Sözcü yazarı Aytunç Erkin: CHP ve diğer bileşenlerin de bu duruma hazırlıklı olduğu ve yola birlikte devam edecekleri konusunda görüş birliği içinde olduklarını öğrendim. Yani… CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun toplantıdan sonra üç sosyalist partinin lider kadrosunu araması, dün için randevu istemesi hazırlığın işaretiydi. Sol Parti ve TİP'le bugün görüşen Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki hafta da TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'la görüşeceği (TKP salı veya çarşamba için randevu verdi) öğrenildi. Bu da CHP'nin geniş yelpaze çalışmasının yansıması olarak değerlendirildi. Bir de buna HDP eklenirse Kılıçdaroğlu'nun dediği “Taşlar yerine oturabilir”. Sonuç: Masanın dağılması siyasette kartların yeniden dağılmasına neden oldu. Akşener'in Saraçhane sürecinden sonra masadan ruhen koptuğu bilgisi de dün doğrulanmış oldu…
Karar yazarı İbrahim Kiras: Peki, haklı olduğu bir taraf yok muydu Akşener’in? İlk bakışta “kazanacak adayla seçime katılmak gerekir” ifadesi itiraz edilemeyecek bir önerme. Tabii ki seçimi kazanabilecek evsafta birinin olması lazımdı adayın. Ancak bunu kamuoyu anketlerinde Kemal Bey’e verilen desteğin İmamoğlu’na ve Yavaş’a gösterilen ilgiden daha az olduğu tespitlerine dayandırıyordu Akşener ve arkadaşları. Oysa işin aslı, bugüne kadarki süreçte esas itibarıyla “aday adaylığı anketi” yapıldı. Bazı isimler az bazıları daha çok ilgi ve destek görüyordu o ankette. Ancak buradaki sonuçların söz konusu isimlerin aday olmaları durumunda alacakları oy miktarını göstermediği ortadaydı. Çünkü 14 Mayıs’ta en nihayet “Bugünkü iktidar gitsin mi kalsın mı” sorusuna cevap verecek insanlar. Bu bakımdan “Falanca kişi muhalefetin adayı olsaydı bu iktidar değişsin derdim, şimdi filanca kişi aday olduğu için iktidar değişmesin diyorum” şeklinde bir tutum gösterecek kaç kişi olabilir? Üstelik itiraz edilen kişi, masada en fazla oya ve sandalyeye sahip ana muhalefet partisinin lideri. Hem de bu ittifakın kuruluşuna bugüne kadarki uyumlu çalışmalarına başarıyla liderlik etmiş olan kişi. Buna karşılık, “Masanın belirleyeceği ortak aday kim olursa olsun destekleyeceğiz” dedikten sonra fikir değiştirip “kazanacak aday” diye tuhaf bir şart ileri sürmek en hafif tanımlamayla tutarsızlıktır.
Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu: Meral Akşener’in uzun süredir “kazanacak aday” üzerinden yaptığı kritik kabul edilebilir elbette ama yıllardır birlikte siyaset yaptığı partileri hedefe koyan, itham eden dil asla anlayışla karşılanamaz. Yanlış ya da doğru; en nihayet üzerinde anlaşılamayan şey adaylık konusudur. Çekincesi olan sadece Akşener değil, başkaları da vardır. O adayı desteklemez yolunuza bakarsınız ama Millet İttifakı’nın birikimini ve dolayısıyla tabanını hedefe koymak bir ayılık konuşması için fazla olmuştur. Verilen mesajlar en az ittifaktan ayrılmak kadar şoke edicidir. Bu sözlere bakınca, Akşener için Altılı Masa günleri eziyet çektiği zamanlar gibi görünüyor. Aylardır çektiği bir eziyet dün bitmiş oldu!
Karar yazarı Akif Beki: Muhalif seçmen bunu sevmez. Canı sıkıldı, morali bozuldu, umudu kırıldı. Ve kızgın. Gerekçesi ne olursa olsun, masadan kalkanı suçlama ihtimali daha yüksek. Erdoğan'a avantaj kazandırdığını, iktidarı sevindirdiğini düşünenler, Akşener'i sorumlu tutacak. İYİ Parti'ye daha çok kızar, acısını ondan çıkarmaya yönelirlerse de tepki, Akşener'i vurur. Bu senaryoda Akşener'in ayrılması, masaya kaybettirmez. Bilakis Kılıçdaroğlu'na daha çok sarılmayı kamçılayabilir.