Gündem
08 Haz 2011 16:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:26

"KOF KABADAYILIK" DAVASI YARIN BAŞLIYOR

Başbakan Erdoğan'a "Bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın" diye yazan Ahmet Altan hakkındaki dava yarın görülecek.

Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'a Başbakan Erdoğan'ın açtığı hakaret davası yarın saat 15:30'da Kadıköy'deki 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek.

"BU MU SENİN ADAMLIĞIN"

Altan ve Erdoğan'ın arasındaki gerilim Türkiye'de yaşanan bazı olumsuz gelişmelere Taraf gazetesinin sessiz kalmaması ve özellikle Altan'ın kaleme aldığı 'Erdoğan ve Kof Kabadayılık' başlıklı yazısından sonra doruğa çıktı.
50 BİN TL'LİK DAVA

Ahmet Altan'ın 15 Ocak 2010 günü Başbakan Erdoğan'la ilgili "Bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın? Utanmadan sahipsiz bir sanatçıdan paye toplamaya çalışıyorsun!" dediği köşe yazısı üzerine Erdoğan, Altan hakkında 50 bin TL'lik dava açmış ve suç duyurunda bulunmuştu.

Açılan dava dilekçesinde, Altan'ın kaleme aldığı yazıda Erdoğan'ın şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunulduğu savunuluyordu.

HALKIN EMANETİNE HIYANET

Köşe yazısında Ahmet Altan'ın açıkça, Erdoğan'ı dürüst olmamakla, halkın emanetine hıyanet etmekle itham ettiği belirtildi. Dilekçede, 'Bu ifadelerin ne anlama geldiği, halk arasındaki kullanım şekli, açıklamaya gerek duyulmayacak şekilde ortadadır' denildi.

Ahmet Altan'ın bu ifadeleri ile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ileri sürülen dilekçede, şu ifadeler yer aldı:

ALTAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLARINI AŞTI

'Davalı konumu itibariyle, müvekkile karşı kullanmış olduğu ve okurlarca hakaret olarak algılanacak bu ağır ifadeleri sarf etmeden de kaleme aldığı konu hakkında, daha etkin bir yazı yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilimize hakaret etmektir. Yoksa düşüncelerini açıklamak, eleştirmek değildir.

Davalının bu yazısı ile salt müvekkil değil, basın ve toplum da zarar görmüştür. Bu ifadeler sağduyu sahibi bir kişinin kabul edeceği sözler değildir. Topluma böyle bir dilin aşılanması basının var oluş nedenlerini zayıflatır, hatta işlevini de etkisizleştirir.'