Kılıçdaroğlu'na ders vermek densizliği...Recep İvedik yine gaz çıkardı!

Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, komedyen Şahan Gökbakar'ın, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na uygunsuz bir üslupla hitap ettiği paylaşımına tepki gösterdi.

Türk sinema tarihinin en çok izlenen filmleri sıralamasında Şahan Gökbakar’ın yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı Recep İvedik serisi üst sıraları dolduruyor.
Birinci sıradaki Recep İvedik 5’i tam 7 milyon 437 bin 050 kişi izledi.
Recep İvedik 4 ise, 7 milyon 369 bin 098 seyirci ile ikinci sırada…
İyi de Şahan Gökbakar bu filmlerde ne anlattı?
Özetle söylemek gerekirse bir magandayı kahramanlaştırdı.
Öyle bir maganda ki durmadan küfrediyor, kavga ediyor, tükürüyor, alttan üstten gaz çıkarıyor…
Ha; tüm insanlar gibi arada sırada birilerine iyiliği dokunuyor.
Baştan aşağıya pisliklerle dolu olan bu filmlerin en az izleneni Recep İvedik 3… Onu bile tam 3 milyon 326 bin 084 kişi izledi… Peki bu film, neden serinin diğer filmlerinin altında kaldı biliyor musunuz?
Çünkü “seviyesizlik dozu” daha hafifti… Yani Şahan Gökbakar o filmde yeterince gaz çıkaramamıştı.

Peki; Şahan Gökbakar’ı Recep İvedik dışında başka bir filmden hatırlıyor musunuz?
Ya da tiyatro oyunundan?
Televizyon şovundan?
Sanmam…
Yıllardır tek yaptığı iş, parası azalınca bir Recep İvedik daha çekmek…
Yine küfür ve hakaret etmek, yine birileriyle yumruklaşmak, yine alttan üstten gaz çıkarmak.
İddia ediyorum; dünya sinema tarihinde bu kadar çok gaz çıkarıp, yapımcısına ve baş rol oyuncusuna bu kadar çok para kazandıran bir başka film daha yoktur…
İşte bu yüzden kendisinden söz ederken her ne kadar “sanatçı” denilmek zorunda kalınsa da aslında bu beyefendi sanatçı falan değil düpedüz küfürbazın biridir! Çektiği de film falan değil, olsa olsa otobiyografisidir.
Komedyen de değildir.
Bunun yaptığına komedi demek, gerçek komedi üstatlarına hakarettir!
Daha da ilginci nedir biliyor musunuz; halkımız bu adamın her işine koşa koşa gitmekte ve çocuklarını da götürmektedir.
*
Bu arkadaş seriye her ara verildiğinde yeni filme kadar unutulmamak için “gaz çıkarma işi”ni sosyal medyada sürdürür.
Güncel konu neyse onunla ilgili bir twet atar ve çarşıyı karıştırır.
Yine böyle yaptı:
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun basın toplantısının ardından bir twet attı ve sanki iletişim uzmanıymışçasına, üst perdeden Kılıçdaroğlu’na ders vermeye kalkıştı. Konuyu izlemeyenlere hatırlatmak için yazayım, aynen şunları söyledi:

“Bir kere kağıttan okuma işini bir kenara bırak. Bu söylediklerini ilk turdan önce söyleyecektin. Senin videona terörist montajlayıp mitinginde oynatan iktidara aynı bu şekilde defalarca söyleyecektin. ‘Teröristle kim işbirliği yapıyor, ne diyorsunuz siz?’ diyecektin! Şimdi yapman gereken, hemen bakanlarını açıkla. HEMEN! 10 milyon üstü sığınmacıyı yollayacak adamı İçişleri Bakanı olarak açıkla. Kim olmalı çok belli... Açlıktan, yoksulluktan kırılan bu halkı ve bu bitmiş ekonomiyi konuş. Nasıl toparlanacak, bu ülkenin değerli ve YENİ! isimlerini açıkla. Kriz kapıda. Adalet ve eğitimi kim toparlayacak isim ver... Bırak artık kağıttan jenerik cümleler okumayı! İsim ver, takımını açıkla ve harekete geç!"

Bu küstah açıklamaya ilk yanıt Enver Aysever’den geldi. Gelecek tepkiden korkarak, “Arkadaşınızla mı konuşuyorsunuz Şahan? Talimat veren bu dil, bu şımarıklık, son günlerde biraz siyasal meselelere merak sardınız diye, yaşça sizden büyük ve belki gelecek hafta cumhurbaşkanı olacak, milyonları temsil eden birine böyle seslenme hakkını, haddini verir mi? İçtenlikle laubalilik arasında ince çizgi vardır, size dost tavsiyemdir; sosyal medya gücüne, popüler kültür ününe kapılmayın" diye bir twet attı.
Şahan Gökbakar anında yanıt verdi:
“Yaaaaa hadiiiii enveeeer hadiiiiii... Küfür ettirecen kendine boş yere... Dost tavsiyesiymiş... hadeee!!”
Tartışmaya daha sonra opera sanatçısı Güvenç Dağüstün de katıldı ve küfürlüşmeler en çirkin seviyesine ulaştı.
*
Bu ülkede kimse artık haddini bilmiyor dostlar.
Siyaseti de Recep İvedikler yapıyor, ekonomiyi de onlar yönetiyor. Sözüm ona sanat da onların tekelinde!
Güncel her konuda, sırf gündemde olabilmek adına, hem de hiçbir uzmanlıkları yokken ve hadleri değilken, “alttan üstten gaz çıkararak” ortalığı kirletiyorlar.
Ama ne ilginçtir ki… Onların bu bol gazlı paylaşımları, tıpkı bol gazlı sözde sanat eserleri gibi izlenme, okunma rekorları kırıyor.
*
Dikkat edin müthiş filmlerin çekildiği, resimlerin, bestelerin yapıldığı, romanların yazıldığı ülkelerde bu tür diyaloglara rastlayamazsınız…
Rastlasanız da uzayda bir küçük mırıltı olarak kaybolur gider…
Türkiye’de ise her gazı olan, uluorta çıkarır…
Biz de tanımlayacak bir söz bulamadığımız için bu adamlara “sanatçı” der, geçeriz…
Kısacası…
Bir ülkenin sanatsal düzeyi, onun gelişmişliğinin göstergesidir.
Bizim popüler sanat düzeyimiz ise çirkin bir gaz sesinden ibarettir.
Ve bu ses, gerçek sanatçılara büyük saygısızlıktır.