04 Mar 2009 11:35 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:34

"KIZMACA DARILMACA YOK" DİYEN SERDAR TURGUT FATİH ALTAYLI'YA NELER TAVSİYE ETTİ?..

... kendi sonunu hazırlarsın. Aman sakın ha yapma bunu.

Dost acı söylemeli Fatih


'Hoş geldin bebek' türü 'dalailama, dalailama' yazılar döşenmeyeceğim yeni gazete hakkında.
Ertuğrul Özkök bana bir gün 'Ben sürekli övülmekten, güzel yaptın denilmekten korkarım. İnsanı överek yok etmeye çalışanlar da çok vardır bu dünyada' demişti.
Onun tecrübeden çıkardığı bu ders aklımdan hiç çıkmadı.
O nedenle ben beni eleştirenlere her zaman daha çok güvendim. Sana da bu tavrı benimsemeni tavsiye ediyorum Fatih Altaylı.
Bugünlerde övgü dolu laflar çok sayıda gelecektir. Bil ki onların, asıl fikirlerini saklayıp en uygun anda vurmak isteyenler takımından olmaları ihtimali büyüktür.
Tabii ki biliyorum, yapılmış bir gazeteyi eleştirmek dünyanın en kolay işidir. Çünkü dünyadaki hemen her insanın daha iyi gazetenin nasıl olması gerektiği konusunda bir fikri vardır. Bu bir anlamda 'Ne olacak Türkiye'nin hali' türü kahvehane muhabbetine benzer bir konudur. Hele de yeni bir gazeteyi dördüncü gününden eleştirmek hem haksızlık hem de insafsızlıktır.
Bunun bugün istisnası olması gerekiyor. Çünkü şu anda beklemeye tahammülü olmayan bir süreçteyiz. Birçok insanın dediği gibi bu gazetenin çıkmış olması sektörümüz ve hepimiz için güzel bir gelişmedir ama bir de başarısızlık olursa gazeteciler yine darbe yer.
Öyleyse ben bugün anlamsız övgüler düzmek yerine yanlış gördüğüm noktaları kısaca anlatacağım. Ben yanlışı görüp içinde tutacak ve onu bir insanın arkasından silah olarak kullanacak tiplerden değilim,
Dinç Bilgin'in bana öğrettiği bir meslek sorusu var. 'Ben bir gazeteyi neden alıp okumayı tercih edeyim?'i yayın yöneticileri kendilerine muhakkak soracaklar.
Yani sevgili Fatih, sen sadece okuyucu olsaydın Habertürk gazetesinin bir gün sonrasını özellikle beklemek için gerekçelerin ne olurdu? İyi yazı mı var içinde yoksa yazar gibi yazabilen muhabirlerin yazdığı ilginç haberler mi var?
Ben pek göremiyorum bunları. Örneğin; ben bir gazeteyi baskısı güzel, kağıdı kaliteli ve çok bölümden oluşuyor diye katiyen tercih etmem. Bu benim için o gazeteye yatırım yapan patronu gönülden tebrik nedenidir, o kadar... Ondan sonra hemen yayın yönetmeninin kendisine sunulmuş olan fırsatı nasıl kullandığına bakarım. Sen bu konuda dezavantajlısın Fatih. Çünkü hem patronun o yatırımıyla hem de sen demeçlerinle çıtayı çok yükselttiniz. Şimdi o çıtayı aşmak için zorlanabilirsiniz.
Okuyucu olarak gördüğüm nokta, bu gazetenin, içindekilerin anlatılacağı, içeride yer alan konuların kısa özetleneceği ve o konuların sayfalarının verileceği ayrı bir 'gazetenin içinden haber özetleri' bölümüne (kutusuna) acil ihtiyacı var. Bunu alabildiğine geniş tutup o kadar sayfa içinde daha şimdiden kaybolmaya başlayan yazar adaylarını da kurtarmak ve özetler bölümünde onların da sayfalarıyla birlikte gösterilmesi gerekiyor.
Sadece bu bölümle bile her gün ayrı yazma kabiliyeti iyi olan bir editörün ilgilenmesi gerekecek. Uzun olacak bu ayrı bölüm. O nedenle bunun birinci sayfadan verilmesi zor olabilir. Gördüğüm kadarıyla bu iş için ikinci ve üçüncü sayfalar çok müsait. Ben açılış sayfası olduğu için çok da önemli olan üçüncü sayfayı gözüme kestirdim. Böylece üçüncü sayfayı açanlar tüm gazetenin içinde yer alanlar hakkında bir bakışta hemen genel malumata sahip olabilecekler.
Wall Sreet Journal her gün bunu yapıyor ve o bölüm gazetenin en çok okunan bölümü şu anda.
Üçüncü sayfadan söz açılmışken, o sayfaya Pakize Suda'nın uygun olmadığını hemen herkes biliyor. Pakize Suda çok iyi bir yazar ama yeri üçüncü sayfa değil. AKŞAM'da bir ara üçüncü sayfada yazmam bana da teklif edildi. Ben, 'yazılarım o sayfaya uygun değil' diye reddettim bu teklifi. Pakize'de de aynı problem olacaktır. Hem daha ikinci gün yeri oynadı Pakize'nin. Bu da üçüncü sayfa üzerinde fazla düşünülmeden iş yapıldığı izlenimi veriyor.
Bu gazeteye, uzun süredir hazırlandığından 'üzerinde fazla düşünülmedi' diye gerekçe sunmak da imkansız. Elinde bir adet iyi yazar olduğu halde onu neden koymuyorsun üçüncü sayfaya? Yani kendi yazın orada güzel okunur gibi geliyor bana. Sayfanın altında büyük kutu şeklinde gazetenin içinin özetlendiği bölüm ve üstünde senin yazın şık olmaz mı?
Birinci gün beklenildiği gibi ilanlar gayet fazla sayıdaydı. Ancak ikinci gün bıçakla kesilmiş gibi düştü ilan sayısı. Bunun mutlaka olacağı önceden tahmin edilip bazı ilanların birkaç güne yayılması temin edebilirdi belki de.
Şimdi ilanlar kesiliverince görüntü olumsuz oldu. Çıkış aşamasında 'biz ilana mecbur olmayacağız' türünde yapılan açıklamalar da gerçekçi değildi. Ajansları durup dururken küstürmek gerçekçi bir davranış değil. Hepimiz aynı realite içinde yaşıyoruz. Realite sen ortaya çıktın, huysuz ve kavgacı olacaksın diye değişmeyeceğine göre o zaman sen değişmek zorunda kalabilirsin.
İlanı çekecek star isimler Fatih'in dışında olmayınca tirajla ilan çekilmeye mi çalışılacak? Öyleyse büyük ihtimalle yakında bir promosyon kampanyası başlayacak ve tiraj patlatılacak. Promosyon sürdüğü sürece tiraj iyi giderse ilancının ilgisi çekilecek.
Peki ama büyük bir promosyon olacak-ki öyle olmak zorunda- bu aşamada. Öyleyse bir ihtimal 59 gün kuponlu sürdürülecek promosyondan sonra tiraj promosyon sürdüğü dönemindeki düzeyinin aniden beşte birine düşünce ne olacak?
Evet; kısa süre önce senin dediği gibi benden yayın yönetmeni (Belki) olmaz ama hem iyi bir yazar hem de medya eleştirmeni olabilir. Senin iyi bir yönetmen olduğunu göstermen için büyük imkan tanındı. Ben sadece sana biraz tehlikeleri göstermeye çalıştım o kadar. Darılma gücenme yok, kızıp darılacaksan o zaman da sen sadece övenlerin lafını dinlersin ve kendi sonunu hazırlarsın. Aman sakın ha yapma bunu.


SERDAR TURGUT / AKŞAM