18 Oca 2009 10:52 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:29

"KEVİN COSTNER İLE SEVİŞMEK!" AKŞAM'IN KADIN YAZARINDAN İLGİNÇ FANTEZİ!..

Serdar Turgut'un kendisini hep "daha cesur yaz" diye teşvik ettiğini yazan Akşam yazarı Elif Aktuğ, sonunda cesur bir yazı kaleme aldı. Ama ne cesaret...

Kevin Costner ile sevişmek


Bu yazıyı Serdar Turgut'a ithaf ediyorum. Hatta ithaf etmekle kalmıyor, kendisine biraz da teessüf ediyorum. Müstehcenlik kavramı üzerine nefis bir adamı konu mankeni olarak kullanan basit bir 'atmasyon'...


Geçen pazar Kevin Costner geldi ülkeye biliyorsunuz, bir reklam filminde oynamak üzere. Aynı hafta içine denk gelen bir yazısında ise Serdar Turgut gazetemizde cesur yazılar yazan kadın yazarlar bulamadığını anlatıyor ve şöyle diyordu: 'Daha önce yazdım ya; ben AKŞAM'da yıllardır ilişkiler üzerine yazı yazabilecek cesur kadınlar aradım. Doğal olarak arayışa en cesur olabileceğine inandığım kadınlardan başladım. İlk önce nasıl yazmalarını istediğimi anlamadılar. Sonra da 'Hayal edemiyorsanız kendi ilişkilerinizi anlatın' dedim. Bundan daha fazla net anlatılmaz bir şey değil mi? Sonra bu arayışımdan beni tamamen vazgeçiren cevapları aldım. Birçoğu bana 'Ama babam bana kızar' dedi.'
Benden cesur yazılar bekleyen Serdar Bey'e 'Babam kızar' yanıtı veren benim ve başka kadın yazarlara da 'cesur yazılar yazın' demesi ve aynı cevabı alması ilginç doğrusu!
Demek her kadın yazara aynı şeyi söylermiş!.. Ben de kendimi özel ve tek sanmıştım, yazık!
Ama en azından beni 'deli' kadrosundan işe almıştı ve o dönem okuyucu 'Engin-Serdar-Elif üçlüsüne doyamıyoruz, ne çatlaksınız' diye mailler atardı; ne günlerdi...
Yazının devamını, bir filmde mastürbasyon yapabileceğini açıklayan Serdar Bey için Kevin Costner ile yaşadıklarımı anlatarak bitirmek istiyorum. Belki benim cesaretim konusunda kendisini ikna edebilirim, aslında bunu çok istiyorum. Annemle bir anlaşma yapıp bir süre gazeteyi babamın okumamasını sağlamalıyım ilkin...

HåLå ÇOK YAKIŞIKLI

Evet, tanıştık; fotoğraf çektirdik, sarıldık ve ben kulağına bir şeyler fısıldadım. O da bana sarıldı ve bir şeyler söyledi. Zaten basın toplantısında sürekli göz göze gelmiştik. Söyleyin bakalım kaç kadın ona 'hayır' diyebilir, hatta kaç erkek? Üstelik ben sadece 'celebrity' olduğu için hayran değilim ona, hatta kendim için çok rahatlıkla 'tanınmış insanlardan hoşlanmam hatta haz etmem' diyebilirim. Oysa Kev, çok eskiden beri bana tanıdık gelir, tek kulağının biraz daha kepçe olması, dudaklarının sağa doğru yamuk duruşu, hafif dökülmüş sarı saçlarını geriye dağınık taraması, sakinliği, tatlılığı zaten her şeyiyle bayıldığım bir erkek. 'Hayır' demedim. Bir kadın böyle bir adamla buluşmaya giderken ne giyer, nasıl hazırlanır, ne konuşur; şaşkındım ama gittim. Bir Hollywood starı ile beraber olunca kendinizi gerçekten de filmde gibi hissediyorsunuz, adam gözlerinizin içine bakıp sizden ne kadar etkilendiğini söylüyor ve bunun için 15 milyon dolar almıyor. Hatta bu lafı söylemese de onunla beraber olacak bir dolu kadın var sırada bekleyen, çok daha genç, zayıf, alımlı, her renk ve ırktan. Ama o, 'size' bakıyor, kadehinizi dolduruyor, sizinle oynaşıyor, sizi güldürmeye çalışıyor, iltifatlar ediyor ve Boğaz'a da dolunay ışıklarını saçmış cömertçe; haydi bakalım. Sevişmeye gerek yok, delirmek üzereyim. Çok yakışıklı, büyüleniyorum, 'Sen beni böyle öpüyorsun, sonra bunu kim yapacak' diye geçiyor aklımdan. 'Sakın uyanma, ben seni öpmeye devam edeceğim' diyor. Hiçbir kitabın yazmadığı tarifsiz bir sevişme bu, hiçbir kadının yaşamadığına eminim.

Vücudu o kadar güzel ki bakmaya doyamıyorum, o da bana aynı şeyi söylüyor; utanıyorum ama uyanmamalıyım. Kevin Costner ile sevişmek istemeyecek bir kadın yoktur herhalde, onunla uyumak ve uyanmak istemeyecek. Bildiği aşk kadını mutlu etmek üzerine, sevişme oyunları hep kadın mutlu olsun diye... Şöminenin karşısında birkaç saat geçirdikten sonra odaya geçiyoruz nihayet...

NOT: Aaa, yer kalmadı, artık detayları Serdar Bey'e göndereceğim, siz kusura bakmayın...