Kılıçdaroğlu: Alo Fatih gitti Alo Mustafa geldi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Muğla mitinginde gündeme dair açıklamalar yaptı.
İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir yurttaşı bulacaksınız.
Diyeceksiniz ki siz temiz bir siyaset mi istiyorsunuz? Kul hakkının
olmadığı bir Türkiye’yi mi özlüyorsunuz? O zaman diyeceksiniz ki bu
seçimlerde gel Türkiye’nin önünü açalım. Alacaksın mührü altı okun
böğrüne basacaksın. Emin olun sadece Türkiye değil bütün dünya bunu
bekliyor. Çünkü biz İslam dünyasına örnek olan tek ülkeyiz.
Demokrasimizi taçlandıran tek ülkeyiz. Şimdi ayaklarımızın altından
demokrasi kayıyor.
Kadınlar kaç kez doğum yapacak o karar veriyor, nasıl doğum yapacak
o karar veriyor, hangi gazetede hangi yazar yazacak o karar
veriyor, havuz medyası oluşturulacak o karar veriyor, oğlunun evine
bir milyar dolar konacak o karar veriyor, bakanların çocuklarının
yatak odalarına kasalar konulacak o karar veriyor, hitler bile bunu
yapmamıştır. Yeni bir Hitler’imiz var. Bu diktatörden kurtulmak
istiyor musunuz?
Bir turizm kenti aynı zamanda Muğla. Muğlalılarla gurur duyuyorum,
ben değil bütün Türkiye duyuyor. Onlara saygım var ama onları
yöneten tepedekilere saygım yok. Size saygım var, biliyorsunuz işçi
kardeşlerimizin sloganı var. “Susma sustukça sıra sana gelecek”
diye. Bir yeri özelleştirince sustular, sıra kendilerine gelince
bağırdılar. CHP iktidarında Yatağan özelleştirilmeyecek. Benim
sözüm.
"ŞİMDİ ALO MUSTAFA ÇIKMIŞ"
Bu zat biliyorsunuz diktatörlerin birden fazla özelliği vardır.
Birincisi çok rahat yalan söylerler. Diyordu ya camide içki içildi,
imam diyor ki vallahi içilmedi, ben din adamıyım nasıl yalan
söyleyeyim. Ama diktatör diyor ki hayır içildi, seni sürdüm
diyordu. Başörtülü bir kadına 50-100 kişi saldırdı, ortaya çıktı ki
bu da yalan. Düne kadar başörtüsü üzerinden siyaset yapıyordu, onu
elinden aldık. Şimdi söylüyorum, bütün Muğla Türkiye duysun. İster
başı açık, başı kapalı olsun bütün kadınların benim başımın
üzerinde yeri var. hiçbir zaman başörtüsü üzerinden siyaset
yapmadık. Geçen gün yeni ses kayıtları internete düştü. Yandaş bir
gazetenin patronuna telefon ediyor. Eskiden alo Fatih vardı, şimdi
alo Mustafa çıkmış. Telefon ediyor, Mustafa’da esas duruşta. Diyor
ki, senin gazetende diyor senin başörtülü yazar var, nasıl onu
yazar diyor. Kem küm falan, işine son vereceksin diyor. İşinden
attırıyor.
Ben başıörtülü bütün kadınlara sesleniyorum. Sizin başörtünüz
üzerinden siyaset yapan bir diktatör, bir başörtülü kadının
gazetede yazı yazmasına tahammül edemiyor ve ekmeğinden ediyor. Bir
tek şey istiyorum sizden elinizi vicdanınıza koyun sandığa öyle
gidin. Sizin başörtünüzü asla siyaset yapmayan, sizi hiçbir zaman
ayırmayan bir parti var. Adı Halkın Partisi, adı Cumhuriyet Halk
Partisi.
"ADNAN MENDERES'İ KULLANIYOR"
Bunlar bide darbeden şikayet ediyorlardı. Sanki darbeden zarar
görmüşler. En çok zararı biz gördük, arşivlerimize binalarımıza mal
varlığımıza el kondu. Biz şikayetçi değiliz, beyefendi şikayetçi.
Özellikle de Adnan Menderes’i kullanıyor. Menderes’i kullanan
diktatöre sesleniyorum. Sakın ola ki o insanı ağzına alma, Adnan
Menderes’in çocuklarının evinde bir milyar dolar para çıkmadı.
Çocuklarının evinde yedi kasa çıkmadı. Ona bu millet asla hırsız
demedi. Ama sen meydanların sesini duy. Bunun ünvanı ne?
Gencecik çocuklarımızı idam ettiler. Darbeden yana değiliz kim
yaparsa yapsın.
Siz hiç bakanların çocuklarının yatak odalarında milyonlarca dolar
olabileceğini düşünür müydünüz? Bilal oğlanın babasının sabah 8’de
telefon edip, dikkatli ol, tabi Bilal Oğlan yeni uyanmış, bir daha
tekrar eder misin diyor, paraları sıfırla diyor, sana Sümeyye’yi
göndereceğim, abini çağır enişteni çağır. Anladım ki neden daha
fazla çocuk istiyor, onu daha iyi anladık. Çünkü malı götürmek için
bir iki çocuk yetmiyor.
Ertesi gün paraları sıfırladın mı diyor, ne kadar kaldı diyor, 30
milyon Euro kaldı diyor. Bir başbakanın oğlunun evinde, bir gün
geçtikten sonra 30 milyon Euro kalıyorsa, vatandaşımıza
sesleniyorum 30 mart’ta ya helale ya harama ortak olacaksın.
Biz dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Bir tarafımız baharken,
öbür tarafta kar yağar. Nehirlerimiz, tarlalarımız, ovalarımız
vardır, güzel insanlarımız vardır. Çoluk çocuk bir arada yaşamak
isteriz. İsteriz ki herkesin işi aşı olsun. işsizlik çok temel bir
sorundur. Bir evde bir çocuk işsizse anne baba huzurlu
değildir.
Bütün bunlar nasıl gerçekleşir? Temiz bir siyasetle gerçekleşir,
halkına hesap veren bir siyasetle gerçekleşir. Ben buradan Adalet
ve Kalkınma Partisi’ne oy veren vatandaşlara seslenmek istiyorum.
Ben hükümeti eleştiriyorum diye bu eleştirileri almayın. Elbette ki
sandığa gidip oy kullandınız. Çünkü onlar size bize oy verin
yolsuzluğu, yasakları engelleyeceğiz dediler. Ama 17 Aralık,
Mevlana’nın düğün gecesinde bir olayla karşılaştık. Türkiye
Devletini soyan bir hükümetle karşılaştık. Bu gerçeği hiçbir
yurttaşın unutmasını istemem.
Bunlar iftiradır montajdır falan filan. Bunlar iftira olsa niye 4
bakan istifa etti? Bunlar iftira olsa o bakanın kolundaki 700 bin
liralık kol saati nedir? Haram parayla nasıl umreye gittin sen?
Eğer kul hakkı yenmeyen bir Türkiye istiyorsan, yetimin hakkının
korunmasını istiyorsan, herkesin işi aşı olsun istiyorsan, elini
vicdanına koy sandığa öyle git. Ayın 30’u geliyor sandığa
gideceğiz.
Saygın bir Türkiye için geliyoruz. Bugün Çanakkale şehitlerini
andık, dedelerimiz kucak kucağa yatıyor. Onlar hiçbir ayrım
yapmadılar, tek amaçları vardı güzel bir Türkiye’yi çocuklara
bırakmak. Annelerin babaların mutlu olduğu bir Türkiye’yi ayağa
kaldırmak. Hiç kimseye benim düşmanlığım yok. Burakcan da benim
çocuğum berkin de benim çocuğum, şehit olan benim çocuğum. Hiçbir
ayrım yapmadım, ayrım da yapmam. Hiç kimsenin burnu kanasın
istemem. Herkes anasının kuzusudur. Kin ve nefret tohumları bu
topraklarda yeşermemiştir.
O nedenle kavga etmeyeceğiz. Bizi bölmek istiyor başçalan. Kavga
edin diyor, etmeyeceğiz. Huzur içinde sandığa gireceğiz. Barış
içinde gireceğiz. Elbette ki hepimiz Mustafa Kemal’in askeriyiz,
hepimiz onu seviyoruz.
Ölen herkese saygı duydum, herkese inandım. Geçmişte CHP’nin rakibi
olan hep saygı duydum. Kim bu ülkede taş taş üstüne koyduysa
yüceltmeye özen gösterdim. Biz insanımızı seviyoruz, insanımıza
saygı duyuyoruz. İstiyoruz ki bu güzel ülkede hepimiz barış içinde
yaşayalım. O nedenle adalet ve kalkınma partisine oy veren
vatandaşlara, demokrat partiye, anavatan partiye oy veren
yurttaşlarıma sesleniyorum, gelin el birliğiyle daha güzel huzurlu
barış içinde yaşayan bir Türkiye’yi yeniden inşa edelim.