27 Şub 2010 20:41 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:05

"KÖŞE YAZARLARINI MECLİS SEÇSE NASIL OLUR?" ERDOĞAN'IN ÇIKIŞINA GÜNGÖR MENGİ'DEN TEKLİF GELDİ!..

Başbakan dün öfke kaynaklı hitabet sanatından yeni bir örnek verirken basın özgürlüğü idealini yerle bir etti!

Bir gün önce Çankaya´da gerçekleşen zirve konusunda çıkan bazı yorumları beğenmemiş anlaşılan; siyasi gerginliğin piyasalarda yarattığı olumsuz etkileri de görünce hıncını köşe yazarlarından çıkardı.

Partisinin il başkanlarına hitap ederken, Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile yaptıkları toplantıyı eleştiren birkaç köşe yazısından hareket ederek, ilerde muhtemelen pişmanlıkla hatırlayacağı kariyerinin en talihsiz konuşmasını yaptı.

Kov gitsin!

Medya patronlarının "Ne yapayım, köşe yazarı bu hâkim olamıyorum" diyemeyeceklerini öne sürerek şöyle devam etti:

"Diyeceksin ki `Sen bunun sorumlususun arkadaş´... Niye? Çünkü ülkeyi germeye, ekonomiyi germeye hakkı yok!"

Başbakan orada da durmadı:

"Herkes fikrini söylemekte serbesttir. Tabii söyle ama o insanlara da o kalemleri teslim edenler der ki `kusura bakma kardeşim bizim dükkânda sana yer yok!´ Çünkü herkes vitrinine lâyık olanı koyar."

Mesaj yeterince açıktır. Başbakan medya patronlarına açıkça şunu demek istiyor:

"Köşe yazarının liyakat normlarını benden soracaksın, buna uymayanları vitrinine koymayacaksın, kovacaksın!"

Nereden nereye

Başbakan´ı danışmanları yanıltmış olmalıdır. Çünkü medya yazdığı için piyasalar bozulmadı.

Borsa bir haftada 54 binden 48 binlere indiği, dolar 1.52´den 1.56 düzeyine yükseldiği için haber ve yazı konusu oldu.

Medya kötü yazınca ekonomi kötü gitmez.

Türkiye´deki durum kötü yönetimin doğurduğu sarsıntıdır.

İktidar aylardan beri ülkenin istikrarına zarar verecek siyasi kumarlar oynuyor. Bunca sorumsuzluğu yap sonra bir zirve ile bütün sıkıntılardan kurtul; böyle bir sihirbazlık yeteneğine hiçbir iktidar sahip olamaz.

Nitekim Financial Times gazetesi dün "Yabancı yatırımcılar Türkiye´de işlerin iyiye gideceğine ikna olmadı" diye yazdı.

AKP özellikle son bir yılda yaptıkları ile kurumları birbirine düşürdü. Bu yetmiyor gibi kurumların kendi içlerinde de çatışmaları, kutuplaşmaları körükledi.

Cumhuriyet tarihinin kâğıt üstünde en sorunsuz iktidarı vehimleri ile, saplantıları ile sürekli sorun üreterek hem kendi rahatını kaçırıyor, hem ülkenin...

2010 yılında Türkiye´yi beğenmediği yazarları patronlarını korkutarak işten attırmaya çalışan bir zihniyet yönetiyor.

Oysa bu Cumhuriyet, Avrupa belâlı diktatörlerin elinde nefes darlığı çekerken "Basın özgürlüğünden doğan sakıncaları ortadan kaldıracak araç yine basın özgürlüğünün kendisidir" diyen bir anlayışla yola çıkmıştı.

Nereden nereye?..

Dün bir okurumuz ağlanacak halimize güldüren bir akıl veriyordu:

"Halkın iradesi gazetelere yansısın: Köşe yazarlarını meclis seçsin!"


Güngör Mengi/VATAN