleli Askeri Lisesi'ndeki erler, dehşet gecesini anlattı (3)

- FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 36'sı tutuklanan, 14'ü ise serbest bırakılan Kuleli Askeri Lisesi'nde görevli erlerin mahkeme sorgusunda anlattıkları, 15 Temmuz gecesi bazı rütbelilerin sivil vatandaşa ateş açtıklarını ve ateş açmayan erleri de ölümle tehdit...

İSTANBUL (AA) - MURAT KAYA - ENES CAN - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında nöbetçi İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgulanan erlerden Ömer Kel, "Akşam saat 21-22 sularında Beykoz tarafına giderken sıkıyönetim ilan edildiğini duyduk. Vatandaşlar orada Türk bayrakları ile bizi nizamiyeye kadar geri getirdiler. Tam bu sırada Yarbay Erdal, sivil halka ateş açtı ve yere düşenler oldu. Gözü dönmüş gibi ateş ediyor, çok kez taradı. Yarbay daha sonra muhafızları sıraya sokarak 'ateş etmeyenin kafasına sıkarım' dedi. Ön saflardan ateş eden galiba oldu." şeklinde ifade verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından sevk edildikleri nöbetçi İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgulanan Kuleli Askeri Lisesi Lisesi Emniyet ve Muhafaza, Hizmet ve Ulaştırma Bölükleri'nde görevli erler, 15 Temmuz darbe gecesi, İstanbul'da olayların başladığı Çengelköy ile Beykoz ve Nizamiye'de neler yaşandığını anlattı. Sevk edilen askerlerin bir çoğunun terhislerine çok az bir zaman kaldığı dikkati çekerken, bazı rütbelilerin halka direkt ateş açtığı, ateş etmeyen erleri de ölümle tehdit ettikleri ortaya çıktı.

Hakimlikçe ifadesi alının erlerden Ömer Kel, olay günü tatbikat olacağını ve tatbikata gelmeyenlere 3 hafta çarşı izni verilmeyeceğini ve erken gelmelerinin söylendiğini anlatarak, "Askerler toplandı, mühimmatlar alındı. Sonra saat 21-22 sularında Beykoz tarafına giderken sıkıyönetim ilan edildiğini, TSK'nın yönetime el koyduğunu duyduk. Yolda ilerlemeye devam ettiğimiz sırada önümüze vatandaşlar gelmeye başladı. Vatandaşlar orada Türk bayrakları ile bizi nizamiyeye kadar geri getirdiler. Tam bu sırada Yarbay Erdal, sivil halka ateş açtı ve yere düşenler oldu. Gözü dönmüş gibi ateş ediyor, çok kez taradı. Yarbay daha sonra muhafızları sıraya sokarak 'ateş etmeyenin kafasına sıkarım' dedi. Bunun üzerine ben hemen arkaya kaçtım, ateş etmedim. Ön saflardan ateş eden galiba oldu. Er çok Yarbay Erdal ateş etti, hatta silahı tutukluluk yaptı, başkasının silahını alarak sıkmaya devam etti." dedi.

Muhafız birliğinde görevli erlerden Mesut Besler de kendilerine olay günü akşamında tatbikat olacağının söylendiğini, akşam saatlerinde lojmanın önüne nöbete gittiğini belirterek, "Nöbetteyken okul komutanı geldi. Toplanan sivil insanları dağıtmamızı söyledi. Biz de sivil insanların kapattığı yolu açmak için 'tatbikat var dedik ama kimse inanmadı ve bize güldü.' Durumu sonradan fark ettik hatta Kuleli'ye terör saldırısı olacak diye düşündük." ifadelerini kullandı.

-"Kuleli'deki 3 komutanı daha önce hiç görmedik"

Er Metehan Eryılmaz ise ifadesinde tatbikat yapılacağını duyduğunu, tatbikat için toplandıklarında tanımadığı 3 komutanın da bulunduğu ve bunları daha önce hiç görmediğini kaydederek, "Üstlerinde isimlikleri de yoktu. Daha önce Kuleli'de bu komutanları hiç görmedim. Kuleli öğrencilerini de çağırmışlar. Her öğrencinin başına 4 er verdiler. Bu sırada Göksel yüzbaşı köprünün kapatıldığını ve sıkıyönetim ilan edildiğini söyledi. Komutanlar tarafından yollar kapatıldı. Orada Albay Mehmet Karapekmez, Erdal yarbay ve yüzbaşılar Göksel ile Ferhat vardı" dedi.

Erdal yarbayın kendilerine "Darbe oldu. Darbe kurallarına uyacaksınız. Uymazsanız kafanıza sıkarım" dediğini ifade eden Eryılmaz, "Rütbeliler vatandaşlara ateş açtı. Yaralananlar oldu. Ancak ben ve diğer er arkadaşlarım ateş etmedik. Sabah olunca her şeyin farkına vardık. Teslim olmaya karar verdik. Bölük komutanı Yüzbaşı Şafak engel olmaya çalıştı ancak tüm bölük birbirimizden ayrılmadığımız için teslim olduk" diye konuştu.

-"Kemal Astsubay darbeye karşı direndi."

Hizmet bölüğü erlerinden Muhammet Ali İnce de, olay günü tatbikat olacağını duyduğunu söyleyerek o akşam yaşananları şöyle anlattı:

"Akşam 21 sularında bir hareketlilik başladı. Herkes toplanmaya başladı. Askeriyenin restoran müdürü, Kurmay Albay Mürsel Çıkrıkçı'dan darbe olacağını duymuş, darbe olduğunu söyledi. Samet Yüzbaşı nizamiyenin önünde beklememizi söyledi. Albay Çıkrıkçı'nın, yoldan geçen siviller ile kendisine direnen bazı polisleri darp ettiğini gördük. O sırada Kemal astsubay gelerek, Samet yüzbaşıya karşı 'Sıkıyönetim ilan edilmedi, yok böyle bir emir. Yapılan yanlıştır' dedi, sonra bize dönerek, 'Canınızı sokakta mı buldunuz. Böyle bir emir yoktur' dedi. Bu sırada daha önce hiç görmediğimiz bir komutan geldi. Samet yüzbaşı da Kemal astsubayı şikayet etti. Adını bilmediğim komutan, Kemal astsubayı tutuklamak istedi. Karşılıklı silahlar çekildi. Orada bulunan erlerden bir kısmı da silahını rütbelilere doğru çekerek, astsubayın yanına geçti. Kemal astsubay geriye doğru koşmamızı söyledi. Hep beraber hareket ederek, geri çekildik. Sabaha kadar başka bir astsubayın yanında kaldık, sonra teslim olduk."

-"Allah Allah dediniz kime oy verdiniz?"

Muhafız bölüğü erlerinden Nuri Şimşek de ifadesinde, olay gecesi okul komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın sivil vatandaşları darp ettiğini belirterek, "Yoldan geçen bir aracı durdurdu. İçindekileri indirerek dövdü. 'Allah Allah dediniz kime oy verdiniz?' şeklinde azarladı. Dövdükten sonra kelepçeleyip yere yatırdı. Sonra Çengelköy'e doğru ilerlemeye devam ettik. Komutan burada gazeteci olduğunu söyleyen birini de dövdü." dedi.

Sabaha karşı geri döndüklerinde, bazı rütbelilerin silahlarını temizlemeleri gerektiğini söylediklerini ilk başta buna direndiklerini ancak kendisinin kısa bir zaman sonra terhis olacağı için mecburen temizlemek zorunda kaldığını anlatan Şimşek, "Delil mi karartıyoruz dedim. Zorladılar ben de temizledim. Emirleri yerine getirmek zorunda kaldık. Ancak kimseye ateş açmadık. Biz milletimize ve vatanımıza karşı bir şey yapmadık. Duracağımız yeri bildik." diye konuştu.

-"Havaya ateş etmeyin, 3-5 serseri çabuk indirin"

Hizmet bölüğü erlerinden Onur Durmaz da, olay günü kendilerine mühimmat verildiğini aktararak, "Yanımıza gelen Yarbay Murat Durusoy, 'Ateşe hazır olun. Emir geldi mi korkmayın ve sıkın' dedi. Şaşırmıştık. Daha sonra eski okul komutanımız, 'Havaya ateş etmeyin, 3-5 serseri çabuk indirin onları' şeklinde emir verdi." dedi.

Erlerden Veli Kafes ise olay gecesinde Beykoz'a doğru yürümeye başladıklarını ancak karşılarına vatandaşların çıktığını kaydederek, "Erdal yarbay, Albay Mehmet Karapekmez sivil vatandaşa silah sıkmaya başladı. Halk da bize 'Sizin suçunuz yok polise teslim olun' şeklinde bağırıyordu. Ama yanlarından ayrılamıyorduk. Sabaha karşı polise teslim olduk." ifadesinde bulundu.

Kısa dönem erlerden Sabri Gündoğdu ise, o gece bazı rütbeliler arasında çıkan tartışmayı şöyle anlattı:

"Astsubay Kemal Vurgun, Selim Yıldırım, Musa Yeşilyurt ve Kubilay Yavuz yanımıza geldi ve Samet yüzbaşıdan bizi almak istedi. Bunları kullanamazsın dedi. Toplam 13 kişiydik. Astsubay Kemal, yüzbaşı Samet'ten bizi bırakmamızı istedi. Samet yüzbaşı, 'Sen kendi askerlerinle ilgilen, ben askerlerimi vermem' dedi. Yüzbaşı Samet, MİT'ten biriyle konuşuyordu ve durumu anlattı. Sanırım vur emri aldı. Silahını çekti. Kemal astsubay ve yanındakiler de silahlarını, bölük komutanı ile yanındaki subaya doğrulttu. Bunun üzerine ben ve arkadaşlarım Kemal astsubayın yanına geçtik. Sabaha kadar ağaçlık alanda bekledik ve sabah polise teslim olduk."

İfade işlemlerinin ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 14 er ve erbaşın kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmaması, örgüt üyesi olduğu tespit edilen kişilere karşı koyması ve suçun işlendiği sırada yer almamalarını dikkate alarak serbest bırakılmasına karar verdi.

Hakimlik diğer şüpheli 36 kişi hakkında ise, mevcut delil durumu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı olarak hareket ettiği tespit edilen "Yurtta Sulh Konseyi" isimli yasa dışı örgütün faaliyeti içerisinde yer aldıkları, soruşturmanın henüz tamamlanmamış olmasını dikkate alarak tutuklanmalarına hükmetti.

(Son)