04 Mar 2008 15:11 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:00

"KRALDAN ÇOK KRALCI OLMAKTAN UTANMAYANLAR"!..STAR İLE YOLLARI AYRILAN MUHABİRDEN STAR YÖNETİMİNE ZEHİR ZEMBEREK MEKTUP VAR!..

Star gazetesi yöneticilerinin, medya siteleri aracılığıyla hakkımda ileri geri laflar etmesinden fazlasıyla sıkıldığımı ve hiç istemediğim halde, bu açıklamayı yapmak zorunda kaldığımı tüm meslektaşlarımın bilmesini istiyorum..

Star Gazetesi'nden istifa eden Muhabir Lube Ayar, yaşadıklarını bir mektupla anlattı. Ayar, Star Gazetesi'nin, zorla türban taktırılan bir çocuğa ilişkin haberi sansür ettiğini şu sözlerle anlattı:


LUBE AYAR'IN MEKTUBU:

Star gazetesi yöneticilerinin, medya siteleri aracılığıyla hakkımda ileri geri laflar etmesinden fazlasıyla sıkıldığımı ve hiç istemediğim halde, bu açıklamayı yapmak zorunda kaldığımı tüm meslektaşlarımın bilmesini istiyorum..

Geçtiğimiz eylül ayının ilk günlerinde Milliyet gazetesinden istifa ederek, Star gazetesinde çalışmaya başladım...

Ancak, Star gazetesininin üst düzey yöneticileriyle yaptığım transfer görüşmeleri sırasında bana verilen sözlerin neredeyse hiçbiri yerine getirilmedi...

Her şeye rağmen "çalışmaya çalıştığım" üç ay boyunca bana bir bilgisayar ve bir masa dahi tahsis edilmedi... Aldığım maaş medya sitelerine sızdırıldı.. Gazetenin tanımadığım çalışanları yüzüme karşı maaşımla ilgili saçma sözler söylediler... Yıllardır tanıdığım bazı meslektaşlarım ise, bana bir kez olsun "Günaydın" bile demediler.. Ha, bunlar benim umurumda oldu mu? Hayır!

Fakat birkaç gün önce sitenizde, doğru ve özel haberle anılması için yıllarımı verdiğim adımı, abuk sabuk iddiaların içinde görünce, daha fazla sessiz kalamadım...

İlk olarak.. Ben o gazeteye Erkan Avcılar'dan 15 gün önce (maalesef) transfer oldum.. Dolayısıyla ne onun beni ekibine dahil etmesi, ne de onun isteğiyle benim işten çıkarılmam söz konusu değildir!

Kendisiyle Milliyet'te uzun süre birlikte çalıştığım da doğru değil. Biz farklı birimlerde görev yapıyorduk. Star'da çalıştığımız kısa süre boyunca da, bırakın iddia edildiği gibi kavga etmeyi, en küçük bir tartışmamız dahi olmamıştır.

Gelelim, benim beklenen performansı gösteremediğime ilişkin iddiaya... Beni uzaktan yakından tanıyan, seven ya da nefret eden her meslektaşım bilir ki, bu imkansızdır!

Star'da işe başladığım ilk günden itibaren yine çok sayıda 'özel haber' ürettiğim halde, gazetenin sayfalarında kendime yer bulamadım! Bazı haberlerim için 'gazetenin akreditasyon sıkıntısı' gerekçe gösterildi, bazıları için açıklama dahi yapılmadı!

Haberlerimin neden yayınlanmadığını, eğer yayınlanmayacaklarsa beni neden transfer ettiklerini sorduğumda, "Sen özel haberleri boşver, gündemle ilgili küçük de olsa bir şeyler yaz, biz onları manşet yaparız" türünde saçma sapan açıklamalar yapıldı... Elbette ki, benim için uygulanması imkansız bir talepti!

Sabrımın tükenmesine neden olan olay ise, 11 yaşındaki bir kız çocuğuyla ilgili haberimdi. Erkan Avcılar da bu olayın tüm aşamalarından haberdardır! Haber, anne ve babası tarafından ilkokuldan alınarak, Kuran kursuna gönderilen ve başı kapatılan bir kız çocuğuyla ilgiliydi... 18 Aralık'ta, haberimi mail yoluyla Erkan Avcılar'a ilettim... Fakat, haber yazı işlerine bildirildiği halde, yine görmezden gelindi! Bu 'özel haberim', 27 Aralık sabahı, ulusal basının neredeyse tüm gazetelerinde yer aldı. Son derece üzgün bir şekilde gazeteleri okurken, yanıma gelen bir editör, "Sen bu haberi boşver. Sözde Atatürkçü diye merkeze alınan alınan Erzurum Emniyet Müdürü Kamil Çolak'ın banka hesabında, yüklü miktarda para varmış. Neden bununla ilgilenmiyorsun?" deyince, gazetedeki son anlarımı yaşadığımı fark ettim...

Erkan Avcılar'a istifa edeceğimi bildirdim, ancak o biraz sabretmemi, Mustafa Karaalioğ