Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44. yıl dönümü
- KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı:- "20 Temmuz’da gerçekleşen askeri harekat, adanın Yunanistan’a bağlanmasını engellediği gibi Rum toplumunun kendi seçtiği liderlerin yeniden görevlerine dönmesine ve Yunanistan’da da cuntanın devrilmesine, sivil yöneticilerin işbaşına gelmesine vesile olmuştur"-.
LEFKOŞA (AA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "20 Temmuz’da gerçekleşen askeri harekat, adanın Yunanistan’a bağlanmasını engellediği gibi Rum toplumunun kendi seçtiği liderlerin yeniden görevlerine dönmesine ve Yunanistan’da da cuntanın devrilmesine, sivil yöneticilerin işbaşına gelmesine vesile olmuştur." dedi.
20 Temmuz Barış Harekatı’nın 44. yıl dönümü etkinlikleri 21 pare top atışı ve Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Bayrak Radyo Televizyonundan (BRT) yaptığı konuşmayla başladı.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın durup dururken meydana gelmediğini ifade eden Akıncı, şunları kaydetti:
"Rum tarafı yakın tarihi hep 20 Temmuz 1974’ten itibaren yazmak istese de gerçek böyle değil. Bu tarihin bir de 5 gün öncesi var. 15 Temmuz günü Yunanistan’daki Faşist Albaylar Cuntası Kıbrıs’ta yapmış olduğu darbe ile Makarios’u devirmiş, yerine de Kıbrıslı Rum faşist Nikos Samson’u getirmişti. Kıbrıs Rum Televizyonu Yunan milli marşı eşliğinde Enosis’e gidilmekte olduğunun müjdesini vermekteydi. Eğer Türkiye gecikmeden bu adımı atmasaydı, darbe kökleşecek ve kısa süre sonra dünyada da kabul görmeye başlayacaktı. 20 Temmuz’da gerçekleşen askeri harekat, adanın Yunanistan’a bağlanmasını engellediği gibi Rum toplumunun kendi seçtiği liderlerin yeniden görevlerine dönmesine ve Yunanistan’da da cuntanın devrilmesine, sivil yöneticilerin işbaşına gelmesine vesile olmuştur."
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçen 44 yılda Kıbrıs’ta tüm tarafların rızasıyla adil bir çözüme ulaşmanın en iyisi olacağını, ne var ki yıllar içerisinde ortaya çıkan fırsatların cömertçe harcandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son olarak bir yıl önce İsviçre'nin Crans-Montana kasabasındaki Kıbrıs konferansında çözümü hangi tarafın istediği, kimin destek, kimin köstek olduğu gerek BM gerekse diğer taraflarca görülmüştür ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Bu gerçek görüldüğü, bilindiği halde konferans sonrasında Birleşmiş Milletler raporuna yansıtılmaması, Rum tarafı ile Kıbrıs Türk tarafının sonuçtan aynı derecede sorumlu gösterilmesi tam bir haksızlık oluşturmuştur."
Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa Birliği (AB) normlarına uyumu için oluşturulan komitenin çalışmalarının Rum tarafının talebiyle askıya alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun hiçbir mantıklı izahı olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde güven arttırıcı önlemler çerçevesinde iki tarafın elektrik şebekelerinin kalıcı olarak birbirine bağlanmasının, üzerinde mutabık kaldıkları diğer bir önemli husus olduğunu böylece sistemin genişleyeceğini, yakıt giderleri ve dolayısıyla masrafların azalacağını, fiyatların düşeceğini, bir tarafta zorunlu elektrik kesintisi olduğunda otomatik diğer taraftan besleneceğini, sisteme daha çok güneş enerjisi bağlanabileceğini, bu gelişmeden her iki tarafın da kazançlı çıkacağını anlattı.
- "Rum tarafında zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var"
Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasının Rum tarafını suçlamak amacıyla programlanmış bir konuşma olarak değerlendirilmesini istemediğini ama bazı gerçekleri halkla paylaşmasının zorunlu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu adada birlikte var olabilmenin koşullarını yaratmanın başında karşılıklı güveni sağlamanın geldiğini anlamak gerekiyor. Bunun için Rum tarafında gerçekten bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç vardır. Bu durumu yeri geldikçe vurguluyorum ama ne yazık ki anlamak istemekte direniyorlar. İki yıl önce Kuzey Kıbrıs’tan patates alıp Güney'de satmak isteyen Rum tüccara yapılan saldırıyı, birkaç ay önce buradan 'Yeşil Hat Tüzüğü' çerçevesinde giden karo mozaiklerin kullanıldığı yerden sökülmesini izah etmek olanaksızdır. Fiyat farkı nedeniyle Kuzey'den alınan akaryakıta karşı getirilen çağ dışı yasaklamayı da, 'Eğer gelirsek okullarınızı tanımış oluruz' diyerek öğretmen ve öğrencilerine Kıbrıs Türk okullarını ziyaret etmeyi yasaklayan anlayışı da onaylamak mümkün değildir."
Akıncı, çözümden yana olduklarını dile getirirken, "Stratejik tercihimiz elbette Kıbrıs’ta çözümdür ama bu sadece bize bağlı değildir." dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, adada çözüm olsun ya da olmasın ekonomi ve demokrasiyle daha üst bir seviyeye çıkmak yönünde canla başla çalışmayı hiç ihmal etmemeleri gerektiğini vurguladı.
“Birçok sorunumuzun temelinde Kıbrıs sorunu olmakla birlikte Kıbrıs sorunundan bağımsız olarak da yapabileceğimiz çok şey vardır; bunları yapmalıyız, yapabiliriz, başarabiliriz.” ifadelerini kullanan Akıncı, Kıbrıs Türk halkının geçmişinde çok başarılar bulunduğunu sözlerine ekledi.