Kocaeli'de FETÖ/PDY davası
- Örgütte "sultan baba" olarak adlandırılan grubun içinde oldukları iddia edilen 16'sı tutuklu 24 sanığın yargılanmasına başlandı- Sanıklardan A.M.Ö: - "2010'dan sonra sohbetlerde Gülen'in isimleri geçmeye başladı. Gülen'in ön plana almaya başladılar. Peygamberimiz Hz. Muhammed için 'Öteden gelen...
KOCAELİ (AA) - Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgüt içinde "sultan baba" olarak adlandırılan grubun içinde olduğu öne sürülen 16'sı tutuklu, 24 sanığın yargılanmasına başlandı.
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, aralarında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlamalarının yöneltildiği 16'sı tutuklu, 24 sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada söz verilen sanıklar, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyelerini talep etti.
Etkin Pişmanlık Yasasından faydalanarak itirafta bulunan tutuksuz sanık L.P, örgüt içerisindeki büyük esnaflar, küçük esnaflar ve yaşlılar grubunun bulunduğu "sultan baba" yapısıyla ilgili bilgi verdi. L.P, Erzurumlu hemşehrisi olduğu için Fetullah Gülen'e bir gönül bağı olduğunu, 1998'den 2014 yılına kadar sohbetlere gittiğini söyledi.
Çay ocağı açınca 2014 yılından sonra sohbetlere katılmamaya başladığını anlatan L.P, "17-25 Aralık'tan önce 1-2 ayda bir yurtta toplantılar olurdu. 17-25 Aralık'tan sonra insanlar toplantılara katılmamaya başladı. O zamana kadar Gölcük'te sohbet grupları 'sultan baba' olarak adlandırılır, kendi aralarında küçük esnaflar, büyük esnaflar, işçiler ve yaşlılar olarak ayrılırdı. O toplantılarda Kuran-ı Kerim, Risale-i Nur okunur, Gülen'in vaazları dinletilirdi. Herkes kendisinin dahil olduğu gruba katılıyordu. Ben küçük esnaflar grubuna katılıyordum." şeklinde konuştu.
İtirafçı L.P, küçük esnaflar gurubunun toplantılarının bir süre evlerde devam ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"1998-2014 yılları arasında cemaate yaklaşık 30-40 bin lira himmet vermişimdir. Himmetleri zaman zaman aralıklarla Osman Şahin'e veriyordum. Toplantılarda herkes kendi gönlüne göre para veriyordu. Şahin'e başka para verenleri görmedim. Şahin'in teklifi üzerine yurt dışında gezilere gittik. Burada Türk okulları gezildi. Anafen ve FEM dershanelerinin mobilya işlerini yaptığım için o dönem yapılacak ödemeler için Bank Asya'dan hesap açmıştım."
- "Gülen'i 'kainatın efendisi' olarak göstermeye çalıştılar"
Diğer itirafçı , utuksuz yargılanan sanıklardan A.M.Ö ise 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde ailesinden insanları kaybettiğini ve psikolojik sorunlar yaşadığını belirtti.
A.M.Ö, dükkanına gelen Sinan Şeker ile tanıştığını ve onun tavsiyesiyle 2010 yılına kadar zaman zaman yapılan cemaat toplantılarına katıldığını belirterek, "Dini amaçlı katılıyordum. 2010 yılından sonra yapıyla bağımı sorgulamaya başladım. 2010'dan sonra sohbetlerde Gülen'in isimleri geçmeye başladı. Gülen'in ön plana almaya başladılar. Peygamberimiz Hz. Muhammed için 'Öteden gelen adam' diye hitap etmeye başladılar. Bundan rahatsız oldum. Bunu da ifade ettim ve 2012'den sonra sohbetlere gitmedim." diye konuştu.
Daha sonra o sohbet grubundakilerin kendisiyle ilgili "çürük elma, çürük domates" diye hitaplarda bulunduğunu öğrendiğini ifade eden A.M.Ö, şunları söyledi:
"Onlara, siyasete bulaştıklarını, devletle uğraşanlarla işimin olmayacağını söylemiştim. O dönem 'cemaatten ayrılırsan şefkat tokadı yersin' diyerek kopmaları engellemeye çalışıyorlardı. Gülen'i 'kainatın efendisi' olarak göstermeye çalıştılar. Karşı çıkmalarım sonrasında yanıma gelmediler. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yapılan demokrasi nöbetlerime ailemle katıldım. AK Parti'ye üye oldum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, örgüte finansman sağlamadım, anayasal düzeni kaldırmaya yönelik harekette bulunmadım."
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, sanıklar Mustafa Çoban, Fikret Develi, Mustafa Çinko, Ramazan Targil, Eşref Kazan, Adem Sönmez, Osman Yavuz'un tutukluluk hallerinin devamına, diğer 9 tutuklu sanığın adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılmasına, tutuksuz yargılanan 8 sanığın ise adli kontrol kararlarının kaldırılarak, yurt dışına çıkış yasağının devamına karar vererek duruşmayı erteledi.