29 Ara 2021 18:15 Son Güncelleme: 29 Ara 2021 20:00

Kılıçdaroğlu'nun "Belediye başkanlarım dinleniyor" iddiasına AK Parti'den yanıt: "Fitne siyasetidir"

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Belediye başkanlarım dinleniyor" iddiasına AK Parti sözcüsü Ömer Çelik'ten yanıt geldi.

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Belediye başkanlarımın telefonları dinleniyor" iddiasına yanıt da verdi.

"SÖYLEDİKLERİNİN ZEMİNİ YOK"

Kılıçdaroğlu'nun iddiasını kesin bir dille reddeden Çelik, "İlk olarak benim hatırladığım kadarıyla 2018'de benzer cümleler söyledi. Bu sene belediye başkanlarının dinlendiğini söylüyor. 2018'den beri ne ortaya belge koyuyor, ne de savcılığa gidip suç duyurusunda bulunuyor. Bir partinin genel başkanının belli bir sınır içinde konuşması lazım. Kurumlara doğrudan suç teşkil eden yaklaşım atfetmek laubalilik anlamına geliyor. 'Beni dinliyorlar, MYK'yı dinliyorlar' dediğinizde bu tipik bir fitne siyaseti olur. Bu iddiasının arkasına hangi belgeyi koymuş. Çıkacak açıklayacak neye göre söylüyor, bu izlenime nasıl varmış. Bu söylediklerinin zemini yok. 2018'den bu yana iddiamın arkasına şu belgeyi koyuyorum dediğini duyduk mu? Böyle bir şey yok. Bu iyi sonuçlar doğuracak yaklaşım değildir." ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Bugün büyük oranda ekonomi ile sunumlara MKYK toplantımızı ayırıyoruz. Kapsamlı bir şekilde MKYK politikalarımızın değerlendirmeleri yapılacak. Diyarbakır annelerinin nöbeti devam ediyor. 33 anne evladına kavuştu. İnşallah hepsinin evladına kavuştuğu günleri görmeyi diliyoruz.

181 TERÖR EYLEMİ ENGELLENDİ

Terörle mücadele konusunda bölgemizdeki son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bazı ülkelerin savunma bütçesi adı altında terör örgütlerine ayrılan payları dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. Kamuoyunun duyduğu, duymadığı toplamda 181 terör eylemi engellenmiştir. Bazı devletlerin bazı siyasi projeleri terör örgütleri vasıtasıyla hayata geçirmek için çirkin mücadeleyi sürdürdüğünü görüyoruz. Bölgede siyasi projelere karşı da mücadele veriyoruz. Bölgemizi demir kafeslere sokmaya çalışanlara karşı da güçlü bir iradedir. Petrol bölgelerine yerleşmeye çalışıyorlar. PYD/PKK/YPG terör örgütüne destek verenlerin DEAŞ'la mücadele adı altında hangi petrol bölgelerine yerleşmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bu siyasi şebeke faaliyetlerine karşı kurumlarımız gereken değerlendirmeleri yapıyor. PKK da DEAŞ da bölgenin bütün halklarına, herkese düşmandır.

ERMENİSTAN'LA NORMALLEŞME SÜRECİ

Cumhurbaşkanımız arşivlerin açılmasını, tarihçilerin çalışma yapmasını istemişti. Ermenistan, bu arşivlerin açılması meselesine yaklaşmadı. İkinci Karabağ savaşıyla işgalin sona ermesinden sonra Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev bir vizyon ortaya koydular. Saldırgan politikalardan vazgeçmesi kaydıyla Ermenistan'ın da dahil olabileceği söylendi. Bu bölge için de fırsattır. Cumhurbaşkanımızın en büyük hassasiyeti Azeri kardeşlerimizin bu normalleşme sürecine olumlu bakmasıdır. Sayın Aliyev olumlu baktığı için bölgedeki tansiyonu düşürmek için Türkiye bu adımları atıyor. Serdar Kılıç özel temsilci olarak atandı. İlk adım belki 2019'da kesilen Türkiye - Erivan charter uçuşları olabilir. Umarız ki Ermenistan işgalci politikalardan vazgeçer.

"YUNANİSTAN YALAN PROPAGANDASI İLE TÜRKİYE'Yİ SUÇLUYOR"

Hem Frontex'in ve Yunanistan'ın ortaya koyduğu geri itmeler göçmenleri ölüme itmektir. Silah sıkıyorlar, zıpkınla botları delmeye çalışıyorlar. Birçok ülke Yunanistan'a sessiz kalıyor. Yunanistan'ın saldırgan davranışı göç rotasının değişmesine yol açtı. İnsanlar daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalarak ölüme itilmiş oluyor. Yunanistan yalan propagandası ile Türkiye'yi suçluyor. Bizzat başbakan yapıyor bunları. Bunların hiç bir temeli yok. Göçmenlere yönelik yakalama yapmıyorlar. Sadece geri itmelerle kim varsa o botlarda Yunanistan onları kasten ölüme sürüklüyor. Halen bir tek eleştiri bile ortaya çıkmamıştır Yunanistan'la ilgili.

UKRAYNA VE RUSYA ARASINDAKİ GERİLİM

Böyle bir şeyin olmaması gerekir. Bölgede istikrarsızlığın kimseye faydası olmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız, arabuluculuk dahil her türlü yardımın bu sorunun çözülmesi için Türkiye tarafından ortaya konulabileceğini söylüyor. 12 Ocak 2022'te NATO ile Rusya konseyi bu durumu değerlendirecek. Karadeniz'in barış ve istikrarı ülkemiz için de önemlidir.

LİBYA'DAKİ SON DURUM

Yakından takip ediyoruz. Maalesef başkanlık seçimleri ertelendi. Seçimlerin hukuki zemini için yeterli mutabakat sağlanamadı. Nihai aday listesi açıklanamadı. Başkanlık seçimleri için 24 Ocak tarihi öneriliyor. Gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair karar bulunmuyor. Türkiye başından beri adil, muteber seçimlerin yapılmasını destekliyor. Seçimlerle ilgili konuların hukuki süreçte karara bağlanması önemlidir. İnşallah kardeş Libya bu kıskaçtan çıkmanın yolunu bulacaktır.

KORONAVİRÜS PANDEMİSİ

Kovid vakaları ile ilgili hassasiyet artıyor. Omicron ülkemizde de var ve yayılıyor. Turkovac acil kullanım onayı aldı, seri üretime başladı. İlk aşılar Ankara'da depolara ulaştı. Türkiye'nin tam kapasite dünyadaki örneklerden olumlu anlamında ayrışarak bu süreci yönetmesi, ailelerin sağlığının korunması, eğitimin devamı... Vatandaşlarımızın sağlık çalışanlarından duyduğu memnuniyet üst düzeydedir.

"AÇILIŞLAR TÜM BÖLGEYE BİR MESAJDIR"

Geçen yıl zor bir yıldı. Bu yıl da zorlukların devam ettiği bir yıl oldu. Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımız, Gaziantep'teydi, bugün de açılış gerçekleştirdi. Gaziantep'te aynı anda caminin temel atılışını ve cemevinin açılışını gerçekleştirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimizin başı olarak bu açılışları yapması tüm bölgeye bir mesajdır. Son derece önemli bir mesaj olduğunu değerlendiriyorum. Türkiye'de fay hattı yok, suni sarsıntılar oluşturmaya çalışıyorlar. Toplumsal bağışıklığımızın yüksek olması tüm bu girişimleri altüst ediyor. Bundan sonrasında da buna karşı hep beraber olacağız. İnşallah yeni yıl sağlık ve diğer açılardan hayırlar getirsin diyoruz.

CHP İLE HDP'NİN GÖRÜŞMESİ VE MİTHAT SANCAR'IN AÇIKLAMALARI

Karşımızdaki ittifakın senaryosu her gün değişiyor. Bu bileşenlerin ne olacağı, adaylarının kim olacağı bizi ilgilendirmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu geçenlerde 7 madde yayınladı. Bir sonraki cumhurbaşkanının kendi ittifaklarından olacağını söylüyor ve talimatlar veriyor. CHP'nin seçilmiş hükümetler üzerinde denetleme iktidarı arzusu her zaman vardır. Hayali cumhurbaşkanına talimat vermeye dönüştürdüler. Bu Türkiye'deki vesayet tarihi açısından yeni bir aşamaya tekabül ediyor. Kılıçdaroğlu, 'Bir sonraki aday ben olacağım, seçilirsem şunları yapacağım' da demiyor. CHP-HDP ikilisi açısından baktığımızda şöyle bir tablo var. Bir konuda anlaşıyorlar. Tezkereye karşı çıkıyorlar. Hem CHP hem de HDP karşı çıktı. Burada zeminleri olduğu görülüyor. Sonra Kılıçdaroğlu çıktı 'Kandil'i yıkacağız' dedi. Biz de dedik ki hem tezkereye karşı çıkacaksın hem de Kandil'i yıkacağım diyeceksin. Bu iki yapı nasıl ittifak kuracak. Biri Kandil'i yıkmaktan bahsederken diğeri de Kandil'in meşrulaştırılmasına gayret ediyor. Biz de bu şapkadan nasıl bir cin çıkacak diye bakıyoruz. Bu şapkadan cin çıkmaz, sadece cin çarpması çıkar.

Kamuoyu çok bilmiyor bunları. Bu teşkilatın kendi çalışma kuralları var. MİT, Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu teşkilat dünyanın sayılı teşkilatları arasına girdi. Türkiye için mücadele ederken şehit verdiğinde şehitlerini bile gizlice defnediyorlar. MİT'in Türkiye'nin demokrasisine göz dikenlere karşı aynı silahlı kuvvetler gibi nasıl operasyonlar yaptığını biliyoruz. Birisi MİT'e bu faaliyetleri yapamaz diye soruşturma açılmasını istiyorsa terör örgütüne destek vermek gibi bir anlayıştan geldiğini görüyoruz. Yüce Meclis'in vekilleri MİT'in faaliyetlerini tartışabilirler. Bu meşru bir alandır. MİT de demokratik denetimden kaçan bir teşkilat değil.

CUMHURBAŞKANI'NIN BELEDİYE BAŞKANLARINA BARINAK ÇAĞRISI

Sayın Cumhurbaşkanımız, Asiye kızımızın durumunu yakından takip ediyor. MKYK toplantısından önce son görüntülerini gördüğünü, hocalarla konuştuğunu, görüntüleri gördüğünde üzüldüğünü söyledi. 2002'teki seçimlere giderken o zaman Adana'da hayvan sever dostlarımız gelmişlerdi, şu şu düzenlemeleri yaparsanız devrim olur demişlerdi. 2004'ten beri bunları yaptık, devrim niteliğinde çalışmalar yaptık. Her cana hürmet etmek lazım. O canların sağlığının korunmasını hassasiyetle takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da sayın hanımefendi de birer hayvan sever. Hayvan besliyorlar. Bir durum var, Asiye kızımızın başına gelenlere kadar, buraya emin olun şikâyet yağıyor. Bu bir alan. Bunun düzenlenmesi lazım. İnsanlar tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Çocukların ve yaşlıların zarar görmemesini temin etmeye çalışmak ve sokaktaki bu hayvanları sahipsiz bırakmamaya çalışmak. Bu olay bu şekilde devam ederse insanlarımızın canını koruma konusunda zaafa düşeceğiz. Birileri bu talimatları yerine getirirken hayvanlara dönük zalimane bir yaklaşım içine giriyorsa o da suçtur, gereğini yaparız. Bazı çok kötü barınak türü düzenlemeler var. Burada hayvanların yaşaması mümkün değil. Barınak derken onları kastetmiyoruz. Sokak hayvanları sahipsiz değildir. Tamam işte sahipsiz değil. Yarın bir gün hedef olacaklar. Bu konuyu bir bilek güreşi konusu olmaktan çıkarmak lazım. Her türlü görüşe açığız biz. Cumhurbaşkanı bunu söyledikten sonra zalimane görüntüler ortaya çıktı diye yaklaşım doğru değil. Kastedilen şey gerçekten kaliteli, sağlık hizmetlerinin verilebildiği...

STOKÇULUKLA MÜCADELE

Türkiye serbest piyasa ekonomisidir. Bazı yaklaşımlarda sanki tüm esnafımız stokçuluğun içinde gibi tavır ortaya koyuluyor. Bu doğru değil. Serbest piyasa kuralları içinde yapılması gereken şeyler var. Birtakım dinamikler devreye girmişse, piyasa dengesini bozucu faaliyetler devreye girmişse bunlar güçlü şekilde takip ediliyor. Stokçuluk meselesinde deposunda mal olan herkese stokçu denmiyor. Ama o sektörün makul ve akli akışına aykırı şekilde, piyasa dengesini bozucu şekilde davrananlar varsa onlara karşı tabii ki bunlar devreye giriyor. Bu fiyat denetimleri, stokçulukla ilgili faaliyetler denetleniyor, para cezası veriliyor."