08 Nis 2011 14:49 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:13

KİŞİLİKLERİ İĞFAL OPERASYONU! ATİLLA AKAR, TNT'DEKİ REZALETE TEŞHİSİ KOYDU!

Mehmet Ali Erbil'in TNT ekranlarında "pes artık" dedirten "salam yedirme" rezaletini yılların gazetecisi Atilla Akar bakın nasıl yorumladı...

Bir Zibidilik Şahikası! (Şebekleştirme Şebekesi Çalışıyor!)

Düşünüyorum, düşünüyorum bulamıyorum! Aşağılanmaya, aptal yerine konulmaya, maymun seviyesinde muamele görmeye niçin bu kadar meyilliler? Nasıl bu kadar utanmaz, yüzsüz olabiliyorlar? Hiç mi yüzleri kızarmıyor yoksa ar damarları iyice çatladığı için mi umursamıyorlar? Bu insanlar ne zaman böyle oldular yoksa hep mi böyleydiler? İnsanda bir gram olsun onur, haysiyet, kişilik bulunmaz mı? Ne zaman ve nasıl kaybettiler bu hasletlerini? Dahası onlara bunları kim kaybettirdi? Üzerimize mide bulandırıcı iğrenç irinler halinde akan bu küstahlık neden?

Beynim çatlayacak gibi. Bu sorular zihnime üşüşüyor. M. Ali Erbil denen “şovmen”in artık ne desem bilemiyorum bir TV kanalındaki programının haber görüntülerini izlediğimden beri bu durumdayım. Seyredeniniz var mı bilemiyorum ama tam bir rezalet. Nasıl anlatacağım, nasıl ifade edeceğim gerçekten bulamıyorum. Tam bir zibidilik şahikası!

Bir TV programı düşünün. Stüdyoda konuklar var. Birtakım kadınlar ve adamlardan oluşan seyirci koltukları doldurmuş. Sonra M. Ali Erbil denen “şovmen” bir kutudan erkek uzvunu andıran salamları çıkartıyor. Önce elinde tutup, büyük bir iş yapıyorum edasıyla bu “salam”ı seyirciye gösteriyor. Salon kahkahalar atmaya, kıkırdamaya başlıyor. Sonra belli ki başka imajlar yüklenmiş bu salamı gene başka imajları çağrıştırır şekilde bir adamın ağzına sokuyor. İşin komiği adam dünden hazır. Habire ağzını oynatıp duruyor. (Hani çok affedersiniz “dön başka bir yerine…” dese adam ona da razı adeta!) Ardından başka bir adama, sonra gene bir başka kişiye. En sonunda en öndeki nispeten genç erkeğe. Hepsi büyük bir yüzsüzlükle adeta kapıyorlar salamı! “Salam” öyle sırayla dolaşıyor. Salon iyice coşuyor. En sonunda bir kadına tutuyor ama neyse ki kadın reddediyor.

Üstelik bunu yapanlar yaşını başını almış, saçı sakalı ağarmış, torun torba sahibi diyebileceğimiz türden adamlar. Sırf birkaç dakika M. Ali Erbil’in ilgisi ve televizyonda görünebilmek için (Bunlar parayla tutulmuş adamlarda olabilir. O zaman daha da vahim bence!) bu pornografik diyebileceğimiz aşağılanmanın gönüllüsü olabiliyorlar. Yarın öbür gün toplum önüne nasıl çıkacaklarını, komşusunun, çocuğunun, ailelerinin yüzüne nasıl bakacaklarını hiç umursamıyorlar. Yüzsüzce gülmeye devam ediyorlar. “Erkeklik gururu” denen şeyden eser kalmamış. Ve tüm bunlar bir Türk televizyonunda “eğlence programı” adı altında yayına verilebiliyor. Pes doğrusu. Tam anlamıyla rezaletin daniskası!

Bu M. Ali Erbil denen adam açıkça hayatını bu işten kazanıyor. Daha önce de bu tarz vukuatları zaten mevcut. Trilyonları bu sayede götürüyor. Belli ki bu uğurda yapmayacağı hareket yok. İşi gücü milletin ahlakını tahrip etmek. Zaten şabalak hale getirilmiş bir toplumu iyice aptallaştırmak. Misyonu bu kısaca!

Olaya nasıl baktığı “savunması”nda saklı. Şöyle buyurmuş kendisi; "Millet bunlarla mı uğraşıyor Allah aşkına! 7 yaşında çocukları öldürüyorlar, 10 yaşındaki çocukların ırzına geçiyorlar. 15 yaşındaki kızları alıp 60 kişiye şey yaptırıyorlar. Ben bir sosis yedirdim diye buna mı kafayı takıyorlar? Sosisten rahatsız olan seyretmesin, kardeşim değil mi? En çok reyting alan bölüm de orası... Millet en çok orada gülüyor."
Bu şahsa sormak lâzım; O olaylarla senin bu program anlayışın arasında hiç mi bağ yok diye? Ardından itirazları hemen hazır;” Sosisten rahatsız olan seyretmesin!”

Onu anladık. Tıyneti bu! Ama ya oralara giden, kendinden geçercesine alkışlayan, kahkahalar atan, bu “sovmen”in kendilerini aşağılamasına ses çıkartmayan koca koca abilere, ablalara, teyzelere, amcalara ne demeli? Bu kadar mı zıvanadan çıktı bu toplum? Bunlar mı çocukları geleceğe hazırlayacak? “Demokrasi” bunların “seçimler”ine mi emanet olacak? Kimsiniz siz ya, nereden çıktınız? Bunların hayattaki “kapsama alanları” ve “varlık gerekçeleri” nedir? Hangi mahlukattan türemişlerdir? Bu “Baş tacı” ettiğiniz adamlar kim?

Üstelik son zamanlarda aynı amaca hizmet eden “evlilik programları”, “dert dinleme”, “aile sorunları”, “kadın programları” vb adı altında benzeri programlar türedi. Buraları kafile halinde gezen bir güruh var. Bunlar tüm aile sırlarını, mahrem meselelerini, nevrotik serzenişlerini, kişiliği kaymışlıklarını, cahillik ve aptallıklarını tüm topluma anlatmaktan beis görmüyor. Kafayı yemeye ramak kalmış (Belki de çoktan yemiş!) bir toplumun hezeyanlarını dinleyip duruyoruz. Sözümona “bilimsellik” kılıfına uydurmak içinde “uzman görüşü” alınıyor arada sırada.

Belli ki birileri bu tarz adamları, bu tarz programları sözümona “reyting uğruna” yayınlayarak, destekleyerek zaten süren “çürüme”ye çanak tutuyor. Toplum dört koldan sersemleştirilip, zihni, kişiliği, insani değerleri ayaklar altına alınıyor. Okumayan, düşünmeyen, bencil, sorumsuz, yüzüne tükürüldüğünde “çok şükür” diyecek, lay lay lom tipler isteniyor. Ne umutlarını ne umutsuzluklarını ne sevinçlerini ne kederlerini insan gibi yaşayamıyor bunlar. Bir “kültürel zombilik” vakası olarak her yanı sarıyorlar. Topluma habire bunlar pompalanıyor, “örnek” gösteriliyor. Hayasızlık prim yapıyor!

Evet, insanların maalesef bir bölümü bu durumda. Yavşak liberalizm ile çakma muhafazakârlık arasında sıkışmış kalmış “ucube” bir toplumun halet-i ruhiyesi’nden manzaralar bunlar. Bu programları yapanlar, yönetenler, yayınlayanlar, sunanlar bunu biliyorlar zaten. İnsanların nasıl bir sarmala düşürdüklerinin onlarda farkında. O yüzden sürekli mevcut olanı daha da azdıracak “format”lar icat ediyorlar. Habire futbol, habire geyik, habire bu tarz programları dayatmaları o yüzden. Bu bir “operasyon” aslında. “Kişilikleri iğfal operasyonu.” Bilinçli yapılıyor. Ülkenin işgali “zihinlerin işgali”nden geçiyor. Birileri bunu gayet güzel yürütüyor…

Şebekleştirme şebekesi çalışıyor!

Atilla Akar/www.atillaakar.com