20 Mar 2013 09:54
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:05
''KOVMAK YERİNE YOL AYIRMAK DENİLİNCE İŞ HAFİFLER Mİ?''
Sabah yazarı Mehmet Barlas, Hasan Cemal'in arkasından Derya Sazak'ın yazdığı satırlara dikkat çekti
"Kovmak" yerine "yol ayırmak" denilince iş hafifler mi?
Milliyet Genel Yayın Yönetmeninin Hasan Cemal’in durumuyla ilgili yazısını okuyunca kendimi tutamadım güldüm.
Derya Sazak şöyle yazmış:
"Milliyet Gazetesi’nin değerli yazarlarından, 45 yıllık meslek ustası Hasan Cemal’le yollarımız bugünden itibaren üzülerek ayrılmaktadır."
Neden güldüğüme gelince...
Bazı kırıcı kavramları sözde nazik biçimde söylemek günün modası oldu.
Adı çeviklik mi?
Örneğin medyada yazarlara "Sizi kovuyoruz" yerine "Yollarımızı ayırıyoruz" deniliyor şimdi.
Böyle fıkralar vardır ya...
Çok mahcup ama iç çamaşırı giyme alışkanlığı olmayan bir hanım yolda yürürken ayağı bir taşa takılmış ve düşmüş. Düşünce eteği başına geçmiş... Ama hemen fırlayıp bir anda eteğini toplamış. Arkasında yürüyen adamın kendisini izlediğini görünce de ona "Çevikliğimi gördünüz mü" diye sormuş.
Adam gülmüş,
- Hanım abla bizim köyde ona çeviklik değil popo derler, diye cevap vermiş.
"Kovmak" yerine "Yol ayırmak"ı kullanınca çevikliklerini sergilediklerini zannedenler sadece yanılırlar kısacası.
Bu yol ayrılığı olayı Hasan Cemal’in başına fazlaca gelmediği için "Duvardan düşenin halini duvardan düşen anlar" misali, medyada defalarca yol ayrımları yaşayanlarla derdini paylaşması, acısını azaltmaya yardımcı olabilir.
Patron susturur
Bu olayda yapılabilecek en hatalı yorum "İktidar Hasan Cemal’i susturdu" çizgisinden giderek olayı anlamaya çalışmaktır.
Gazete yazarlarını iktidarlar sever ya da sevmezler. Ama onları gazetenin sermayesine sahip olanlar susturur.
Burada sorulması gereken "Demirören Milliyet’i alırken gazete patronluğunun gereklerini ve zorluklarını hiç bilmiyor muydu" sorusudur.
Bu sorunun ardından da "Madem yüzme bilmiyordun, neden çıktın kavak ağacına" deyişi seslendirilebilir.
Gerçekten de gazete patronu (veya medya sermayedarı) olmak bazen kuşaklar boyu deneyimler sonucu elde edilen bilgilere ve sezgilere sahip olmayı gerektirir.
Mehmet Barlas’ın yazısının tamamı için tıklayın
Milliyet Genel Yayın Yönetmeninin Hasan Cemal’in durumuyla ilgili yazısını okuyunca kendimi tutamadım güldüm.
Derya Sazak şöyle yazmış:
"Milliyet Gazetesi’nin değerli yazarlarından, 45 yıllık meslek ustası Hasan Cemal’le yollarımız bugünden itibaren üzülerek ayrılmaktadır."
Neden güldüğüme gelince...
Bazı kırıcı kavramları sözde nazik biçimde söylemek günün modası oldu.
Adı çeviklik mi?
Örneğin medyada yazarlara "Sizi kovuyoruz" yerine "Yollarımızı ayırıyoruz" deniliyor şimdi.
Böyle fıkralar vardır ya...
Çok mahcup ama iç çamaşırı giyme alışkanlığı olmayan bir hanım yolda yürürken ayağı bir taşa takılmış ve düşmüş. Düşünce eteği başına geçmiş... Ama hemen fırlayıp bir anda eteğini toplamış. Arkasında yürüyen adamın kendisini izlediğini görünce de ona "Çevikliğimi gördünüz mü" diye sormuş.
Adam gülmüş,
- Hanım abla bizim köyde ona çeviklik değil popo derler, diye cevap vermiş.
"Kovmak" yerine "Yol ayırmak"ı kullanınca çevikliklerini sergilediklerini zannedenler sadece yanılırlar kısacası.
Bu yol ayrılığı olayı Hasan Cemal’in başına fazlaca gelmediği için "Duvardan düşenin halini duvardan düşen anlar" misali, medyada defalarca yol ayrımları yaşayanlarla derdini paylaşması, acısını azaltmaya yardımcı olabilir.
Patron susturur
Bu olayda yapılabilecek en hatalı yorum "İktidar Hasan Cemal’i susturdu" çizgisinden giderek olayı anlamaya çalışmaktır.
Gazete yazarlarını iktidarlar sever ya da sevmezler. Ama onları gazetenin sermayesine sahip olanlar susturur.
Burada sorulması gereken "Demirören Milliyet’i alırken gazete patronluğunun gereklerini ve zorluklarını hiç bilmiyor muydu" sorusudur.
Bu sorunun ardından da "Madem yüzme bilmiyordun, neden çıktın kavak ağacına" deyişi seslendirilebilir.
Gerçekten de gazete patronu (veya medya sermayedarı) olmak bazen kuşaklar boyu deneyimler sonucu elde edilen bilgilere ve sezgilere sahip olmayı gerektirir.
Mehmet Barlas’ın yazısının tamamı için tıklayın