Kızılelma yeni Deli Yürek mi olacak?
Efsane dizilerin yapımcısı Osman Sınav ve Süleyman Çobanoğlu'nun imzasını taşıyan Kızılelma'yı Medyaradar tv yazarı Murat Tolga Şen izledi ve yazdı.
Askerliğimi, tam da Tansu Çiller ve Doğan Güreş’in kafa kafaya
verip PKK’yı bitirmek istediği dönemde, OHAL bölgesinde yaptım. Bir
sürü acı tatlı anım var ama askerlik denince en çok hatırımda
kalan; 7 gün/24 saatimi birlikte geçirdiğim dostlarımdır.
Mesela Rizeli bir arkadaşımız vardı, çok severdik, kendisi tabur
terzisiydi, göreve çıkmazdı ama hayallerinde John Rambo’yu bile
kıskandıracak bir askerlik yapardı. Annesine yazdığı bir mektubu
görmüştük. Tek başına onlarca PKK’lıyı püskürtmüş ve havadaki bir
helikopterden diğerine geçerek tabura geri dönmüştü!
Osman Sınav’ın yeni dizisi Kızılelma tam da bu arkadaşın
hayallerine denk düşecek bir başlangıç yaptı. Delibozuk Murad (D
ile) ile komik arkadaşı Kastamonulu Şeker Ahmet Suriye sınırında
nöbet tutarken, Türkiye’ye geçip fenalık yapmak isteyen 200 kişilik
bir bozguncu grubuna denk geliyor ve iki başlarına haklarından
geliyorlar!
Seyirci bu başlangıcı abartılı mı bulur yoksa yüreğinin yağları mı
erir bilemem ama Osman Sınav'ın "kahraman yaratma" şablonu Deli
Yürek’ten bu yana değişmemiş. Çatışmada kendini gösteren, bileği
sağlam bir halk kahramanı yaratıp sonra onu memleketin sosyal ve
siyasi yapısına göre konumlandırdığı bir devlet ajanına çevirmeyi
seviyor. Şapkadan çıkan tavşan aynı...
Aslında Kızılelma, Deli Yürek 2014 olarak da izlenebilir. Kahraman
ve onun çevresine serpiştirilen yan karakterler bakımından da çok
benziyor. Ancak bu kez Miroğlu gibi bir "ağır abi" yerine Mustang
(kırmızı olacak) hayranı, ODTÜ terk ukala bir "kahraman" var.
Teşkilattaki paltolu amcalar da gitmiş onların yerine James Bond
filmlerindeki 'M' ayarında bir patroniçe, kulağı küpeli bilgi
işlemciler, manken kıvamında ajanlar gelmiş.
Dizinin teknik işçiliği epey başarılı… After Effects mamülü ateş
etme efektleri sırıtsa da tek bölümde iki arabanın ki biri Mustang,
havaya uçurulduğu bir yerli dizi seyretmemiştim. 90 dakikalık bölüm
kurgusu bir sürü "gereğinden fazla uzamış an" izlememize neden olsa
da dizi sanat-görüntü yönetmenliği ve özellikle takdir edilmesi
gereken ışık işçiliği ile bu tür aksiyon dizilerinin ucuz görünme
derdinden kurtuluyor. Tabi izlediğimiz pilot bölüm için geçerli bir
durum bu, birkaç bölüm sonra her şey değişebilir.
Kızılelma masum bir dizi değil. Halkımız kendi içinden çıkan
“kahraman” maceralarını seviyor. Seyirci macera kısmıyla
oyalanırken senaristlerin asıl söylemek istedikleri de bünyeye
zerkediliyor. TV dizileri uzun zamandır kuvvetli bir manipülasyon
aracı olmakta. Amerikalının Homeland’ı varsa bizim de Şefkat
Tepe’miz var.
İşte Kızılelma tam da Şefkat Tepe’nin karşısına hedeflenmiş bir
yapım olarak karşımıza çıktı. Yayın onayı 5 ay önceden verilmiş
olmasına rağmen zamanlaması manidar.
İlk bölümün en ilginç anı; dizinin başındakı "sınırdaki çatışma"
sekansında karşıdan gelenlerin kaçakçı olduğunu sanan ve "çok
üzülüyorum ben bunlara" diyen Şeker Ahmet'e, Murad'ın cevabı,
"bunların niyeti başka" oluyor. "Devlet kaçakçıya ateş etmez"
demeye getiriliyor. Bu kısım ilginç...
Bu tür analizlere ilerleyen bölümlerde gireriz. Artık hangi dizinin
kaç bölüm süreceği belli olmadığı için ilk bölümden uzun uzadıya
bir şeyler yazmak, dibe dalıp kum çıkarmak gereksiz.
Beni şaşırtan bir şeyi yazarak bu ahkamı sonlandırayım. Bir Osman
Sınav dizisinden bu kadar mizah çıkacağını hiç tahmin etmiyordum!
Bazı anlarda kahkaha attım diyebilirim. Şeker Ahmet’i oynayan Mesut
Yılmaz’ın harika bir komedi zamanlaması var. Zagor’un yanına
iliştirilmiş bir Çiko olarak çok başarılı hatta epey rol çalıyor.
Ancak, komedi anları için yazdığım olumlu cümleleri dizinin
genelindeki diyaloglar için kuramam. Zamanında Ali Recan (Alfa
Yayınları) yabancı çizgi romanlardan aşırdığı çizimlerle Yüzbaşı
Volkan yapıp yayınlardı. Bu dizinin diyaloglarında da o “özentilik”
seziliyor, sezilmekle de kalmıyor apaçık ortada...
Son tahlilde, Kızılelma yeni ve orijinal bir fikir olmamasına
rağmen oyalayıcı bir TV işi gibi görünüyor ancak kahramanın
masumiyetinin korunması şart. Osman Sınav “vatansever” bir
yönetmen, ilk bölümden “Tatlısu balığı” olarak nitelendirilen
liberaller iç mihrak olarak ilan edildi bile… Devam bölümlerinde
daha ağır ithamlar izleriz gibi geliyor bana…
Umarım TV dizileri yeni bir kapışma alanına dönmez, siyasetin zehri
buralara da akmaz. Gerçi, bu son cümleyi yazarken kendim de
inanmadım bu temenniye onu bilmiş olun sevgili okur.
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]