KÖPRÜDE ZOR ANLAR! TRAFİKTE TUVALETE SIKIŞAN LEVENT KIRCA NE YAPTI?
Ünlü tiyatrocu çiceği burnunda köşe yazarı Levent Kırca Aydınlık Gazetesi'ndeki köşesinde başından geçen ilginç bir anısını okuyucularıyla böyle paylaştı.
’Bu gün kendimle dalga geçeceğim; biline...’
Kalp yetmezliğinden akciğerlerim ödem yapmış, idrar sökücü ile boşaltmaya çalışıyoruz. Üaa aldıktan sonra kendimi tuvalete zor atıyorum. Yarısını tuvalete, yarısını da üstüme başıma yapıyorum. Sanki yüzme havuzu boşaltıyoruz. Bir ısıtıcı taktırsam sırtıma, hastanenin sıcak su ihtiyacım karşılayacağım. Derken çıktım hastaneden. Ancak sabahları yine de idrar sökücüden alıyorum bir tane, diğer ilaçlarımla birlikte. Bir akşam üzeri okulda dersim var; okul istikametinde Boğaz Köprüsü’nden geçmeye çalışıyorum. Trafik felaket. Tam da orta şeritteyim. Bir kenara yanaşıp durma şansım da yok. Yanaşıp durabilsem, çıkaracağım herkesin önünde ortalık yerde yapacağım yapacağımı. Gözüm dönmüş bir kere, arabanın içinde kıvranıyorum. Ayaklarımı yerlere vuruyorum. "Elimdekini" sımsıkı tutmuş buruyorum. Neredeyse iğdiş edeceğim kendimi, tenor castre olacağım sonunda. Ne yapsam nafile. Yan koltuktaki su şişesini deniyorum, ağzı küçük geliyor. Su şişesinin bulunduğu poşeti aldım elime. Yansını poşete, yansım üstüme başıma yaptım. Rahatlamanın getirdiği yüzümdeki mutluluk ifadesini görmeliydiniz. Ne Ergenekon’da suçsuz yere yatanlar,ne yıkılan heykel, ne de üniversiteleri ele geçirmek için ÖSYM’de önceden dağıtılmış sorular umurumda değil. Ben boşalmanın keyfini sürüyorum. Sair arabalardan beni selamlıyorlar. Ben de onlara gülücükler dağıtıyorum. Bir mutluluk, bir mutluluk. Tatlı bir sıcaklık aşağıdan yukarı bütün vücudumu sanyor. Allah’tan arabanın bagajında oyun kostümlerim var. Oyun olduğu gecelerde külot, fanila ve çorap alırım yanıma fazladan. Dersten sonra da oyuna gideceğim. Açık otoparkta gecenin ayazında erkekliğimden olma pahasına donumu değiştiriyorum. Tam paparazzilik atmosfer. Neyse, tarihi kostümlerle girdim derse. Elbette ki öğrenciler çok şaşırdı. Sebebmini sordular, ben de kıvırmadan açık açık anlattım. "Bana" hep birlikte bayağı güldük.
Levent Kırca/Aydınlık