11 Mar 2025 22:01 Son Güncelleme: 12 Mar 2025 00:17

Koray Aydın'dan 'Suriye' yorumu! "Terör tehdidini azaltmamıştır"

Ankara milletvekili Koray Aydın “YPG’yi de bünyesinde barındıran SDG yönetimi ile Suriye Geçici yönetimi arasında imzalanan anlaşma ile YPG’nin belirsiz bir takvimde Suriye ordusuna katılacağı ifade edilmişse de Türkiye’ye yönelik terör tehdidi sona ermiş değildir” değerlendirmesinde bulundu.

Ankara milletvekili Koray Aydın, Suriye’de yönetimi ele geçiren cihatçı terör örgütü HTŞ yönetimiyle terör örgütü PKK’nin Suriye uzantısı SDG arasında imzalanan ‘entegrasyon’ anlaşmasına ilişkin bir değerlendirmede bulundu.

Aydın “Terörsüz Türkiye için yapılması gereken, Türkiye’yi emperyalist güçlerin Ortadoğu planlarına yem etmemektir” ifadelerini kullanarak şunları yazdı:

“TERÖR TEHDİDİNİ AZALTMAMIŞ, TAM TERSİNE ARTIRMIŞTIR”

“Her ne kadar YPG’yi de bünyesinde barındıran SDG yönetimi ile Suriye Geçici yönetimi arasında imzalanan anlaşma ile YPG’nin belirsiz bir takvimde Suriye ordusuna katılacağı ifade edilmişse de Türkiye’ye yönelik terör tehdidi sona ermiş değildir. Hatta, terör örgütü olan YPG’nin Suriye’de devlet yönetimine katılması Türkiye’ye dönük terör tehdidini azaltmamış, tam tersine artırmıştır. Bir başka deyişle YPG, İsrail ve ABD desteğiyle bir mevzi daha kazanmıştır. Terörsüz Türkiye hedefinin YPG tasfiye edilmeden sağlanması mümkün değildir.

Koray Aydın'dan 'Suriye' yorumu! "Terör tehdidini azaltmamıştır" - Resim : 1

İşlediği ve azmettirdiği cinayetlerin bedelini İmralı’da ödeyen hain terörist başı, önce Meclis kürsüsüne davet edilmiş sonra bir siyasi aktör haline sokularak elçiler göndermesine izin verilmiştir.

Son olarak içeriği anlamsız, hedefi belirsiz, etkisi ise yok hükmündeki bir çağrı ile adeta barış havarisi haline sokulmuştur.

Bununla birlikte, yüz yıl önce yabancı güçlerin coğrafyamızda kurmak için çaba sarf ettikleri dört parçalı sözde Kürdistan gündemi halen devam etmektedir.

Irak’ta ABD işgaliyle birlikte icat edilen bölgesel yönetimle Barzani ve Talabani gibi aşiret liderlerine özerklik verilmiştir. Yani Irak fiilen bölünmüştür.

Kandil, bu özerk bölgede bölücü terör örgütü PKK’nın yuvası haline dönüşmüş, hain örgüt bu süreçte daha da palazlanmıştır.

Suriye’de ise PKK isim ve şekil değiştirerek YPG adıyla ülkenin kuzeyini ve kuzeydoğusunu işgal etmiştir. Arkasında da ABD ve İsrail vardır.

YPG terör örgütünün yani PKK’nın Suriye’de 85 bine yakın silahlı militanı olduğu tahmin edilmektedir.

İmralı’daki hainin yaptığı çağrının bu yapıyı kapsamadığı ise bizzat YPG’nin lideri ve DEM Parti eş genel başkanı tarafından doğrulanmıştır.

Yarın Suriye’deki 85 bin teröristin ülkemize karşı topyekun bir terör saldırısına geçmeyeceğinin garantisini kim verecektir?

Terörist başı Öcalan’ın PKK’ya yaptığı fesih ve silah bırakma çağrısına PKK cevap vermiş ve sürecin Öcalan olmadan yürümeyeceğini ilan etmiş, açıkça af çağrısı yapmıştır.

Terörist başı serbest kalmazsa PKK kendini feshetmeyecek midir?

İhanetinin ve cinayetlerinin bedelini ödeyen terörist başının serbest kalmasına hangi milli vicdan, hangi şehit anası, hangi vatansever razı gelecektir?

Diğer taraftan İsrail Başbakanı Netanyahu geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış ve Suriye’deki PKK kolu YPG’ye “ellerini uzatacaklarını” ilan etmiştir.

YPG de bu açıklamaya “İsrail’in desteğine açığız” şeklinde karşılık vermiştir.

Suriye’de ABD ve İsrail başta olmak üzere küresel güçlerin desteklediği bir terör yapısı dururken ve yapılan çağrı bunları kapsamazken “terörsüz Türkiye” nasıl inşa edilecektir?

Irak’ta ve Suriye’de yüz yıllık planlarını gerçekleştiren dış mihraklar gözünü Türkiye’ye çevirmiştir. Bu açık tehdit çok iyi anlaşılmalıdır.

Bölücü terör örgütünün “silahların gömülmesi” ve “ateşkes ilanı” söylemi asla kabul edilemez.

Dünya alem bilir ki ateşkes savaşan iki devlet arasında olur.

Dünya alem bilir ki bırakılan silahlar tekrar ele alınır, gömülen silahlar da gömüldükleri yerden çıkarılır.

Bölücü terör örgütünün çatısı olarak kurulan KCK ve altındaki tüm unsurlar silahlarını teslim etmedikçe, kendileri teslim olmadıkça ve fesih kararı almadıkça yürütülen sürecin büyük bir aldatmaca olacağı açıktır.

Bu aldatmaca ile Türklüğün, Türkçenin ve Türk milletinin tartışmaya açılması asla kabul edilemez.

Anayasamızın egemenliğin Türk milletine ait olduğunu belirten başlangıç hükümleri, değişmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesi, Türk vatandaşlığını tanımlayan 66. maddesi, ses bayrağımız Türkçeyi eğitim dilimiz olarak koruyan 42. maddesi asla tartışmaya açılamaz.

Terörsüz Türkiye için yapılması gereken terörle kararlılıkla mücadele etmektir.

Terörsüz Türkiye için yapılması gereken, Suriye’deki YPG yılanının başını ezmektir.

Terörsüz Türkiye için yapılması gereken, Türkiye’yi emperyalist güçlerin Ortadoğu planlarına yem etmemektir.

Türk milleti bu gaflete, bu delalete ve bu ihanete asla geçit vermeyecektir.”