03 Tem 2010 08:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:26
''KİM BU ERGENEKON TAŞERONLARI?'' İŞTE ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YANITI!
Şu ülkeye bakın, artık herkes kendi zaafını, yamuğunu, “taşeronların” sırtına yüklemiş, geçinip gidiyor.
Kim bu Ergenekon taşeronları
ASKERİN ruh hali nedir?
Şimdi size bunu anlatan ilginç bazı ipuçları vereceğim.
Ama dikkat, vereceğim ipuçları “ikinci elden”.
Yani “dinleyenden dinledim”.
* * *
“Yeni Çağ” Gazetesi, “milliyetçi sağın” en etkili yayınlarından biri.
AK Parti iktidarına hâlâ muhalefet edebilen iki-üç gazeteden biri de diyebilirsiniz.
Satış rakamları da oldukça düşük.
İşte bu gazetenin yazarı Sebahattin Önkibar geçen çarşamba günü Genelkurmay’a davet edilmiş.
Orada Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve İkinci Başkan Orgeneral Aslan Güner’le uzun bir sohbet yapmış.
Sohbeti yazılmamak kaydıyla yapmışlar.
Ancak Önkibar oradan aldığı “izlenimleri” köşesinde yazmış.
Gazetecilik terminolojisine aşina olanlar bilir ki, bu tür izlenim, orada konuşulan şeylerin “karşı tarafı bağlayıcı olmayacak şekilde” aktarılmasıdır.
Böylece gazeteci işini yapar, karşı taraf da mesajını dolaylı biçimde vermiş olur.
Dün bu yazıyı dikkatle okudum.
Tabii ki bana göre yazının en önemli mesajı, Ergenekon davalarının sürdüğü bir dönemde “radikal milliyetçi” bir gazetenin yazarı ile konuşmuş olması.
Gelelim “izlenimlere”.
* * *
- Yeniçağ, TSK bünyesinde yakından izlenilen gazetelerin başında geliyormuş.
- Kuzey Irak’a bir kara harekâtının gündemde olduğu izlenimi almış. Açıkça söylenmemiş ama “büyük bir harekat olacağı” izlenimini almış.
- Ancak bundan ilginç cümle ise şu “Habur’da vurgun yiyen ve gizlese de seçimi ihtimal olarak değerlendiren AKP iktidarı da imaj tazelemek için TSK’nın talep edeceği bu tür bir emre hayır demeyebilir”.
- Önkibar, Ergenekon’daki yargılamaların Güneydoğu’da çarpışan komutanların moralleri üzerinde ters etki yapıp yapmadığını sormuş. Aldığı cevap şu olmuş: “Söz konusu şey vatanın bölünmez bütünlüğü olduğu için o malum şeyler mensuplarımızın moralini bozmadı.” Orgeneral Başbuğ’un Ergenekon iddiaları için “O malum şeyler” ifadesini kullanması dikkat çekici.
- Önkibar kendi görüşü olarak şunu aktarıyor: “AKP birkaç yıl içinde sinsi olarak bütün ağları ördü ve askeri kilitledi.” TSK’nın bu olayı yönetme biçimi hakkında ise şunu yazıyor: “TSK Ergenekon olayında farklı davransaydı, birilerini istismar alanları yaratabilirdi. Ergenekon hikâyesinin esasen TSK’yı çökertme adına imal edildiği artık saklanmıyor.”
* * *
- Geliyorum en ilginç cümleye. “Peki Ergenekon’un arkasında kimler mi var? Dış dinamikler ve içerdeki taşeronları...” (Bu cümleler siyah harflerle dizilmiş.)
- İlginç bir istatistik. Genelkurmay, bu davalar dolayısıyla 865 suç duyurusunda bulunmuş. Ama bunların üçte ikisi bakanlık tarafından “bloke edilmiş”.
- Önkibar’la Başbuğ, şehit cenazelerinden yansıyan görüntüler konusunda farklı düşünceleri savunmuşlar. Önkibar, cenazelerdeki anne feryatlarının gösterilmesinin millet olma bilincimize katkı yapacağını söylemiş.
- İlker Başbuğ ise, “Bazı şehit annelerinin görüntülerinin verilmesinin, askerlikten soğutma olarak algılanabileceğini” belirtmiş.
- Ve son nokta. Genelkurmay Başkanı, Gazze krizi ile ilgili sorularına, bütün ısrarına rağmen cevap vermemiş.
* * *
Yazıda anlatılan şeylerin ne kadarı yazarın görüşü, ne kadarı Genelkurmay’ın görüşü bilebilmem mümkün değil.
Ama Genelkurmay’da esen hava hakkında iyi bir fikir verdiğini söyleyebilirim.
Tabii en ilginci de, “taşeron” teorisinin, Genelkurmay duvarlarını da delip geçmiş olması.
Şu ülkeye bakın, artık herkes kendi zaafını, yamuğunu, “taşeronların” sırtına yüklemiş, geçinip gidiyor.
İlerde tarih bu taşeronların ne kadarının hayali ne kadarının gerçek olduğunu elbette yazacak.
Ertuğrul Özkök/Hürriyet
ASKERİN ruh hali nedir?
Şimdi size bunu anlatan ilginç bazı ipuçları vereceğim.
Ama dikkat, vereceğim ipuçları “ikinci elden”.
Yani “dinleyenden dinledim”.
* * *
“Yeni Çağ” Gazetesi, “milliyetçi sağın” en etkili yayınlarından biri.
AK Parti iktidarına hâlâ muhalefet edebilen iki-üç gazeteden biri de diyebilirsiniz.
Satış rakamları da oldukça düşük.
İşte bu gazetenin yazarı Sebahattin Önkibar geçen çarşamba günü Genelkurmay’a davet edilmiş.
Orada Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve İkinci Başkan Orgeneral Aslan Güner’le uzun bir sohbet yapmış.
Sohbeti yazılmamak kaydıyla yapmışlar.
Ancak Önkibar oradan aldığı “izlenimleri” köşesinde yazmış.
Gazetecilik terminolojisine aşina olanlar bilir ki, bu tür izlenim, orada konuşulan şeylerin “karşı tarafı bağlayıcı olmayacak şekilde” aktarılmasıdır.
Böylece gazeteci işini yapar, karşı taraf da mesajını dolaylı biçimde vermiş olur.
Dün bu yazıyı dikkatle okudum.
Tabii ki bana göre yazının en önemli mesajı, Ergenekon davalarının sürdüğü bir dönemde “radikal milliyetçi” bir gazetenin yazarı ile konuşmuş olması.
Gelelim “izlenimlere”.
* * *
- Yeniçağ, TSK bünyesinde yakından izlenilen gazetelerin başında geliyormuş.
- Kuzey Irak’a bir kara harekâtının gündemde olduğu izlenimi almış. Açıkça söylenmemiş ama “büyük bir harekat olacağı” izlenimini almış.
- Ancak bundan ilginç cümle ise şu “Habur’da vurgun yiyen ve gizlese de seçimi ihtimal olarak değerlendiren AKP iktidarı da imaj tazelemek için TSK’nın talep edeceği bu tür bir emre hayır demeyebilir”.
- Önkibar, Ergenekon’daki yargılamaların Güneydoğu’da çarpışan komutanların moralleri üzerinde ters etki yapıp yapmadığını sormuş. Aldığı cevap şu olmuş: “Söz konusu şey vatanın bölünmez bütünlüğü olduğu için o malum şeyler mensuplarımızın moralini bozmadı.” Orgeneral Başbuğ’un Ergenekon iddiaları için “O malum şeyler” ifadesini kullanması dikkat çekici.
- Önkibar kendi görüşü olarak şunu aktarıyor: “AKP birkaç yıl içinde sinsi olarak bütün ağları ördü ve askeri kilitledi.” TSK’nın bu olayı yönetme biçimi hakkında ise şunu yazıyor: “TSK Ergenekon olayında farklı davransaydı, birilerini istismar alanları yaratabilirdi. Ergenekon hikâyesinin esasen TSK’yı çökertme adına imal edildiği artık saklanmıyor.”
* * *
- Geliyorum en ilginç cümleye. “Peki Ergenekon’un arkasında kimler mi var? Dış dinamikler ve içerdeki taşeronları...” (Bu cümleler siyah harflerle dizilmiş.)
- İlginç bir istatistik. Genelkurmay, bu davalar dolayısıyla 865 suç duyurusunda bulunmuş. Ama bunların üçte ikisi bakanlık tarafından “bloke edilmiş”.
- Önkibar’la Başbuğ, şehit cenazelerinden yansıyan görüntüler konusunda farklı düşünceleri savunmuşlar. Önkibar, cenazelerdeki anne feryatlarının gösterilmesinin millet olma bilincimize katkı yapacağını söylemiş.
- İlker Başbuğ ise, “Bazı şehit annelerinin görüntülerinin verilmesinin, askerlikten soğutma olarak algılanabileceğini” belirtmiş.
- Ve son nokta. Genelkurmay Başkanı, Gazze krizi ile ilgili sorularına, bütün ısrarına rağmen cevap vermemiş.
* * *
Yazıda anlatılan şeylerin ne kadarı yazarın görüşü, ne kadarı Genelkurmay’ın görüşü bilebilmem mümkün değil.
Ama Genelkurmay’da esen hava hakkında iyi bir fikir verdiğini söyleyebilirim.
Tabii en ilginci de, “taşeron” teorisinin, Genelkurmay duvarlarını da delip geçmiş olması.
Şu ülkeye bakın, artık herkes kendi zaafını, yamuğunu, “taşeronların” sırtına yüklemiş, geçinip gidiyor.
İlerde tarih bu taşeronların ne kadarının hayali ne kadarının gerçek olduğunu elbette yazacak.
Ertuğrul Özkök/Hürriyet