05 Ara 2013 10:42
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:47
Kılıçdaroğlu'ndan Gülen açıklaması!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, ABD gezisi sırasında Gülen Cemaatiyle yaptığı görüşmeyi anlattı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD
gezisi sırasında Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen Türkiye
Amerikan Birliği'ni (TAA) ziyaretiyle ilgili "Gelen hiçbir daveti
reddetmedik. Bir kahvaltı yaptık ve bir tek Gülen sözcüğü dahi
kullanılmadı. Kullanılsa ne olurdu, hiçbir şey olmazdı"
dedi.
Kılıçdaroğlu, ABD’nin başkenti Washington’daki temaslarının
ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ziyaretinin çok
verimli geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Amerikalıların ve ABD’deki
Türk toplumunun ilgisinden büyük memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "Vizyonumuzun ve hedefimizin ABD’de büyük ilgi ve
memnuniyetle karşılandığını vurgulamak isterim. Muhataplarımız
ziyaretimizin zamanında gerçekleştiğini, çok memnun olduklarını ve
CHP’yi ABD’de daha çok görmek istediklerini söylediler.
Washington’da görüştüğümüz kurum ve kuruluşlar Türkiye’de iktidar
partisinin sesinden başka bir sesin olduğuna tanık oldular ve
bundan memnuniyetlerini dile getirdiler" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP Washington Temsilciliği’nin resmi açılışını
yapmalarının ziyaretlerine başka bir anlam daha kattığını dile
getirerek, bundan sonra temsilcilik üzerinden de partilerini
Amerika’da daha çok ve etkin şekilde anlatma fırsatı bulacaklarını
kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Öte yandan anamuhalefet partisi olarak
yurtdışını iktidar partisinin tek başına faaliyet gösterdiği bir
alan olmaktan çıkaracağız ve yurtdışı temaslarımızı artırarak
sürdüreceğiz" ifadesini kullandı. Bir soru üzerine, Washington’daki
hemen her toplantıda kendisine gazetecilerin tutuklanması konusunun
sorulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu durumun "Türkiye’deki
demokrasinin kalitesini gösterdiğini" bildirdi. Kılıçdaroğlu,
"Aslında adına demokrasi demekle beraber, bir demokrasinin
olmadığını gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu. Toplumun her
kesimini, medya özgürlüğü konusunda sesini daha çok çıkarmaya
çağıran Kılıçdaroğlu, "Demokrasilerde dördüncü güç medyadır.
Dördüncü güç bizde büyük ölçüde tutukludur ya da hapistedir. Bunu
aşmamız gerekiyor. Ortak ses çıkarmalıyız. Yapılması gereken, bütün
kuruluşların, görüşü ne olursa olsun bütün medya kuruluşlarının
patronlarıyla beraber olumsuzluğa isyan etmeleri gerekir. Bu
yapılmadığı takdirde baskı artacaktır. Türkiye’nin bir numaralı
sorunu medya sorunudur" diye konuştu.
'GELEN HİÇBİR DAVETİ REDDETMEDİK'
Kılıçdaroğlu, TAA’yi ziyaretiyle ilgili soru üzerine, ABD’ye
gelirken oldukça ayrıntılı program yaptıklarını ve olabildiğince
bütün kuruluşlarla görüştüklerini söyledi. "Gelen hiçbir daveti
reddetmedik, oradan da bir davet geldi, bir sabah kahvaltısı vermek
istediler, biz de gittik" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Aslında medyaya kapalıydı, açık olmasını çok isterdim.
Çünkü yaptıkları çalışmaları bütün ayrıntılarıyla bize anlattılar.
Çok memnun olduk. Temsilciler Meclisi üyelerini, senatörleri
Türkiye’ye götürmeleri, ağırlamaları, Türkiye lehine propaganda
yapmaları, özel günler düzenlemeleri, Türkiye’den milletvekili,
yöneticilerin bu toplantılara katılmaları, tüm bunları anlattılar.
Bir kahvaltı yaptık ve bir tek Gülen sözcüğü dahi kullanılmadı.
Kullanılsa ne olurdu, hiçbir şey olmazdı. Biz toplumun her
kesimiyle görüşüyoruz zaten. Davet geldi, siz ne yaparsınız? ’Biz
sizin davetinizi kabul etmiyoruz’. Niçin? Bir kahvaltıya
çağırıyorlar, sorunları, yaptıkları çalışmaları anlatacaklar,
bizler de dinleyeceğiz. Kendisine özgüveni olmayan insanlar ya da
kurumlar bu tür ilişkilerden kaçınabilirler ama biz kendimize
güveniyoruz, özgüvenimiz var. Laik, demokratik, sosyal hukuk
devletini, medya özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini savunuyoruz.
Bunu her yerde, her ortamda dile getiriyoruz, inançlara saygılıyız,
etnik kimliğe saygılıyız. Bunun dışında bir siyasal partinin
kendisini belli kurumlardan dışlamasını çok doğru bulmuyorum.
Düşüncemiz, programımız, ilkelerimiz var, onu zaten her yerde
söylüyoruz. Açılmanın, gizlenmenin de bir anlamı yok. Öyle baktık
biz olaya."
'TÜRKİYE İLE ABD ARASINDA CİDDİ GÜVENSİZLİK ZEMİNİ
OLUŞMUŞTUR'
Gerek iç gerek dış politikanın belirli bir güven üzerine inşa
edilmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin dış politikada güven yaratmadığı bize defalarca ifade
ediliyor" dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca, "Benim gördüğüm; Türkiye ile
ABD arasında dış politikada ciddi güvensizlik zemini oluşmuş
durumda, bunun giderilmesi lazım" ifadesini kullandı. "Türkiye’nin
kendi dış politikasını güvensizlik üzerine inşa edemeyeceğini,
bunun Türkiye’ye zarar verdiğini" savunan Kılıçdaroğlu, "O kadar
zarar verdi ki sadece ABD değil, Mısır, Suriye, Irak, tüm bölgeyle
benzer sorunlar ortaya çıktı. Sıfır sorun diye başladı, çok sorunla
devam ediyor" yorumunda bulundu.
'BİZ İCAZETİ SADECE TÜRK HALKINDAN
ALIRIZ'
Kılıçdaroğlu, Washington’ı ziyaretiyle ilgili olarak MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’nin, "icazet almaya geldiği" yönündeki
eleştirisinin sorulması üzerine, "Biz icazeti sadece Türk halkından
alırız. Onun dışında görüşlerimizi herkesle paylaşırız, herkesle
tartışırız" dedi. "Hala Büyük Ortadoğu Projesi diye bir proje
olduğuna inanıyor musunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Proje devam
ediyor mu, etmiyor mu onu sizler de bizler de izliyoruz ama bir
proje hiçbir zaman güvensizlik temelinde ilerleyemez. Böyle bir
projenin bugün için geçerli olduğunu düşünmüyorum" diyerek yanıt
verdi. Kılıçdaroğlu, "Gülen hareketinden veya cemaatin hitap ettiği
kesimden oy beklentiniz var mı" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Biz
bütün yurttaşların bize oy vermesini isteriz. Yani dünya görüşü
farklı olan yurttaşlara ’siz bize sakın oy vermeyin, sizin oyunuzu
istemiyoruz’ diyebilir miyiz arkadaşlar. Siyasette böyle bir şey
var mıdır? Herkesin oyunu istiyoruz. Altını çizerek özenle
söyleyeyim, Cumhuriyet’ten yana olanlar, kadın-erkek eşitliğine
inananlar, ülkenin bütünlüğünden yana olanlar, barış içinde yaşamak
isteyenler, işsizim diye gezenler, atama bekleyen öğretmenler,
toplumun her kesiminde sorunu olanların oylarını bekliyoruz.
Herkesten oy istiyoruz. Türkiye raydan çıkmış bir trene benziyor,
nereye gittiği belli değil. O treni yeniden rayına oturtmamız
gerekiyor. Yönünü Batı’ya çevirmiş, çağdaş uygarlığa çevirmiş bir
Türkiye’yi yeniden inşa etmek zorundayız. O nedenle herkesin oyunu
istiyoruz, herkesten oy bekliyoruz."
'BİR ŞEYİN ARAŞTIRILMASI ONUN OLUMSUZ SONUÇLANACAĞI
ANLAMINA GELMEZ'
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, "2004’te yapıldığı ortaya çıkan
MGK belgesiyle ilgili, 2005’te sizin verdiğiniz araştırma komisyonu
önergesiyle ilgili ve en son Taraf gazetesinin yine yayınladığı
2013’e ait olduğu anlaşılan fişleme belgeleriyle ilgili genel bir
görüşünüzü alabilir miyiz" sorusu üzerine, şunları kaydetti: "İkili
oynayan bir siyasal parti var. Kapının önünde farklı konuşuyor,
kapının arkasında farklı eylem yapıyor. Gerçek bu kadar açık.
MGK’nın öyle bir belgesi olduğunu, belge açıklanmadan söyleselerdi,
kimse inanmazdı. En büyük tepkiyi de Erdoğan ve arkadaşları
yapardı. Ama bugün öyle bir belge çıktı ortaya, kimse de
reddetmiyor. Tam aksine ’bu gizli belgeyi kim yayımladı, nereden
çıktı’ diyorlar, kimse yalanlamıyor.
İkili bir yapı var. Yani güvensizlik dediğimiz olay sadece dış
politikada kendisini göstermiyor. Benim Türkiye’de sık sık
kullandığım bir cümle var, yalancıdan Başbakan olmaz diye, bunları
bildiğim için söylüyorum zaten. Araştırma önergesine gelince, tabi
önergeyi görmem lazım. Eğer öyle bir önerge vermişsek, araştırma
ihtiyacını duyduğumdandır. Bir şeyin araştırılması onun mutlaka
olumsuz sonuçlanacağı anlamına gelmez. Pek çok konuda araştırma
önergesi veriyoruz. O konuda da araştırma önergesi vermişsek, eğer
kabul edilmişse zaten gerekli araştırma yapılmıştır. Kabul
edilmemişse de dönüp bakmak lazım, o araştırma önergesine kimler
kabul, kimler ret verdi." Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine,
Washington’daki görüşmelerinde Türk ekonomisine dair kaygının
kendilerine iletildiğini ve bilgi istendiğini söyledi.