02 Tem 2009 08:12
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:48
KÜFÜRLER EDİLDİ, KÜRSÜ TEKMELENDİ!... CUMHURİYET DAVASI OLAYLI BAŞLADI!...
Cumhuriyet Gazetesine molotof kokteyli atılmasıyla ilgili dava olaylı başladı!
Cumhuriyet Gazetesine molotof kokteyli atılmasıyla ilgili 8 sanığın yargılandığı dava görülen ilk duruşmayla başladı.
İddianamesinde "Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" ifadesi yer alan davanın sanıklarından Bedirhan Şinal, kendisine sorulan soruların büyük bir bölümüne cevap vermedi. Mahkeme salonunda kendisine "psikolojik sorunları var" diyen avukatlara küfürler yağdıran Şinal, kürsüyü tekmeledi. Adliye çıkışında küfürler yağdıran Şinal'e diğer sanıkların yakınları tepki gösterdi. Karşılıklı küfürler savuran tarafları polis ve jandarma engelledi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Bedirhan Şinal, Murat Aplak, Fatih Derdiyok, Bora Ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan katıldı. Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Haber Ajansı adına da avukatları müşteki sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. Sanıklardan Bedirhan Şinal, bir sayfalık yazılı savunmasında kendisine sanıklardan Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in talimat verdiğini söyledi. Terör örgütü suçlamasını kesinlikle kabul etmediğini belirten Şinal, pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini dile getirdi. Olayın çözülmesi için gerekli yardımı yapabileceğini anlatan Şinal, Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in kendisine para vereceklerini söylediğini iddia etti. Şinal, anne babası olmadığı için anneannesiyle yaşadığını, eylemden alacağı parayla anneannesine ev almak istediğini ancak kendisine para verilmediğini savundu.
Molotof hazırlamak için benzin aldıkları sırada Fatih Derdiyok'a yalan söylediğini belirten Şinal, "Neden benzin aldığımı ona söylemedim. Tabancamı da gösterdim" dedi. Mahkeme Başkanı'nın tabancayı nerden aldığı yönündeki sorusuna ise Şinal, "Cevap vermek istemiyorum. Bana ne zaman talimat verildiği konusunda da konuşmak istemiyorum" cevabını verdi. Avukatların sorusu üzerine olay öncesinde sakinleşmek ve güven gelmesi için hap aldığını kabul eden Şinal, kaç tane hap içtiği sorusunu da yanıtsız bıraktı. Duruşmada bulunan bütün sanıkları tanıdığını anlatan Şinal, "Boğaç Kaan Murathan'ı nereden tanıyorsun?" sorusu üzerine de "Cevap vermek istemiyorum" dedi.
SANIK AVUKATININ REDDİ HEYET TALEBİ KABUL EDİLMEDİ
Sanıklardan Bayram Demir'in avukatı Emin Emir ise sanığı çapraz sorguya almak istediğini belirterek, Şinal'e akıl hastanesinde yatıp yatmadığını sordu. Şinal, yatmadığını söyleyince avukat psikolojik tedavi görüp görmediği yönünde bir soru yöneltti. Bu sırada Mahkeme başkanı bunun davayla ilgisi olmadığını ifade ederek soruyu reddetti. Avukat Emin Emir ise "Savunma haklarımız kısıtlanıyor. Biz de mahkemeye heyetini reddediyoruz" sözlerini kullandı. Talep üzerine duruşmaya ara veren Mahkeme heyeti, ardından avukatın reddi heyet talebini kabul etmediğini açıkladı. Aranın ardından avukat Bedirhan sanık Şinal'e soru sormaya devam etti. Şinal bunu reddedince, avukat, "Emniyet ifadesinde söylediklerini soracağım. Bunlara cevap verebilir mi?" diye sordu. Şinal'in kabul etmesi üzerine avukat sorularını sormaya başladı. Ancak Şinal avukatın sorularına "Ben bunları ifademde detaylı olarak anlattım. Cevap verdim. Hep aynı sorular soruluyor. Cevap vermek istemiyorum" diye yanıt verdi.
Sanıklardan Seyhun Zayim savunmasında "Bora Ballı'yı eskiden beri tanırım. Bedirhan Şinal'i da daha önceden tanıyordum. Ancak samimiyetim yoktu. Ancak bu şahıslarla herhangi bir şekilde suç işlemem söz konusu değildir. Ayrıca aleyhime verilen ifadeler de baskı altında verilmiştir. Bunlar doğru değildir" dedi.
Sanıklardan Boğaç Kaan Murathan, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayında Emre isimli bir şahsın adının geçtiğini hatırlatarak "Bu şahıslarla benim hiçbir bağlantım yoktur" diye konuştu.
Savunmaların ardından tahliyeye ilişkin diyecekleri sorulan Avukat Emin Emir, Bedirhan Şinal'in bu eylemi popüler kişilik olmak için yaptığını psikolojik sorunları olduğunu iddia etti. Şinal'in Aklının yerinde olmadığını da sözlerine ekleyen Emir, "Bu kişinin beyanlarına itibar edilerek müvekkilim tutuklanmıştır. Tahliyesini istiyorum" dedi.
Sanık Seyhun Zayim, "3 Mayıs 2007'den beri cezaevindeyim. Bedirhan Şinal'in anlattıklarıyla buradayım. Avukat tutacak param dahi yok. İki yaşında kızım var. Bedirhan Şinal, 2 yaşındaki çocuğuma yalanlarıyla bedel ödettiriyor. Onuru, şerefi ve namusu varsa doğruyu söylesin" şeklinde konuştu. Bedirhan Şinal ise tahliyesini istemediğini söyledi.
Taleplerin ardından duruşmaya ara verildiği sırada Bedirhan Şinal jandarmaların arasında salondan çıkartılırken avukatların olduğu tarafa dönerek küfür yağdırdı. Mahkeme kürsüsünü tekmeleyen ve jandarmaların güçlükle dışarı çıkardığı Şinal, "Sen bana nasıl laf edersin" şeklinde bağırdı. Salonda bulunan diğer sanıkların yakınları da Şinal'e tepki göstererek küfür etti. Şinal, cezaevi aracına götürülürken de diğer sanık yakınlarıyla da küfürleşti. Polis bariyerlerine tekme atan Şinal jandarma tarafından cezaevi aracına alınırken diğer sanıkların yakınları da polis tarafından adliye bahçesinin dışına çıkarıldı.
Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Haber Ajansı Basın Yayıncılık'ın müdahilliğine karar veren mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN...
29 Mart 2008 tarihinde meydana gelen olayla ilgili Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından hazırlanan iddinamede olayın çıkar elde etmeye yönelik bir faaliyet olmayıp siyasi bir amaç doğrultusunda gerçekleştirildiği anlatılmıştı. İddinamede, "Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" denildi. Eylemin ilk önce İlhan Selçuk'un öldürülmesi şeklinde planlandığı, ancak Bedirhan Şinal'in cezaevinden çıkmasından sonraki süreçte beyanlarında da belirttiği gibi Murathan ile yapmış olduğu görüşmelerden sonra ses getirecek farklı bir eylem yapılması yönündeki görüşmelerden sonra molotoflu saldırı olarak gerçekleşmiş olduğu kaydedildi.
Bedirhan Şinal'in terör örgütüne yardım etmek, patlayıcı madde atmak ,patlayıcı madde imal etmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından 16 yıl 9 aydan 42 yıla kadar hapsi istendi. Eylemi azmettirdikleri belirtilen Bora ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan'ın ise "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmaya azmettirmek" diğer şüpheliler Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmak" suçlarından 8 yıl 3 aydan 19 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. O.A.'nın ise "terör örgütüne yardım etmek , patlayıcı madde atmak ve imal etmek " suçlarından 15 yıldan 37.5 yıla kadar hapsi öngören cezanın 18 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle indirilerek 10 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırması istendi.
İddianamesinde "Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" ifadesi yer alan davanın sanıklarından Bedirhan Şinal, kendisine sorulan soruların büyük bir bölümüne cevap vermedi. Mahkeme salonunda kendisine "psikolojik sorunları var" diyen avukatlara küfürler yağdıran Şinal, kürsüyü tekmeledi. Adliye çıkışında küfürler yağdıran Şinal'e diğer sanıkların yakınları tepki gösterdi. Karşılıklı küfürler savuran tarafları polis ve jandarma engelledi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Bedirhan Şinal, Murat Aplak, Fatih Derdiyok, Bora Ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan katıldı. Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Haber Ajansı adına da avukatları müşteki sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. Sanıklardan Bedirhan Şinal, bir sayfalık yazılı savunmasında kendisine sanıklardan Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in talimat verdiğini söyledi. Terör örgütü suçlamasını kesinlikle kabul etmediğini belirten Şinal, pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini dile getirdi. Olayın çözülmesi için gerekli yardımı yapabileceğini anlatan Şinal, Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in kendisine para vereceklerini söylediğini iddia etti. Şinal, anne babası olmadığı için anneannesiyle yaşadığını, eylemden alacağı parayla anneannesine ev almak istediğini ancak kendisine para verilmediğini savundu.
Molotof hazırlamak için benzin aldıkları sırada Fatih Derdiyok'a yalan söylediğini belirten Şinal, "Neden benzin aldığımı ona söylemedim. Tabancamı da gösterdim" dedi. Mahkeme Başkanı'nın tabancayı nerden aldığı yönündeki sorusuna ise Şinal, "Cevap vermek istemiyorum. Bana ne zaman talimat verildiği konusunda da konuşmak istemiyorum" cevabını verdi. Avukatların sorusu üzerine olay öncesinde sakinleşmek ve güven gelmesi için hap aldığını kabul eden Şinal, kaç tane hap içtiği sorusunu da yanıtsız bıraktı. Duruşmada bulunan bütün sanıkları tanıdığını anlatan Şinal, "Boğaç Kaan Murathan'ı nereden tanıyorsun?" sorusu üzerine de "Cevap vermek istemiyorum" dedi.
SANIK AVUKATININ REDDİ HEYET TALEBİ KABUL EDİLMEDİ
Sanıklardan Bayram Demir'in avukatı Emin Emir ise sanığı çapraz sorguya almak istediğini belirterek, Şinal'e akıl hastanesinde yatıp yatmadığını sordu. Şinal, yatmadığını söyleyince avukat psikolojik tedavi görüp görmediği yönünde bir soru yöneltti. Bu sırada Mahkeme başkanı bunun davayla ilgisi olmadığını ifade ederek soruyu reddetti. Avukat Emin Emir ise "Savunma haklarımız kısıtlanıyor. Biz de mahkemeye heyetini reddediyoruz" sözlerini kullandı. Talep üzerine duruşmaya ara veren Mahkeme heyeti, ardından avukatın reddi heyet talebini kabul etmediğini açıkladı. Aranın ardından avukat Bedirhan sanık Şinal'e soru sormaya devam etti. Şinal bunu reddedince, avukat, "Emniyet ifadesinde söylediklerini soracağım. Bunlara cevap verebilir mi?" diye sordu. Şinal'in kabul etmesi üzerine avukat sorularını sormaya başladı. Ancak Şinal avukatın sorularına "Ben bunları ifademde detaylı olarak anlattım. Cevap verdim. Hep aynı sorular soruluyor. Cevap vermek istemiyorum" diye yanıt verdi.
Sanıklardan Seyhun Zayim savunmasında "Bora Ballı'yı eskiden beri tanırım. Bedirhan Şinal'i da daha önceden tanıyordum. Ancak samimiyetim yoktu. Ancak bu şahıslarla herhangi bir şekilde suç işlemem söz konusu değildir. Ayrıca aleyhime verilen ifadeler de baskı altında verilmiştir. Bunlar doğru değildir" dedi.
Sanıklardan Boğaç Kaan Murathan, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayında Emre isimli bir şahsın adının geçtiğini hatırlatarak "Bu şahıslarla benim hiçbir bağlantım yoktur" diye konuştu.
Savunmaların ardından tahliyeye ilişkin diyecekleri sorulan Avukat Emin Emir, Bedirhan Şinal'in bu eylemi popüler kişilik olmak için yaptığını psikolojik sorunları olduğunu iddia etti. Şinal'in Aklının yerinde olmadığını da sözlerine ekleyen Emir, "Bu kişinin beyanlarına itibar edilerek müvekkilim tutuklanmıştır. Tahliyesini istiyorum" dedi.
Sanık Seyhun Zayim, "3 Mayıs 2007'den beri cezaevindeyim. Bedirhan Şinal'in anlattıklarıyla buradayım. Avukat tutacak param dahi yok. İki yaşında kızım var. Bedirhan Şinal, 2 yaşındaki çocuğuma yalanlarıyla bedel ödettiriyor. Onuru, şerefi ve namusu varsa doğruyu söylesin" şeklinde konuştu. Bedirhan Şinal ise tahliyesini istemediğini söyledi.
Taleplerin ardından duruşmaya ara verildiği sırada Bedirhan Şinal jandarmaların arasında salondan çıkartılırken avukatların olduğu tarafa dönerek küfür yağdırdı. Mahkeme kürsüsünü tekmeleyen ve jandarmaların güçlükle dışarı çıkardığı Şinal, "Sen bana nasıl laf edersin" şeklinde bağırdı. Salonda bulunan diğer sanıkların yakınları da Şinal'e tepki göstererek küfür etti. Şinal, cezaevi aracına götürülürken de diğer sanık yakınlarıyla da küfürleşti. Polis bariyerlerine tekme atan Şinal jandarma tarafından cezaevi aracına alınırken diğer sanıkların yakınları da polis tarafından adliye bahçesinin dışına çıkarıldı.
Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Haber Ajansı Basın Yayıncılık'ın müdahilliğine karar veren mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN...
29 Mart 2008 tarihinde meydana gelen olayla ilgili Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından hazırlanan iddinamede olayın çıkar elde etmeye yönelik bir faaliyet olmayıp siyasi bir amaç doğrultusunda gerçekleştirildiği anlatılmıştı. İddinamede, "Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" denildi. Eylemin ilk önce İlhan Selçuk'un öldürülmesi şeklinde planlandığı, ancak Bedirhan Şinal'in cezaevinden çıkmasından sonraki süreçte beyanlarında da belirttiği gibi Murathan ile yapmış olduğu görüşmelerden sonra ses getirecek farklı bir eylem yapılması yönündeki görüşmelerden sonra molotoflu saldırı olarak gerçekleşmiş olduğu kaydedildi.
Bedirhan Şinal'in terör örgütüne yardım etmek, patlayıcı madde atmak ,patlayıcı madde imal etmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından 16 yıl 9 aydan 42 yıla kadar hapsi istendi. Eylemi azmettirdikleri belirtilen Bora ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan'ın ise "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmaya azmettirmek" diğer şüpheliler Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmak" suçlarından 8 yıl 3 aydan 19 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. O.A.'nın ise "terör örgütüne yardım etmek , patlayıcı madde atmak ve imal etmek " suçlarından 15 yıldan 37.5 yıla kadar hapsi öngören cezanın 18 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle indirilerek 10 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırması istendi.