21 Kas 2007 10:33 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:51

"KIRAATHANE AĞZI" İLE MAÇ YAYINI NASIL İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ?..İLKER YASİN'İN HANGİ SÖZLERİ TELEVİZYON TARİHİNE GEÇTİ?..

Yüksel Aytuğ; Hadi oğlum be, hadi oğlum be, hadi oğlum... Bas Tuncay, stop, stop!.." Ekranda maç anlatıp, yorumlayanların, mahalle kahvesindeki Bitirim Basri'den bir farkları olmalı... Kıraathane ağzıyla olmaz.

Kanal D'nin yayınladığı Norveç-Türkiye maçında Rıdvan Dilmen'in yorum yapacağını öğrenince hem üzülmüş, hem de sevinmiştim. Mutlu oldum, çünkü Rıdvan bana göre "anında" doğru yorum ve analiz yapabilen ender spor adamlarındandı. Üzülmüştüm, çünkü yine golleri 10 saniye öncesinden söyleyecek ve maç keyfimi boğazıma tıkacaktı. Ancak bu duygularım ilerleyen dakikalarda yerini derin bir hayal kırıklığına bıraktı. Zira spiker İlker Yasin ve yorumcu Rıdvan Dilmen benimsedikleri "kıraathane ağzı" ile maç yayınını bir işkenceye dönüştürdüler. Tamam, milli duyguların yarattığı heyecan kasırgası hepimizi etkiledi.

Ama işleri ekranda maç anlatmak ve yorumlamak olan insanların görevi asla "tezahürat yapmak" olmamalı. Ne dediğimi daha iyi anlatabilmek için maç yayını sırasında mikrofonlara yansıyanları sıralamak yeterli olacaktır sanırım: Umarım bu yazdıklarım bugünkü Bosna maçını yayınlayacak olan atv Spor Servisi için de "uyarı" niteliği taşır: RIDVAN DİLMEN: Vuralım, vuralım, bu kaleciye vuralım. İLKER YASİN: Bence de vuralım. Aynı kaleciye Almanya'da da 2 kez vurmuştuk... İ.Y.: Terim bir tilki gibi bakıyor... İ.Y.: Vurucaz vurucaz, golü böyle bulucaz... İ.Y.: Hegan yılan gibi kafasını uzatıyor... Boyu 1.95 tabii. İ.Y.: Olucak, olucak... R.D.: İnşallah abi. İ.Y.: Rıdvan bunlar 3 pas yapamıyor. R.D.: Yapamazlar abi. İ.Y.: Bosna'yı artık yenmeliyiz. R.D.: Bosna maçında ben de oynasam, Turgay Ağabey kaleye geçse yine de yeneriz artık... İlker Yasin'in söylediği "Eğer Avrupa Şampiyonası'na gidemezsek, kaybettiğimiz puanlar yüzündendir" vecizesi ise televizyon tarihine geçecek türdendi. Peki ya Rıdvan'ın, oğlunun okul maçını seyreder gibi yaptığı yorumlara ne demeli? "Dön Gökhan'a oğlum... Sakla oğlum sakla... Aferin oğlum, koçum benim... Arda sevdiğin yerler, geçersin onları... Aferin Servet... Affferin beee!.. At taca, at taca... Vur oğlum... Kaleee!.. Aslanım benim... Faul yapma, rahatsız et... Hadi oğlum be, hadi oğlum be, hadi oğlum... Bas Tuncay, stop, stop!.." Ekranda maç anlatıp, yorumlayanların, mahalle kahvesindeki Bitirim Basri'den bir farkları olmalı... Kıraathane ağzıyla olmaz!