Kılıçdaroğlu'ndan cemaat sorusuna ilginç yanıt! 'Cemaat kurmaya karşı değiliz ama...'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk yayınında Şirin Payzın'ın “Ne Oluyor?" programına konuk oldu.
Kılıçdaroğlu, canlı yayında Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden
gelen öğrencilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“BİZ PARALEL DEVLETE
KARŞIYIZ"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
“Fethullah Gülen cemaatine nasıl bakıyorsunuz, cemaatle bir flört
içinde misiniz?" sorusuna “Gülen Cemaati'yle her hangi bir
flörtümüz, birlikteliğimiz söz konusu değil. Bunu çok samimi olarak
söylüyorum. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat
kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşuluyla. Çünkü biz
inançların siyasi malzeme olmasını istemeyiz ve ona karşıyız. Gülen
Cemaati'yle bizim aramızda hiçbir şey yok. Bir ilişki, bağlantı,
bir araya gelme, oturup konuşma, böyle bir şeyimiz de söz konusu
değil. Biz paralel devlete de karşıyız. Bir tane devlet vardır.
İkinci bir paralel devlet istemeyiz" diye cevap verdi.
“AKP'NİN SORUNU, 'BEN DEVLETİM'
DİYOR"
Devletin demokratikleşmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu,
“Yurttaşın devletle en az muhatap olduğu rejimdir, demokrasi.
Polisle herhangi bir şekilde sokakta, caddede bir başka yerde karşı
karşıya gelmiyorsanız orada demokrasi daha fazla var demektir.
Yurttaş devletin baskısını üstünde hissetmemeli. Demokrasi, budur
aslında" diye konuştu. “AKP, 'Ben devletim' diyor" diyen
Kılıçdaroğlu, “Açıyor telefonu, şu iş adamını mahkum edeceksiniz
diyor. Kimsin sen ya? O zaman yargı bağımsızlığı gitti. Açıyor
telefonu, şu medyada şu adamın işine son verin diyor. Ertesi gün
son veriliyor. Bunlar olmaz" dedi.
İKTİDARDAN BİRİ KONUŞUNCA HEPSİ CANLI
VERİYOR
Kılıçdaroğlu, “Bütün CHP'ye oy veren kitle CHP'den memnun mudur?
Hayır. Ben de alanı geziyorum. Kimi diyor ki daha sert konuş, kimi
diyor ki hayır konuşma. Ben bugüne kadar hiçbir yurttaşıma neden şu
partiye oy verdin diye bir eleştiri getirmedim. Eğer biz siyasi
ahlakı egemen kılmazsak bu ülke sorun yaşar. Yolsuzluk ve siyasi
ahlak konusu çok temel bir sorundur ve bunun aşılması gerekiyor.
Siz Türkiye'de medyanın özgür olduğuna inanıyor musunuz? 630 milyon
dolarlık havuz oluşturdular. Bugün miting yaptım. Hangi kanallar
verdi? Ama iktidardan biri konuşunca hepsi canlı veriyor"
ifadelerini kullandı.
BURAK CAN KARAMANOĞLU'NUN
ÖLÜMÜ
Burak Can Karamanoğlu'nun öldürülmesine ilişkin soruya ise
Kılıçdaroğlu, "Bakın Burak Can nasıl öldürüldü? Önce elektrikler
kapatıldı. Sonra silahlar patladı. Sonra ne dediler? Onun katili
Kemal Kılıçdaroglu'dur. Bunlar elbette devlet eliyle yapılıyor.
Gezi eylemleri oldu, barışçıydı. Biz de destek verdik. Ne zaman ki
devletin şiddeti gençlerin üzerine çöreklendi biz itiraz ettik. Bu
ülkeyi yöneten kişi çıktı orada benim polisim destan yazdı dedi.
Destan kime karşı yazılır. Düşman mıydı bu insanlar? Peki kim
öldürdü, söylesin. Sarı çizmeli Mehmet ağa. A örgütü, B örgütü
üstlendi diye olaydan kaçacak mısınız? Eğer o sokakta elektrikler
karartılıyorsa kim yapıyor bunu? Bu ülkede hükümet yok mu, içişleri
bakanı yok mu? Ben provokasyon olacağını bir gün önceden
söylemişim. Siz kalkıp katilleri bulacağınız yerde muhalefeti
suçluyorsunuz. Pes ya" diye yanıt verdi.
BAŞÖRTÜSÜ AÇIKLAMASI
Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili olarak da, “Diyorlar ki CHP
yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı getirecekler. Tamamen
saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda Batı'da ne varsa bizde de
onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi istiyoruz. Bütün meydanlarda
söylüyorum. İster başı açık ister kapalı, bütün kadınların benim
başımın üstünde yeri vardır. Toplumun tüm ezilen kesimlerinin
sorunlarıyla ilgilenmek zorundayız. Siyasetçinin görevi budur.
Suriye politikasının yanlış olduğunu biz hala söylüyoruz. Böyle
dediğimizde bize Baas'çısınız diyorlar. Biz kendi ülkemizde
özgürlük istiyoruz da Suriye'de istemeyecek miyiz? Asla ve asla ne
ben ne de arkadaşların Esad yönetimini savunmadık. Aksine orada da
demokrasi ve özgürlükler olmalı dedik" diye konuştu.
SARIGÜL İSTANBUL'U
TANIYOR
Mustafa Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına
ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Biz bir kitle partisiyiz. Kim olursa
olsun neden bize oy vermiyorsunuz diyemeyiz. Birilerini
ötekileştirmek istemiyoruz. Biz kamuoyu yoklaması yapıyoruz.
Soruyoruz İstanbul'u kiminle kazanabiliriz. Sarıgül çıkıyor.
Şişli'de başardı. İnanmasam, İstanbul'un sorunlarını çözemez desem
aday göstermem ama çözebilir. İstanbul'u tanıyor" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreciyle ilgili de CHP lideri şu sözleri dile getirdi: “Biz
30 yıldır süren sorunun çözümü için siyaset kurumunun üzerine
düşeni yapmasını istiyoruz. Silahla bu sorunun çözülemeyeceği
ortada. Parlamento'da her siyasi partiden eşit sayıda
milletvekilinin olacağı bir uzlaşma komisyonu kuralım. Ben her
siyasi partide bu sorunun akıl yoluyla çözülebileceğine inanan
insanlar olduğuna inanıyorum.
Yine her siyasi partinin göstereceği akil insanlar olmalı. Çözüm
için eşzamanlı çalışmalılar. Biz Parlamento'daki 4 siyasi parti bir
araya gelelim dedik. Ama maalesef bu kabul görmedi. Şimdi hükümet
bir görüşme yapıyor. Biz ne olduğunu bilmiyoruz. Oslo
tutanaklarında gerçeğin bir kısmını görebildik. Sınırlı sayıda
insan biliyor. Sürecin böyle gitmesi doğru mu? Hayır değil. Ben
devletin doğrudan terör örgütünü muhatap alıp görüşmesini doğru
bulmadığımı söyledim. Biz siyasiler olarak bu işin çözümünde hep
kaçak güreştik. İşi askere havale ettik. Emin olun bu sorun
çözülebilir."
GEZİ'DEN DERS ALDIK
Gezi olaylarından ders aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle
konuştu: "Gezi olaylarından biz ders aldığımıza inanıyoruz. Artık
gençlere daha farklı bakıyoruz. CHP gençlik örgütlerinin her zaman
bizden ileride olmasını isterim. Gençler benim arkamda olursa ne
olacak. Bizim önümüzü açmalılar. Gençlerin tipik bir özelliği
vardır, kişisel çıkarlarını değil ülke çıkarlarını düşünürler.
Yüzde 10 seçim barajı mutlaka kalkmalı."
SON TAHLİYELER
“Son tahliyelerle insan öldürenler de serbest bırakıldı. Neden?
Çünkü yargı zamanında işini yapmadı" diyen Kılıçdaroğlu; "Özel
yetkili mahkemelerin olduğu yerde adalet yoktur. Toplumda derin
yaralar açılmıştır. Bunların kapanması lazım. Ama bu yaraların
kapanmasını sağlarken yeni yaralar da açılmamalı. Hapishanelerde
ölüme terk edilen yüzlerce mahkum var. Her birine gittik biz.
Bunlar insan. Bunların bakıma ihtiyacı var, tedaviye ihtiyacı var.
Şu anda bile ölüme terk edilen insanlar var. Adana’da cezaevinde
çocuklara tecavüz edildi. Bunu kim ortaya çıkardı? Biz cezaevleri
için özel ekip oluşturduk. Emin olun çok değiştik. Dünya değişti,
biz de değiştik. Dünyada 90 yıl ayakta kalan 3 ya da 4 parti
vardır. CHP her zaman değişime açık olmuştur. CHP ilklerin
partisidir. CHP iktidar olduğunda hiç hata yapmamıştır diye bir şey
yok.
Yakın zamandan örnek vereyim. CHP iktidara gelmiştir. Sana yağına
zam yapmadığı için, başka şeylere zam yapmadığı için karaborsa
çıkmıştır. Alın size hata. Türk siyasetinin en ciddi zaafı
eleştiriye tahammül edememektir. Ben Rize’ye gittim. Genç bir çocuk
bana yumurta attı. Polis yakaladı. Mahkemeden yazı geldi, bu
çocuktan şikayetçi misiniz diye. Hayır dedim. O çocuk demokratik
hakkını kullandı. CHP 30’ların, 40’ların partisi diyorlar. Ekmeği
karneye bağladı diyorlar. Ya o yıllarda ekmeğin karneye bağlı
olmadığı ülke mi vardı? Fransa’da da ekmek karneye bağlıydı. Neden
ekmek karneye bağlandı? Birileri hepsini alıp götürmesin, herkesin
evine bir ekmek girsin diye. Ama biz bunu anlatamıyoruz bir türlü.
CHP tarihinde ilk kez 47 belediye başkan adayımız var. Yeterli mi,
hayır. Ama bu bir ilk."